Kayaköy’de gezilecek yerler ile birlikte Kayaköy’e ulaşım, Kayaköy’ün tarihçesi, Kayaköy’de nerede kalınır, Kayaköy’de ne yenir sorularının hepsinin cevabı bu yazıda, keyifli okumalar!
Likya Yolu yürüyüşüne başlamadan önce, Fethiye’ye geldiğimiz ilk gün daha hafif bir yürüyüş yapalım istedik. Uzun zamandır görmediğim Kayaköy’ü ziyaret edelim diye Fethiye’ye yaklaşık 15 km mesafedeki terkedilmiş Rum Köyü olan Kayaköy’e gitmeye karar verdik. Kayaköy’e en son 2005’te gitmişim, resmen üstünden yıllar, yıllar geçmiş.
Bu Yazıda Bulacaklarınız
Kayaköy’e Ulaşım
Kayaköy, Fethiye’ye yaklaşık 15 kilometre mesafede, oldukça yakın olmasına rağmen hala az biliniyor. Kendi aracınızla geliyorsanız Ölüdeniz üzerinden veya direkt Fethiye’nin içinden gelebilirsiniz, yarım saatte ulaşırsınız.
Toplu taşıma ile gelmek isterseniz, Fethiye’den her yarım saatte bir Kayaköy’e minibüs var. 6,25 minibüs ücreti. Fethiye merkezdeki büyük caminin hemen yanındaki minibüs duraklarından binebilirsiniz. Kış aylarında seferler seyrekleşiyor imiş, ona dikkat etmekte fayda var.
Kayaköy’de işaretlenmiş yürüyüş yolları ile Ölüdeniz’e, Gemiler Koyu’na ve daha pek çok yere ulaşmanız mümkün. Klasik Likya Yolu rotasında olmasa da, buradan Ölüdeniz’e oradan Ovacık’a yürüyerek isterseniz Likya Yolu rotanıza ekleyebilirsiniz.
Kayaköy’ün Tarihçesi
Kayaköy’ün tarihinin M.Ö. 4. yüzyıla kadar dayandığı bilinse de en yakın kalıntılar M.Ö. 3. yüzyıla ait imiş. Antik dönemdeki adı Karmylassos olan köyün 19. yüzyılda Rum yerleşimi olan adı Levissi.
Kayaköy, eski bir Rum Köyü. 1923 mübadelesinde boşaltılmış ve kaderine terk edilmiş. Levissi Köyü ‘ndeki terkedilmiş evlerin ahşap aksamları ve çatıları zamanla çürüyüp yok olmuş ve ortaya hayalet bir köy kalmış. Bodrum üstü iki katlı yapılmış olan evlerin çoğu 50 metre kare plan ile yapılmış. Hemen hepsinde ocak bulunuyor. Köyde gezerken bir zamanlar bu evleri dolduran insanları, sokaklarda koşulan çocukları hayal etmek insanın içini ürpertiyor, kim bilir ne acılar yaşandı mübadele sırasında ve sonrasında. İnsanın zorunlu olarak evini, yerini bırakıp gitmesi çok zor ve acı olmalı.
Birbirinin ışığını engellemeyen evlerden 760 tanesi koruma altına alınmış. Köyde evlerin yanısıra 2 kilise, 14 şapel, 2 okul binası ve 1 gümrük binası bulunuyor. Köyün tarihçesi ise M.Ö. 3binlere kadar dayanıyor.
Rumlar gidince köye Türkler gelmiş ama Rumların boşalttığı tepelerdeki evlere değil aşağıdaki ovaya yerleşmişler. Yani bugün Kayaköy’de yerleşim var.
Kayaköy Gezilecek Yerler
Kayaköy, ören yeri statüsünde köyün farklı yerlerinde bilet satış gişesi bulunuyor. Kayaköy ören yeri giriş ücreti: 6TL. 2004-2005’te geldiğimde burası ören yeri olarak belirlenmemişti ve ücretsiz girilebiliyordu. Kesinlikle koruma altında olması ve ücret alınması taraftarıyım.
Biz Aşağı Kilisenin oradaki kapıdan girip soldan Yukarı Kilise’ye doğru çıktık. İki kilise de şu an koruma amacıyla kilit altında. Yukarı Kilise’nin yan duvarından ilerlerseniz duvarda bir delik var, oradan girip içini gezebiliyorsunuz.
Yukarı Kilise’den çıktıktan sonra yukarıya doğru giden yolu takip ederseniz yukarıdaki Şapel’e çıkarsınız. Buradan hem köyün muhteşem bir manzarası var hem de tepenin arkasından harika bir deniz manzarası. Üşenmeyip buraya mutlaka çıkmanızı şiddetle öneririm, manzara muhteşem. Zaten köyün içinde tepeye doğru yükseldikçe, manzara daha da güzelleşiyor. Dik çıkışlar ve taşlı yollar sizi durdurmasın.
Kayaköy’de gezilecek yerler; Aşağı Kilise, Yukarı Kilise, şapeller, eski okul ve gümrük binaları. Köyün ara sokaklarında dolaşırken zaten hepsi ile karşılaşıyorsunuz.
Ayrıca Kayaköy’de konaklayarak Af Kule, Gemiler Koyu gibi yerlere de gidebilirsiniz.
Kayaköy’de Ne Yenir?
Kayaköy ve Likya Yolu boyunca en çok göreceğiniz yiyecek kesinlikle gözleme. Köy içinde çok sayıda restoran var. Bu restoranlardan fiyatlarına baktığımız Levissi’nin fiyatları cep yakıyor, Rokka ortamı dışarıdan güzel görünüyor ama orası da fiyat olarak ortalama üstü görünüyor.
Biz gözleme yemeyi tercih ettik, bu sayede gözlemeci teyzenin oğlu İsmail ile de tanışmış olduk. Gözleme fiyatları 10 TL, çay 3 TL, ayran 5 TL.
Köy Kahvesi’nde çayınızı kahvenizi içebilirsiniz. Köy kahvesi deyip geçmeyin Türk kahvesi 7,5 TL. Turist bulduk alalım paralarını yaklaşımı ne yazık ki burada da var. Aşağıdaki kahve Kayaköy Sanat Kampı’na en yakın olan kahve, köy içinde başka kahve de var, sizi yanıltmış olmayayım.
Kayaköy’de sabah erken saatte kahvaltı yapacak yer bulmakta zorlandık. Likya Yolu yürüyüşüne başlayacağımız için erken kalkmamız gerekiyordu. Aç aç yola çıkmak da istemedik ama sabah 09:00’dan pek kahvaltı vermeye başlayan kimseler yoktu. Biz de şöyle bir çözüm bulduk. Köy kahvesinin hemen yanında Yılmaz Unlu Mamüller adında bir yer vardı. “Sabah poğaça ve simidimizi senden alsak kahveden de çay alıp orada yesek sorun olur mu?” diye sorduk. “Kahveci birşey demez” yanıtını alınca kahvaltımızı bu şekilde çözdük. Üstelik unlu mamüller satan yerde paketli peynir, haşlanmış yumurta dahi vardı. Hal böyle olunca mükellef bir kahvaltı yapmış olduk.
Kayaköy’e bizim gibi bahar aylarında giderseniz dut ağaçları size cömert davranacaktır. Yaz aylarında ise incirden eriğe bahçelerden sarkan meyveler aklınızı çelebilir.
Kayaköy’de Nerede Kalınır?
Kayaköy’de konaklamak için biz Kayaköy Sanat Kampı’nda çadır kurmayı tercih ettik. Köyün içinde pansiyonlar da var. Mayıs sonu bir de kamp alanı açılacakmış, köy kahvesinde tesadüfen karşılaştık kampı açacak olanlar ile.
Kayaköy Sanat Kampı’na ben 2005-2006 idi sanırım, iki yaz gittim. Bir haftalık bir paket alıyorsunuz, sabah öğleye kadar kamptaki sanat dallarından biri ile ilgileniyorsunuz, resim, ebru, fotoğrafçılık gibi. Öğleden sonra yakın koylara doğa yürüyüşleri yapıyorsunuz, akşamları da kalan herkes birlikte zaman geçiriyor. Yalnız gidip çok eğlendiğim günler geçirmiştim. Bu kez de Kayaköy’de çadır kuracak yer bulur muyuz diye bakarken sanat kampına bir bakalım dedik. Sahibi Mutlu, “istediğiniz yere çadırınızı kurun” dedi. Henüz sezonu açmamış olduklarından bütün bahçe bizim oldu.
The Water Diviner Filmi
Russell Crowe’un Türkçe’ye “Son Umut” olarak çevrilen “The Water Diviner” filminin bazı sahneleri de Kayaköy’de çekilmiş ve ünlü aktör çekimler için köye geldiğinde oldukça ses getirmişti, belki hatırlarsınız. Filmde Cem Yılmaz ve Yılmaz Erdoğan da rol almıştı.
Kayaköy, terkedilmişliğin hüznü ile doğanın güzelliğini bir arada görebileceğiniz, Fethiye seyahatinizde mutlaka rotanıza eklemeniz gereken yerlerden biri. Bir kez gelince zaten hep gelmek isteyeceksiniz.
Yeni yazılarımdan haberdar olmak, daha fazla fotoğraf, video için sosyal medya hesaplarımı takip etmeyi unutmayın!
- Instagram: Cokokuyancokgezen
- Facebook: Cokokuyancokgezen
- Youtube: Cokokuyancokgezen
Yolda Kalın!
5 Yorumlar
2 kilise 14 Şapel.. Şapel küçük kilise idi galiba bizdeki mescidler gibi.. Bir köy için bu kadar kilise çok değil mi? Yoksa adı köy de şehir miymiş burası? Kadıköy gibi..
Rum yerleşimi imiş, köy olması şu an adından geliyor aslında daha çok.
yazik ,cok yazik,yuva bozanin yuvasi olmaz. olmayacakta kim olursa olsun.daha dun bir bu gun iki 2 dunya savasi surda elli seenlik mesele .bu ne turkluge sigar ne dine.
sizleri kutlariz yoksa boyle yerlerden haberimiz olmayacakti sagolun,hep varolun
Çok teşekkürler