İstanbul’da sıradan bir gün. Bir yerden bir başka yere gitmek için metroya binmiştim ve Unkapanı’nda bir işim vardı. Unkapanı’na gitmek için metrodan Haliç durağında inince karşı tepede çok güzel bir yapı gördüm. Daha önce bu yapıyı gördüğümü hatırlamıyordum, yeni olamazdı çünkü tarihi bir yapı gibi görünüyordu. Yaklaştıkça yapının Zeyrek’te olduğunu anladım ve aradığım cevabı buldum, burası Molla Zeyrek Camii idi, eski adı ile Pantokrator Kilisesi.
İstanbul’da yaşamanın en güzel tarafı bu olabilir diye düşünerek “işim biraz beklesin” dedim ve rotamı Zeyrek’e çevirdim.
Molla Zeyrek Camisi Nerede, Nasıl Gidilir?
Molla Zeyrek Camisi nerede derseniz, Unkapanı’ndaki SGK binasının arka tarafında kalıyor. Bozdoğan Kemeri’ne gelmeden soldaki tepenin üzerinde.
Molla Zeyrek Camii’ne nasıl gidilir sorusunun ise birkaç cevabı var.
- Eğer metro ile geliyorsanız Haliç durağında yürüyerek 10 dakikalık bir yürüyüş ile,
- Otobüs ile geliyorsanız Vefa durağında inerek 5 dakikada Molla Zeyrek Camisinin olduğu bölgeye ulaşabilirsiniz.
- Kendi aracınız ile geliyorsanız Haliç’ten Bozdoğan Kemeri’ne doğru giderken SGK binasını göreceksiniz. SGK’nın hemen yanında yol tabelalarında “Molla Zeyrek Camii” yönlendirmelerini göreceksiniz, ara sokaklarda otoparklar var.
Haritadaki konumu için tıklayın.
Molla Zeyrek Camii Kafeteryası
Caminin hemen önünde Haliç’ten Süleymaniye Camisi’ne kadar geniş bir manzarası olan bir kafeteryası var. Burayı benden başka herkes biliyormuş zaten. Hatta daha önce Koç grubu işletiyor imiş, şimdi Fatih Belediyesi tarafından işletiliyor. Geniş bir bahçesi ve çok güzel bir manzarası var. Kışın dahi manzara güzel iken bahar aylarında çok daha güzel olur eminim.
Molla Zeyrek Camii Tarihçesi
Molla Zeyrek Camii’nin olduğu alan Doğu Roma döneminde Pantokrator Manastırı’na ait imiş. Manastırın çevresinde hastanesi, okulu, kütüphanesi, eczanesi, tıp mektebi, ayazma gibi pek çok bina varmış, o yüzden geniş bir alana yayılmış. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u alınca manastırı medreseye, Pantokrator Kilisesi’ni de camiye çevirmiş. İstanbul’da camiye dönüştürülen ilk kilise burası olmuş. Medrese olarak İstanbul’un Osmanlı dönemine ait ilk eğitim kurumu olma özelliği taşıyor. Bu nedenlerle tarihi önemi var.
Medrese 1766 depreminde çok zarar görmüş. Manastır döneminde yapılan mermer işleri de depremden nasibini almış. Deprem sonrası yapılan onarımlar ile bugünkü görünümüne kavuşmuş. Zarar gören mermerler yerine mermer görünümlü kalem işleri yapılmış.
Bölge Unesco Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor. Caminin restorasyonu 9 yıl sürmüş ve 2017’de tamamlanmış. Aktif olarak ibadete açık ve müze statüsünde olmadığından ücretsiz olarak gezebilirsiniz.
Caminin duvarlarında Doğu Roma’dan izler bulabilirsiniz. Sosyal medyada burayı paylaşınca binanın güney kısmında halının altındaki mermer yer döşemelerinin de çok güzel olduğunu ve görevlilerden yardım alarak görebileceğimizi öğrendim, bir sonraki gidişimde mutlaka bakacağım.
Molla Zeyrek Camii’ne doğru giderken çevrede Zeyrek Yokuşu Çeşmesi, Zenbilli Ali Efendi Türbesi, Mehmet Emin Tokadi Türbesi, Zeyrek Sarnıcı gibi tarihten kalan yerleri de göreceksiniz. Onlara da uğrayabilirsiniz.
Zeyrek’e gelirseniz rotanıza aşağıdaki yerleri de ekleyebilirsiniz:
- Vefa Bozacısı
- Bozdoğan Kemeri
- At Pazarı
- Süleymaniye Camii
İstanbul sürprizlerle dolu, siz de ara sıra bu sürprizleri keşfe çıkın.
Yolda Kalın.
2 Yorumlar
bir gün gitmeyi çok istiyorum ayrıca yazı içinde tşkler.
Özellikle restorasyonun ardından çok daha dikkat çekici bir yer haline geldi. Önceden bu kadar yoğun olduğunu söylemek pek doğru olmazdı. Molla Zeyrek Camii’ni ziyaret ettikten sonra görülmesi gereken esas yerin At Pazarı olarak bilinen yer olduğunu düşünüyorum. Ama yolunuz buraya düşerse işkembeciler ve kasaplarla dolu tarafa pek uğraşmanızı önermem. Gerçekten ortamın kokusu nedeniyle etten soğuyabilirsiniz.
Yazı için çok teşekkürler, İstanbul’da özellikle Fatih bölgesi ziyaret edildiğinde gidip görülmesi gereken yerlerden birisi diyebilirim.