İlk yurtdışı seyahatimi İtalya’da yaptım, yıl 2005. Üniversite yıllarımda hem okuyup hem çalıştım, bu nedenle seyahat etmeye ancak üniversiteyi bitirip düzgün bir para kazanmaya başlayınca sıra geldi. Önce Türkiye içinde gezmeye başladım. Ama aklım hep yurtdışındaydı. O yıllarda ucuz uçak bileti, kolay seyahat etmek gibi kavramlar henüz yok. Pek yurt dışına giden de yok zaten. Aklımda İtalya var. Arkadaşlarımı ikna etmeye çalışıyorum, pasaportuydu, vizesiydi kimse uğraşmak istemiyor. İlk yurt dışı seyahatim olan İtalya gezisi notları, ilk yurt dışına çıkışımla ilgili deneyimlerim bu yazıda sizi bekliyor!
İlk Yurt Dışı Deneyimi
Aklımda İtalya var. Arkadaşlarımı ikna etmeye çalışıyorum, pasaportuydu, vizesiydi kimse uğraşmak ve benimle gelmek istemiyor.
Madem kimse gelmiyor deyip, ilk yurt dışı seyahatimi turla yapmaya karar veriyorum. O yılların en büyük ve en pahalı tur şirketlerinden birinden “klasik İtalya turu” satın alıyorum.
Turla gitmemin birkaç sebebi vardı:
- Benimle gelecek kimsenin olmaması yüzünden yalnız kalmak istemiyordum.
- İlk kez yurt dışına çıkıyorum, yol yordam öğreneyim diye düşündüm.
- İngilizcem var ama İtalyancam yok, iletişim sorunu yaşamadan gezmek kolay olur diye düşünmüştüm.
Şimdi bu endişelerimin ne kadar yersiz olduğunu anlıyorum ama o zaman henüz bilmiyordum. Biraz tecrübe kazandıktan sonra “Nasıl Çok Gezilir?” yazımda öğrendiklerimi paylaştım.
Tur rotasında Roma, Vatikan, Floransa, Piza, Venedik, Verona ve Garda Gölü vardı. İlk gün gezimize Roma’da Vatikan ile başladık. Ama bir sorun vardı: Rehber önde coşturuyor, biz arkasından yetişmeye çalışıyoruz. İlk kez İtalya’ya gitmişim, gördüğüm her şey bana çok etkileyici ve güzel görünüyor. Ne zaman dursam grubu kaybediyorum.
İlk günün sonunda tur grubu ile gezmekten vazgeçtim. Araç bizi şehir merkezine bıraktığında dönüş için kaçta nerede buluşacağımızı rehberden öğreniyor ve gruptan ayrıldım. İkinci gün tekrar Vatikan’a gidip doya doya gezdim, çünkü ilk gün tadı damağımda kalmıştı.
Araya bir not daha gireyim: Tur tanıtımında şehir merkezindeki oteller denmesine rağmen bütün oteller şehrin en az 15-20 km dışındaydı.
Turdan ayrıldım ama dersime çalışmıştım, nereler gezilecek, ne yenir gibi… Berlitz’in cep rehber kitaplarından almıştım. Onun epey faydası olmuştu gezerken. Hem içinde harita vardı, hem tarihi hem de gezilecek yerleri anlatıyordu.
Blog yazma fikri biraz böyle çıktı. Türkçe yazılı kaynak “o zamanlar” neredeyse hiç yoktu.
İlk yurt dışı seyahatimi dair deneyimlerimi anlattığım videoyu aşağıdaki görsele tıklayarak izleyebilirsiniz. Videoyu beğenirseniz kanalıma abone olmayı unutmayın!
İtalyanlar ile Benzerliklerimiz
İtalyanlar bize o kadar benziyorlar ki, gittiğim her yerde beni İtalyan sandıkları için kimseden turist muamelesi göremedim. Sadece görünüş olarak benzemekle kalmıyorlar. Trafik sorunları, kuralsızlıkları, yemek zevkleri… Özellikle Roma’da kendinizi küçük İstanbul’da gibi hissediyorsunuz.
İtalya’da Güvenlik
İtalya’da özellikle günün kalabalık saatlerinde, yoğun yerlerde çok sayıda polis görüyorsunuz. Özellikle İtalya’nın kuzeyinden güneyine indikçe sokakta yaşayan ve dilenciler bizdekileri aratmayacak kadar fazla.
Buna paralel olarak güvenlik sorunları da ortaya çıkmaya başlıyor. Ben bir sorun yaşamadım ama o yıllarda çok kapkaç sorunu vardı.
Ateşli, Heyecanlı İtalyanlar
İtalya’da beni en çok eğlendiren ise İtalyanların konuşma şekilleri. Hepsi birer oyuncu sanki… O kadar çok jest ve mimiklerini kullanıyorlar ki metroda sokakta ne söylediklerini anlamasanız da onları seyrederek eğlenebiliyorsunuz.
İtalya’da Trafik
Şehir içi ulaşımda trafik sorunları bizim gibi ciddi düzeyde. Metro ağları yaygınlaşmadığı için çok sayıda otobüs, metro, troleybüs, tramvay neredeyse bütün sokaklarda. O yüzden de sokakların tepelerinde teller örümcek ağı gibi şehirleri kaplamış. Fotoğraflarda kirlilik yaratıyorlar 🙁
Trafik sorununu aşmanın yolu ise motosikletler. En büyüğünden en küçüğüne kadar yer gök motor, özellikle de scooter. Yaşlısı genci, kadını erkeği herkes scooter kullanıyor. Umarım biz de kısa sürede o duruma geliriz.
İtalya gezimi trenle yaptım. Trenle şehirler arası geçiş yaparken de Toskana’nın üzüm bağlarını, Arno ve Tiber nehirlerinin verimli ovalarını görme şansım oldu. Bizim Ege kıyılarımıza o kadar çok benziyor ki, şaşarsınız…
İtalya’dan ilk izlenimler böyle, devamı diğer İtalya gezi yazılarımda, onlara da bir göz atın.
Yolda Kalın!
4 Yorumlar
Italya benim için de çok özel.. Floransa, Pisa, Roma, Venedik.. Hepsi ayrı lezzette benim için.. Ve evet konuşma şekilleri beni de etkiliyor. Kelimeleri uzatarak konuşmaları eğlenceli 🙂
Merhaba,
İtalya benim için çok ama çok ayrı bir yere sahip olan bir ülke. Üç defa gittim ve her defasında da yeniden aşık oldum bu ülkeye. Hiç bıkmadan sıkılmadan gideceğim bir ülke. İlk kez 2008 yılında gittim ve benim için tam anlamıyla “İtalyan Rüyası” o zaman başladı. Doğasına, tarihine, insanlarına, diline ve yemeklerine hayran kaldım. Her şehri ayrı güzel, insanı şaşırtacak sürprizlerle dolu. Gölleri, dağları, ovaları insanı ayrı bir yolculuğa çıkartıyor adeta. İlk İtalya seyahatimi ZNF Turizm ile yaptım, konusunda uzman ve deneyimli bir acenta olduğu için hiçbir sorun yaşamadım bu yüzden diğer iki seferimi de onlarla yapmayı tercih ettim.
27 Haziran 4 Temmuz 2010 tarihleri arasında ailece Italya’daydık.
Blu expres ( Blu Panorama ) ile Sabiha GÖKÇEN havalanından Roma FCO gidiş dönüş arabamızıda oto parka bıraktık 2 ayrı bankanın kredi kartları indirimli ve giderkende gelirkende araç sizin için hiç sorun olmuyor.
Romada tüm gezilebilecek yerleri gece ve gündüz ayrı ayrı gezdik her ikisininde keyfi farklı , toplu taşıt araçlarını kullandık günlük kartlar gece 23:59 da bitiyor. Terminiden araç kiralayıp Siena, San Gimilgiano, Pisa, Floransa, Padova, Venedik Murano ve Burano adaları, Verona, Garda gölü tamamen gezdik ve arabayı FCO hava alanına bıraktık.
Temrini’den araç alıp havaalanına bırakmak daha ucuz hava alanından alıp geri bırakmak daha pahalı. Biz gece geç saatde vardığımız için arabayı ertisi dün Termini’den aldık. Araç kiralama servisleri gece 23:30’dan sonra kapanıyor.
Havaalanından araç alıp havaalanına bırakmak daha mantıklı
FCO havaalanında kiralık araç alma ve bırakma kapalı garaj C kısım 4. katta
Otobanlarda akaryakıt fiyatları şehir içine göere pahalı otobanda bulunan tüm istasyonların fiyatları bir tabeleda yazıyor.TOM TOM GPs ile her şey çok kolay oto yollar 130 Km hız sınırlı GPS de ayrıca uyarıyor.
Şehir içlerinde ZTL trafige kapalı alanlara dikkat ederseniz sorun yok.
Siena,San Gimilgiano ve Pisa’da park yerleri hep gezilecek meşhur yerlerin yakınında saati 2 euro Pisa’da 1.20 , Floransa’da tren istasyonun altındaki park yeri ilginç araçlar üstüste park ediliyor ilk iki saat 2 euro sonrası 3 euro saati iyi ayarlamak lazım tüm gün 15 euro.
Venedik’e araba ile gitmedik çünkü gidiş kolay fakat araç için garaja girmek ve çıkmak uzun kuyruk oluyor.
Gece çogu akaryakıt istasyonu kapalı ve self servis.
Otobanda girişte fiş alıp çıkışta fişi okutup sonra da kredi kartını aynı slota soktuğunuzda fiyat ödenmiş oluyor ve kol kalkıyor. Oto yol fiyatı nakit ödemekte mümkün Oto yolda ödediğim ücretler:
Roma-Siena 9.60, Pisa-Floransa 9.60, Floransa-Padova 13.10, Verona –Roma 31.50
Biz Venedik için Padova’da kaldık ve Venedik’e tren ile gidip geldik 2nci sınıf tren bileti 2,90 Euro Tabaco shoplardan almak mümkün .
12 saatlik vapureto bileti 16 euro. Goldol içinde iyi pazarlık yapmak gerek biz ailece 4 kişi 60 euroya bindik.
Baştan sona kendi turumuz çok güzel geçti bende sizlerle paylaşmak istedim.
Okan UZUN
[email protected]
Okan bey detaylı yazınız için teşekkürler