Köklü bir geçmiş, yüzlerce yıldır devam eden bir gelenek, kemiklerimize işlemiş olan kültürel miras ve çok daha fazlası… Çobanların koyunları kışa hazırlamalarının, yayladan inen koyunların yıkanıp süslenip sahiplerine teslim edilmelerinin kutlandığı bir tören olan Yünüm Böğet Şenlikleri, her yıl, Burdur’un Tefenni ilçesine bağlı Hasanpaşa Köyü’nde, Eylül ayının ilk haftasında Çoban Bayramı adıyla kutlanıyor. İki gün süren şenliklerin kökeni Orta Asya’ya kadar uzanıyor. Selçuklular Dönemi’nde Anadolu’ya taşınan bu gelenek, maalesef günümüzde sadece Burdur’da ve Denizli’de devam ediyor.

Yünüm Böğet Şenlikleri & Çoban Bayramı
Yünüm Böğet Şenlikleri & Çoban Bayramı

Burdur turizme yeni açılan bir il olması nedeniyle az bilinen pek çok turistik noktası bulunuyor. Aşağıdaki yazılarıma göz atarak Burdur’da gezilecek yerler konusunda daha fazla bilgiye ulaşabilirsiniz.

Butik tur yapan firmalar bu şenlikleri rotalarına eklemeyi düşünmeli bence! Buradan Kibyra, Salda Gölü, Burdur, Sagalassos üff harika rota olur.

Yünüm Böğet Ne Demek?

Yünüm Böğet Ne Demek?
Yünüm Böğet Ne Demek?

Öncelikle kutlanan şenlikte adı geçen “yünüm” ve “böğet” kelimelerinin anlamlarına bakalım, ondan sonra şenlik nasıl kutlanıyor kısmına geçeceğim.

Öz Türkçede;

  • “yünmek” yıkanmak anlamına geliyor. Yünüm de onun isim hali, yani yıkanma anlamında kullanılıyor.
  • “böğet” ise, suyun önüne set çekilerek oluştulan küçük gölet, su birikintisi anlamına geliyor. “Böğemek” biriktirmek anlamına geliyor.

Yünüm böğet ikilisi bir araya geldiğinde ise “su birikintisinde yıkamak” anlamına gelmiş oluyor. Koyunların yıkanması, temizlenmesi amacıyla yapılan etkinlik yünüm böğet adını almış oluyor. Hasanpaşa Köyü’nde bulunan böğet nesillerdir kullanılıyor, bu şenliğe özel hazırlanmış olan bir yer değil.

Anadolu’da en az 750-800 yıldır devam eden kışa girmeden önce; yaz boyunca yaylada gezmiş olan koyunların hem hastalıktan, hem tüylerinden temizlenerek kışa hazırlanması geleneğinin Orta Asya Türklerinden Anadolu’ya geldiği tahmin ediliyor.

Bu geleneğin başladığı dönemde tabii ki ne hayvanlar için kullanılan ilaçlar ne de veterinerler vardı. İnsanlar hayvanların sağlığı için bu çözümü bulmuşlar. Yaz mevsimi bitiminde koyunlar, sağlıkları için yıkanır, yünleri temizlenir, tertemiz olan olan koyunlar törenle sahiplerine teslim edilirmiş.

Yünüm Böğet Şenlikleri Nasıl Kutlanıyor?

Yünüm Böğet Şenlikleri
Yünüm Böğet Şenlikleri

Yünüm Böğet Şenlikleri Burdur’un Tefenni ilçesinin Hasanpaşa Köyü’nde her yıl Eylül ayının ilk haftası Çoban Bayramı olarak kutlanıyor.

Kutlamalar Cumartesi günü koyunların hazırlanması ile başlıyor. Koyunların şenlikler için doğal boyalar ile boyanması hazırlık sürecinin ilk aşamalarından biri. Cumartesi günü öğleden sonra, koyunların böğete inmesinin antremanı sayılan Tostos töreni yapılıyor. Çobanın koyunlara ne yapmaları gerektiğini öğrettiği bir çalışma olarak düşünebilirsiniz bu töreni. Sürüyü peşinden sürükleyecek olan öncü koyuna Elcik deniyor. Sürüye liderlik edecek olan elcik koyunu, Beydağları’ndan çıkarılan aşı taşından çıkarılan toz boya ile boyanır. Elcik koyun önde diğerleri arkada suya girme denemesi asıl yünüm böğetten bir gün önce prova edilmiş oluyor böylece.

Elcik Koyunu
Elcik Koyunu

Cumartesi akşamı dışarıdan, çevre köylerden gelen çobanlar ve misafirlerle birlikte köy meydanında müzikli eğlenceler düzenleniyor. Köy halkı evlerde yemekler hazırlıyor ve konaklayacak olan misafirlere evini açıyor. Türk insanının misafirperverliği burada kendini göstermeye başlıyor. Bu eğlenceler sabaha kadar sürüyor. 2023 yılında (öncesini bilmiyorum) katıldığımız şenlikte böğeti yukarıdan gören bir noktaya eğlence alanı hazırlanmış, müzik sistemi kurulmuştu.

Hasanpaşa Köyü
Hasanpaşa Köyü

Şenliklerin ikinci günü yani pazar günü sabah 05:30-06:00 gibi asıl tören başlıyor. Törenin bu kadar erken başlamasının sebebi hava aydınlandığında suyu ve sudaki yansımayı gören koyunların suya girmekten korkmaları. Güneş yükselmeden önce tüm sürülerin suya girmiş olması hedefleniyor. Başta çevre köylerden gelen sürüler olmak üzere, çobanlar sürülerini sırayla böğete indiriyor. Çevre köylere öncelik verilmesi Türk toplumunun misafirperverliğinin bir göstergesidir. Misafire öncelik verilir.

Önde çoban ve arkadaşları, ellerinde yem olan bir torba tutuyor. Çobanlar koyunlarını “ünleyerek” yani yüksek sesle bağırarak çağırıyor. En önde renkli boyası ile ön plana çıkarılmış olan elcik koyununu, peşinden de sürü geliyor. Burada asıl beceri; çoban suya girdiğinde önce elcik koyununun sonra da bütün sürünün çobanı takip etmesi. Kimi zaman elcik suya giriyor, sürü girmiyor, kimi zaman elcik de suya girmiyor, kimi zaman sürüden birkaç koyun giriyor diğerleri girmiyor gibi çok farklı senaryolar yaşanabiliyor.

Koyunları ikna etmeye çaışan çobanlar
Koyunları ikna etmeye çaışan çobanlar

Törenin asıl amacı bütün sürünün suya girip yıkanıp temizlenmesi olduğundan sürü suya girene kadar gerekirse çoban üç beş kez sürüyü tekrar tekrar suya sokmaya çalışıyor. Sürü suya girdikten sonra çoban ve arkadaşları tüm koyunların iyice temizlendiğinden emin olup hepsini tam olarak suya batırıyor. Yıkanan sürünün çobanı hemen sudan çıkmaz, kendinden sonra gelen sürülerin çobanlarına yardım eder. Bu da yardımlaşmanın göstergesidir.

Yardımlaşan Çobanlar
Yardımlaşan Çobanlar

Törenin eğlenceli bölümlerinden biri de suya giren çobanların naralar atarak, kimi zaman maniler söyleyerek sürüsünü bu günlere getirmek için neler yaptığını anlattığı kısım. Birilerinin tarlasına girip zarar verdiyse, sürüsü iyi beslensin diye bir fedakarlık yaptıysa bunları bağıra bağıra anlatır. Benim katıldığım şenlikte çobanlar genelde muhtara söyleniyorlardı, neden bilmiyorum. Törenin bu kısmı Türk toplumundaki hoşgörünün göstergesidir.

Sudan çıkan koyunlar
Sudan çıkan koyunlar

Sudan çıkan çoban sürüsünü toparladıktan sonra ailesi ile birlikte en temiz, en yeni elbiselerinin giyer. Artık çoban için yaz sezonun kapanmıştır, kışa hazırdır. Artık çoban için bu bir bayramdır.

Hasanpaşa’da düzenlenen Çoban Bayramı’nda bir jüri böğete inen sürüleri değerlendiriyor. Sürüsünü en iyi yöneten, sürüsünü böğete en hızlı ve tereddütsüz bir şekilde indiren çoban şeçilerek ödüllendiriliyor. Yünüm Böğet Şenlikleri köy meydanında düzenlenen ödül töreni ve sabah çorbası içilmesi ile sona eriyor.

Yüzlerce yıldır süren, dededen toruna kuşaklar boyu aktarılarak günümüze ulaşan bu geleneğin sürmesi için köylerde sürülerin devam etmesi gerekiyor, ne yazık ki her geçen yıl sürü sayısı ve sürülerdeki koyun sayısı azalıyor, umarım daha uzun yıllar bu kadim gelenek devam eder.

Yünüm Böğet Şenlikleri & Çoban Bayramı Nerede Düzenleniyor?

Yünüm Böğet Şenlikleri & Çoban Bayramı Nerede Düzenleniyor?
Yünüm Böğet Şenlikleri & Çoban Bayramı Nerede Düzenleniyor?

Yünüm Böğet Şenlikleri Türkiye artık sadece iki yerde düzenleniyor. Biri benim de katılarak bu yazıda detaylarını aktarmaya çalıştığım Burdur’un Tefenni ilçesine bağlı Hasanpaşa Kasabası’nda, diğeri ise Denizli’nin Çal ilçesinde. İki şenliğin de kökeni ve düzenlenme sebebi aynı. Bölge Teke Yöresi olarak geçiyor ve yörük kültürünün Orta Asya kültürünün yoğun yaşandığı yerlerden.

Yünüm Böğet Şenlikleri & Çoban Bayramı Ne Zaman Düzenleniyor?

Yünüm Böğet Şenlikleri
Yünüm Böğet Şenlikleri

Burdur’un Tefenni ilçesine bağlı Hasanpaşa Kasabası’ndaki Yünüm Böğet Şenlikleri her yıl Eylül ayının ilk hafta sonunda, Denizli’nin Çal ilçesindeki törenler ise Ağustos ayının son hafta sonunda düzenleniyor. Birini kaçırırsanız diğerini yakalama imkanı bulabilirsiniz.

Yünüm Böğet Şenliklerini Anlatan Derviş Zaim’in Devir Filmi

Derviş Zaim’in Devir Filmi
Derviş Zaim’in Devir Filmi

Hasanpaşa’da düzenlenen Çoban Bayramı ünlü yönetmen Derviş Zaim’e de ilham olmuş. Zaim’in 2013 yapımı olan Devir filmi, yünüm böğet şenliklerini anlatıyor. Hasanpaşa’da geçen film, çoban bayramında sekiz yıldır şampiyon olan Takmaz lakaplı çobanın gençlere çobanlığın püf noktalarını anlatmasını konu alıyor.

Derviş Zaim Devir filmi ile ilgili şunları söylemiş; “Bu film, inançlarıyla modern dünya arasında kalmış, nereye ait olduklarını öğrenmek veya gençlerine öğretmek için mücadele veren çobanların yaşadığı tuhaf, komik, zaman zaman trajik dünyayı ele alıyor. Film; esin kaynakları, gerçekliği ele alış biçimi, yapısı ve inşa ediliş tarzıyla da günümüz sinemasına yapım, üretim ve anlayış bakımından yeni bir soluk getirmeyi amaçlıyor. Devir kültürel ve tarihsel mirasla ilişki kurmak bakımından benim daha önce gerçekleştirdiğim filmler zincirini başka bir bağlamda, farklı bir yolla devam ettirmektedir.”

"Çok okuyan mı bilir çok gezen mi?" diyerek yola çıktım, hala cevap arıyorum. Hayallerimin peşinden yolculuklara çıkıyor, deneyimlerimi blogumda, gazete ve dergilerde paylaşıyorum. Gezmeyi, okumayı, yazmayı ve hayal kurmayı seviyorum.

Yorumunuzu Yazın