İzmir’in en yüksek nüfusa sahip ilçesi Buca, yemyeşil köyleri, köklü kültürü, temiz havası, Levantenlerden kalan köşkleri, mübadele izlerini taşıyan mahalleleri, nefes aldıran park ve bahçeleri, leziz yemekleri ile az bilinen, az akla gelen ancak çok yüksek potansiyeli olan bir yer. Buca’da gezilecek yerler, Buca nerede, nasıl gidilir, nerede kalınır, kamp yapılır mı gibi Buca ile ilgili tüm sorularınızın cevapları Buca gezi rehberi niteliğindeki bu yazıda sizi bekliyor, haydi gelin birlikte Buca’yı keşfedelim
Bu Yazıda Bulacaklarınız
Buca Hakkında Bilmeniz Gerekenler
GEZGİNİN NOTU: Bir yeri gezmeye başlamadan önce tarihi, kültürü, ekonomisi ile ilgili kısaca bilgi edinmek çok önemli. O yeri gezerken öğrendiğiniz bu bilgileri cebinize koyduğunuzda gördüklerinizin çok daha anlamlı hale geldiğini farkedeceksiniz.
Buca’da gezilecek yerler listesine geçmeden önce Buca hakkında bilmeniz gerekenlerden bahsedelim.
- Anadolu’daki ilk banliyö treni Alsancak Paradiso ve Buca arasında hizmet vermeye başlamıştır. İngiliz Levanten Ailesi Reesler tarafından 1860’larda yaptırılmıştır.
- Türkiye’deki ilk at yarışları Buca’da Şirinyer Hipodromu’nda yapılmıştır
- Türkiye’deki ilk tenis kulübü Güzel Hava Kulübü adıyla Buca’da kurulmuştur.
- İzmir’de ilk golf ve tenis müsabakaları ile atletizm yarışları Buca’da yapılmıştır.
- 1925 yılında İzmir ‘de ilk elektrik ruhsatını alan yerdir Buca.
- Türkiye’deki ilk köy enstitülerinden biri olan Kızılçullu Köy Enstitüsü Buca’da kurulmuştur.
- Protestan, Ortodoks, Katolik kiliselerin aynı sokakta yan yana olduğu nadir Anadolu kentlerinden biridir.
- Tarih boyunca İzmir’in su ihtiyacı Buca’dan karşılanmıştır, Buca ve İzmir’de pek çok su kemeri olmasının sebebi budur.
- Türkiye’nin ilk milli bayrak müzesi olan Dokuz Eylül Üniversitesi Bayrak Müzesi de Buca’dadır.
Buca’da ne yenir, nerede yenir? ve Buca’yı keşfetmek için 10 sebep yazılarıma da mutlaka göz atmanızı öneririm.
Buca’nın Tarihçesi
Buca’nın geçmişi antik döneme kadar uzanıyor. Buca’nın kuzeydoğusunda 1868 yılında antik döneme ait bir kadın büstü bulunduğu ve British Museum’a taşındığı biliniyor. Müzenin sergilenen eserleri arasında olmasa da depolarında bulunduğu biliniyor. M.Ö. 630 yıllarında Lidyalıların İzmir’e saldırdığı ve bu saldırıdan sonra halkın Buca, Dereköy, Kangölü, Kozağacı bölgelerine dağılıp yerleşmiş. Paradisoda (şimdiki Şirinyer), Kançeşme (şimdiki Gürçeşme), Kangölü, Meles Çayı çevresinde Romalılardan kalma kale, su kemelerleri, mezar taşları gibi kalıntılara rastlanmış.
Buca adının nereden geldiğine dair net bir kaynak maalesef bulunmuyor. Buca adı ilk kez, 1688 yılında İzmir’de yaşanan depremden sonra Fransız Konsolosluğu’nun buraya taşınması ile resmi kayıtlarda görülüyor.
Buca bir Rum Köyü iken, Rumlar, Yahudiler ve Türkler bir arada yaşamışlar. Bu kozmopolit yapısı sayesinde Avrupa’dan gelen Levanten Aileler’in pek çoğu Buca’ya yerleşerek bölgenin hem ekonomik hem de kültürel olarak zenginleşmesini, gelişmesini sağlamış. Osmanlı Dönemi’ne gelindiğinde Buca’nın meşhur üzümlerini Alsancak Limanı’na taşıyabilmek için Buca Tren İstasyonu inşa edilmiş. Türkiye’nin ilk banliyo tren hatta böylece hayata geçmiş.
İngiliz, Hollandalı, Belçikalı, Alman, İtalyan pek çok levanten ailesi Kurtuluş Savaşı’nı kazanmamızın ardından Buca’dan ayrılmışlar. Rum nüfus ise mübadeleler ile Yunanistan’a giderken onların yerine gelen göçmen Türkler Buca’ya yerleşmiş. Buca merkezinde yer alan Göç ve Mübadele Müzesi bu dönemi çok başarılı bir şekilde gözler önüne seriyor, mutlaka görmenizi öneririm.
Buca’da Gezilecek Yerler
Buca’da gezilecek yerler listesini takip etmesi kolay olsun diye Buca merkezde gezilecek yerler, Buca’daki köşkler ve Buca köyleri başlıkları altında topladım. Tabii ki köşklerin hemen hepsi Buca merkezde, ama bu şekilde hem okuması hem takip etmesi daha kolay olacak diye düşündüm.
Buca’yı hakkıyla gezmek istiyorsanız en az üç güne ihtiyacınız olacak. Üç günde hem köylerini hem farklı kültürlere sahip mahallelerini hem de tarihi güzelliklerini ancak bitirebilirsiniz. Buca tam olarak çok okuyan çok gezenlere göre bir destinasyon. Eğer Buca ile ilgili yeterince okuma yapmaz veya bir rehber eşliğinde gezmezseniz tarihini, kültürünü öğrenmezseniz sokaklarda boş boş dolaşıp geri dönebilirsiniz. Bu nedenlerdir ki, bu yazı Buca’yı gezerken elinizin altında olsun.
Buca Merkezde Gezilecek Yerler
Buca’da gezilecek yerler deyince, özellikle İzmir’de yaşayanlar için, akla daha çok köyleri veya piknik alanları geliyor. Halbuki Buca merkez çok kültürlü yapısı ile tarih ve kültür meraklıları için pek çok seçenek sunuyor.
Kasaplar Meydanı
Buca merkezini gezmeye başlamak için bir merkez nokta belirlemeniz gerekirse Kasaplar Meydanı doğru nokta. Meydanın çevresinde eski Buca yapılarını görebilir, Dumlupınar Mahallesi’ne Yaylacık Mahallesi ve bu mahallerde gezilecek yerlere yürüyerek ulaşabilir, Buca’nın kültür miraslarına kolayca ulaşabilirsiniz.
Kasaplar Meydanı’nda her Perşembe kurulan üretici pazarından çevre köylerden gelen üreticilerin taze meyve, sebze, bal gibi ürünlerini de uygun fiyatlara alabilirsiniz. Buca Köyleri’nde kirazdan armuta, bamyadan lavantaya kadar pek çok tarım ürünü üretiliyor.
Buca üzümleri ile meşhurmuş, üzüm ticareti önemli bir gelir kaynağı imiş eskiden. Eskisi kadar çok olmasa da üzüm yetiştirmeye devam eden bağlar var. Mevlana Karası, Pembe Gemre, Osmanca ve Kozak Siyahı, Buca Rezakisi ile Sultaniye çeşitleri Buca’da yetiştirilen üzüm cinsleri. Üretici pazarında mevsimine göre üzümleri veya henüz üzüm olmamış koruklardan alma şansınız da olabilir.
Buca Göç ve Mübadele Anı Evi
Kasaplar Meydanı’ndaki eski Rum evlerinden biri Göç ve Mübadele Anı Evi olarak düzenlenmiş, çok da güzel olmuş. Bahçesindeki asmanın altından geçerek girilen binanın içi tamamen mübadele ile değişen hayatları anlatan hikayelerle donatılmış. Düşünsenize, iki devlet arasında anlaşıyor ve bir gecede yanınıza alabileceğiniz bavul kadar eşyanızı alarak doğup büyüdüğünüz, köklendiğiniz yerden ayrılmanız isteniyor. Yaklaşık 2 milyon insan, Anadolu’da yaşayan (İstanbul hariç) 1 milyon 200 bin gayrimüslim ve Yunanistan’da yaşayan 500 bin müslüman yer değiştiriyor, anılarını, sevdiklerini, komşularını geride bırakıp hiç bilmedikleri bir yere gidiyorlar.
Anı evinde gezerken her odada insanın tüyleri diken diken oluyor. Göç ve Mübadele Anı Evi’nin bir odasında bir bavula sığdırabileceklerinize dair bir oyun hazırlanmış, başka bir odada ise mübadil ailelerin çocuklarının yazdıkları anıları duvarlara aktarılmış.
İlk katta Gülcemal Gemisi’nin anlatıldığı interaktif bir salon bulunuyor. Gülcemal Gemisi’ni bilmeyenler, duymamış olanlar için kısaca bahsedeyim; Gemi, Yunanistan ve Türkiye arasında yapılan nüfus mübadelesinde aktif görev aldı. Selanik ve Girit’ten Türkiye’ye gelen mübadilleri İstanbul, İzmir ve Karadeniz limanlarına taşıdı. Ve tabii ki mübadilleri taşıdığı bu seferler sırasında acı tatlı pek çok olaya tanıklık etti. Bu tanıklıkların bir kısmı anı evine taşınmış.
Mübaillerden kalan giysiler, eşyalar, pasaportlar, mübadeleye dair belgeler, göç ile gelenlerin salgın hastalıklara karşı muayene edilip bekletildiği yerlerin similasyonları gibi insanı derinden etkileyen pek çok oda var görülmeye değer.
Göç ve Mübadele Evi girişi ücretsiz. Pazar günleri hariç her gün 09:00-17:00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Eğer müze hakkında daha fazla bilgiye sahip olmak ve grup olarak müzeyi ziyaret etmek isterseniz, önceden randevu alarak gelebilirsiniz, müze yetkilisi Hazal Hanım size eşlik ederek detaylı bilgi verebilir.
Anı evinin hemen arkasında Kasaplar Meydanı’nda Mübadele Anıtı, 2021 yılında buraya yerleştirilmiş. Anı evini görmeye gittiğinizde anıtı da görebilirsiniz.
- Göç ve Mübadele Anı Evi Adresi: Menderes, Kasaplar Meydanı, 132. Sokak. No:41 Buca İzmir
- Göç ve Mübadele Anı Evi Telefonu: 0232 293 92 86
Buca – St. Jean Baptist Latin Katolik Kilisesi (Dom Kilisesi)
Kasaplar Meydanı’ndan sadece 4 dakikalık yürüme mesafesinde Dumlupınar Mahallesi tarafında Vatikan’a bağlı Latin Katolik Kilisesi bulunuyor. Kilise 1815’te yapılmış, 1840’ta ibadete açılmış. Kilise yapılırken iç süslemeleri zanaatkar cemaat tarafından yapılmış ve hiçbiri bu iş için para almamış. İçeriye girince kendinizi Vatikan’a girmiş gibi hissettiren bu güzel süslemelere fakir sanatı adı verilmiş. Kilise duvarları depreme dayanıklı olacak şekilde ve 1.5 metre kalınlığında Horasan harcı kullanılarak yapılmış.
Kilisede bulunan org İzmir Enternasyonel Fuarı’nın düzenlendiği ilk yıl (1927) yurt dışından getirilmiş, hala çalışır durumda. Orgun bulunduğu kata çıkarak hem orgu yakından görme hem de kiliseye yukarıdan bakma imkanı da var.
Kiliseyi ziyaret etmek, turistik olarak gezmek isterseniz arayıp randevu almanız iyi olur. İtalyan Pederi Dondy Marko veya kilise görevlileri içeriyi gezme konusunda size yardımcı olacaktır.
- Buca Latin Katolik Kilisesi Adresi: Dumlupınar Mahallesi 81 Sokak No:23
Buca Protestan Baptist Kilisesi
Protestan Baptist Kilisesi Protestan Baptist Kilisesi
Buca Protestan Baptist Kilisesi, Dumlupınar Mahallesi’nde, Kasaplar Meydanı’da sadece 500 metre mesafede Erdem Caddesi üzerinde yer alıyor. Kilise, 1834 yılında Protestan Anglikan kilisesi olarak kurulmuş. Bağımsız bir Protestan kilisesi iken daha sonra Baptist Kilisesi adını almış. 1961 yılına kadar ibadethane olarak kullanılan bina, cemaatinin azalması ile birlikte 1965 yılında Buca Belediyesi’ne devredilmiş. 2001 yılına kadar nikah, düğün salonu ve kültür merkezi olarak hizmet vermiş. 2001 yılında restore edilerek tekrar kilise olarak hizmet vermeye başlamış.
Buca’nın nüfuzlu Levanten Ailelerinden Rees Ailesi’nin desteği ile kilise çatısında kullanılan malzeme Galler’den getirilmiş, kilise orgu ise yine Rees Ailesi tarafından kiliseye bağışlanmış.
Kilisenin bahçesinde önemli ailelerin ferdlerine ait mezarlar bulunuyor. Bu ailelerden en meşhur olanı dünyaca ünlü Forbes dergisinin kurucusu olan Forbes Ailesi’nin atalarına ait mezarlar. Sherlock Holmes karakterini oynayan ünlü aktör Benedict Cumberbatch’in büyük dedesinin mezarının da burada olduğuna dair rivayetler ama sadece isim benzerliği mi yoksa gerçekten bir kan bağı var mı net değil.
- Buca Protestan Baptist Kilisesi Adresi: Adatepe, 35390 Buca/İzmir
- Buca Protestan Baptist Kilisesi Telefonu: 0232 440 22 22
Tarihi Buca Eczanesi
Yine Kasaplar Meydanı’na çok yakın bir noktada, Tarihi Buca Eczanesi’ndeyiz. Burası Buca’nın ilk eczanesi. Eczacı Mehmet Kamil Ergen 1925 yılında eczaneyi işletmeye başlamış olmasına rağmen eczane laboratuvarında bulunan mermer banko üzerinde 1906 tarihi kazılı. Bu nedenle ilk kuruluş tarihinin 1906 olduğu tahmin ediliyor.
Eczaneden içeriye girdiğinizde eski dolapları ve şu an sergi halinde bulunan eski ecza malzemelerini görebilirsiniz. Şu an eczane “Eczane Buca” adıyla hizmet veriyor.
- Tarihi Buca Eczanesi Adresi: Vali Rahmi Bey, Uğur Mumcu Cd. No:2, Buca İzmir
- Tarihi Buca Eczanesi Telefonu: 0232 420 05 72
Eski Buca Sokakları – Barış Manço Kültür Sokağı
Dumlupınar Mahallesi Buca’nın eski merkezlerinden biri. Mahalledeki evlerin pek çoğu restorasyondan geçerek otel, kafe, restoran, şarap evi, sahaf olarak hizmet vermeye başlamış. Sadece sokaklar arasında dolaşmak dahi çok keyifli iken sokak aralarında karşınıza çıkacak olan Levanten Köşkleri, kiliseler gibi sürprizler de gezinize lezzet katacak. Mahalledeki sokaklardan biri Buca Belediyesi tarafından trafiğe kapatılarak Barış Manço Kültür Sokağı adı verilmiş. Sokakta el emeği ürünler bulabileceğiniz seyyar tezgarlar da bulunuyor.
Muradiye Camii
Dumlupınar Mahallesi’ndeki tarihi duraklarınızdan biri de Muradiye Camii olmalı. Çevresindeki sokakların pek keyifli olması dışında bahçesindeki ulu ağaçlar sayesinde serin bir mola vermek için de harika bir yer.
Muradiye Camii, 1950 yılında, 1797 yılında inşa edilen Buca Agios Ioannis Prodromos Ortodoks Kilisesi’nin arazisine inşa edilmiş. Ortodoks kilisesinden geriye kalanlar ise; su kuyusu, 2 korint sütun başlığı, neoklasik giriş-çıkış kapıları.
- Buca Muradiye Camii Adresi: Dumlupınar Mahallesi, 97. Sokak Buca İzmir
Şirinyer Tren İstasyonu
Buca’da gezilecek yerler arasında neden Şirinyer Tren İstasyonu var diye merak ediyor olabilirsiniz, haklısınız. Şu an bu istasyon çalışmıyor, tren yanaşmıyor, istasyonun bulunduğu yerin altından İZBAN metrosu geçiyor.
Şirinyer Tren İstasyonu’nun bu listede yer almasının nedeni yine tarihi bir öneme sahip olması. İzmir Alsancak ile Aydın arasında ticaretin gelişebilmesi, maden ve tarım ürünlerinin taşınabilmesi için levanten ailelerin ön ayak olması ile 1858’de Osmanlı Demiryolu Şirketi (ORC) tarafından yapılmış bir tren yolunun duraklarından biri Şirinyer. O zaman durağın adı Paradiso, 1935’te ORC feshedilerek tüm hatlar ve duraklar TCDD’ye geçiyor ve durak ismi Kızılçullu oluyor, en son 1950’lerde Şirinyer adı veriliyor.
Şu an hizmet vermiyor olsa da eski istasyon binası ve ek binaları hala ayakta. Şirinyer tarafına yolunuz düşerse bir zamanların hareketli tren istasyonuna uğrayıp birkaç fotoğraf çekmeyi çok görmeyin ona.
Buca Tren İstasyonu
Yine mi tren istasyonu! Evet yine tren istasyonu. Üstelik bu kez Türkiye’nin ilk banliyö tren hattını oluşturan istasyonlardan biri olan Buca Tren İstasyonu’ndayız. Bu tren hattı da levanten ailelerin ön ayak olması ile kurulmuş. Buca’nın meşhur üzümlerini Alsancak Limanı’na ulaştırmak için kurulan tren istasyonu bugün ne yazık ki atıl durumda. Burada bir kara tren müzesi açılsa harika olmaz mı?
Kız Kulesi
Kız Kulesi Kız Kulesi
Buca Kız Kulesi, yakın zamana kadar bağlar ve zeytinlikler içerisinde iken bugün kentleşmiş alan içinde kalan Levanten Hacı Andoniyadis‘e ait bir kule. Geniş bir tabanı olan kule konik şekilde yükseliyor, tepesinde de külah şeklinde bir çatı bulunuyormuş. Taş yapının üst kısmına dışarıdan dolaşan bir merdiven ile çıkılıyormuş. Hacı Andoniyadis ölünce kule sahipsiz kalmış, zamanla gençlerin buluşma noktası haline gelmiş. Evlilik çağına gelmiş genç erkek ve kadınlar kule çevresinde toplanmaya başlamışlar, bu nedenle de adı Kız Kulesi olarak anılmaya başlanmış. Ancak kuleyle ilgili anlatılan hikayeler var elbette:
İlk hikaye bir Rum Beyi’nin kızı ile ilgili. Rum beyinin kızı ölümcül bir hastalığa yakalanır. Rum beyi kızının iyileşmesi için her yolu dener, pek çok hekime götürür ancak çare bulamaz. Rum Beyi, son çare olarak havası temiz, hastalara şifa veren Buca’ya yerleşirlerse kızına şifa bulacağına inanır. Paradiso Ovası’nı yukarıdan gören taştan bir kule yaptırır ve kızını buraya yerleştirir. Ancak Buca’nın temiz havası dahi kıza şifa olamaz ve kız bu kulede ölür. Bu nedenle kulenin adı Kız Kulesi olmuştur.
İkinci hikaye ise Rum Beyi’nin kızı ile rahibin oğlunun aşk hikayesidir. Rum Beyi’nin kızı ile papazın oğlu birbirlerine aşık olur. Ancak babaları arasında anlaşmazlıklar vardır. İki genç haberleşebilmek için arazilerine birer kule inşa ettirirler. Rum Beyi’nin kızının kulesi Kız Kulesi, papazın oğlunun kulesi ise Oğlan Kulesi olarak anılır. İki kule arasında boş araziler olduğundan kulelere çıktıklarında birbirlerini görürler.
İkinci hikaye bana daha güzel geldiği için ona inanmak istiyorum. Şu an maalesef kulenin içine girilemiyor olsa da durumu iyi.
- Buca Kız Kulesi Adresi: Barış Mahallesi, 152. Sokak. 7 A, Buca İzmir
Kızılçullu Paradiso Su Kemerleri
Kızılçullu Paradiso Su Kemerleri, Buca’ya Konak yönünden gelirken yol üstünde Meles Çayı üzerinde bulunuyor. Buca havası ile olduğu kadar bol su kaynakları ile ünlü imiş. Buca’nın kaynak sularını İzmir merkezine taşımak için Roma Dönemi’nde yapılmış bu kemerler. Buca’da başka su yolları ve kemerler de görmek mümkün.
Şirinyer’in tarihte ilk adı Paradiso yani cennet, sonraki adı ise Kızılçullu imiş. Daha sonra semtin adı Şirinyer olmuş. Bu nedenle buradaki kemerlerin ismi de Kızılçullu Paradiso Su Kemerleri diye geçiyor. Kemerlere kırmızı yönlendirme tabelalarını takip ederek ulaşmanız mümkün. Ardarda iki kemerin görüntüsü oldukça etkileyici. Bu kemerlerin yapımında Anadolu’daki pek çok sağlam yapıda olduğu gibi yumurta akı kullanıldığı söyleniyor.
Kemerlerin bulunduğu yer, Meles çayının sularından faydalanmak isteyen kervanların da durak noktası imiş, burada panayırlar kurulur, eğlenceler yapılırmış.
Mevlana Heykeli & Tıngır Tepe
Bir başka gizemli soru da Buca’da neden bir Mevlana Heykeli olduğu. Mevlana Heykeli’nin yapımına dair bazı tahminler olsa da bu tepenin adını aldığı Petros Tıngıryan’ın hikayesine odaklanalım derim. 1799’da İstanbul’da Ermeni Katolik ailesinde doğan, Viyana’ya Katolik eğitimi alması için gönderilen Petros Tıngıryan, eğitimi sırasında yaşadığı olumsuz bazı tecrübeler nedeniyle İstanbul’a geri döner, İstanbul’da da huzur bulamayan Tıngıryan, pek çok kişinin şifa bulamaya geldiği Buca’ya gelir ve bu tepede kendine bir kule ve bir ev yaptırır. 40 yıl Buca’ya yaşayan Tıngıryan 9 dili (Ermenice, Yunanca, Latince, Arapça, Farsça, İtalyanca, Fransızca ve Sanskritçe) iyi derecede konuşuyormuş. Dünya barışının sağlanabilmesi insanlığın tek dil altında birleşmesi gerektiğine inanan Tıngıryan “Sahleray” adını verdiği kendi dilini geliştirir. Bu dilde bir sözlük ve müzik notaları geliştirir.
Kendini okumaya vererek inzivaya çekildiği evinde onun felsefesine inananlar tarafından ziyaret ediliyor olsa çevrede yaşayanlar ona “tepedeki aptal adam” veya “tepedeki yanlız adam” diyorlarmış. Edebiyat dehası ve dil bilimci olan Tıngıryan Buca’da hayata gözlerini yumar. Onun felsefesi Levanten Aileler aracılığıyla dünyanın farklı yerlerine ulaşmış ve günün birinde John Lennon “Fool on the hill” şarkısını veya “imagine” şarkısını Tıngıryan’dan esinlenerek yazmış olabilir mi diye tartışmalar var. Daha da fazlası var, kendi dilini geliştiren Tıngıryan acaba Yüzüklerin Efendisi’ne de ilham vermiş olabilir mi? Bu soruların cevaplarını henüz bilmiyoruz. Dünya barışına inanan “kim olursan ol gel” diyen Mevlana’nın heykelinin burada olması size hala bir tesadüf gibi geliyor mu?
Mevlana Heykeli 75 metre yüksekten Buca’ya tepeden bakıyor ve ağaçlar içinde bir parkın içinde yer alıyor. Parkın içinde Buca Belediyesi’nin işletmesi olan Neva Kafe kahvaltı, yemek, içecek alabileceğiniz güzel bir mekan. Bu kafede oturup Tıngıryan’ın gördüğü manzaraya bakarak düşüncelere dalmayı düşünebilirsiniz.
Yörük Ali Efe Parkı ve Papaz Kulesi
Kurtuluş Savaşı’nda kahramanlıklarıyla bilinen Yörük Ali Efe, Cumhuriyet’in ilanından sonra Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün talebi ile Buca’ya yerleşmiş ve ömrünün sonuna kadar burada yaşamış. Onu onurlandırmak için Koşutepesi diye geçen yerdeki parka bir heykeli dikilerek parka da adı verilmiş.
Park içinde bir de kule bulunuyor. Kimileri bu kulenin eski bir değirmen olduğunu söylerken bu kulenin hemen yanında eskiden bir Papaz Okulu bulunduğu ve kulenin de Papaz Okulu’nun kulesi olduğu biliniyor. Kız Kulesi hikayesinde geçen Oğlan Kulesi’nin de bu kule olduğu söyleniyor. Yerleri açısından bakınca etrafta binaların olmadığı dönemde iki kule birbirini görebilecek açıdaymış.
- Yörük Ali Efe Parkı Adresi: Efeler Mahallesi, 306/1. Sokak. No:10, 35380 Buca İzmir
Dokuz Çeşmeler Çeşmesi
Buca’da Dokuz Çeşmeler Meydanı’na adını vermiş olan çeşmenin hikayesini duymuş muydunuz?
Ülkemizdeki ilk at yarışları Buca’da Şirinyer Hipodrumu’nda düzenlenmişti. Yarışlar şerefine Sultan Abdülaziz Buca’yı ziyaret etmiş ve bir gece ünlü Baltazzi köşkünde ağırlanmış. Bucalı Levantenler, Sultan Abdülaziz’in yarışlara katılması onuruna Asparuk meydanında bulunan Dokuz Çeşmeler Çeşmesi’ni yaptırmışlar. Çok okuyan mı çok gezen mi bilir sorusuna hep hem okuyan hem gezen cevabı vermemin sebebi böyle hikayeler. Bu hikayeleri bilmezseniz bu çeşmenin önünden geçip gidersiniz.
Cumhur Asparuk Meydanı – Su Değirmeni
Dokuz Çeşmeler Çeşmesi’nin hemen yakınında yer alan Cumhur Asparuk Meydanı’nda yer alan Su Değirmeni bu bölgede su taksiminin yani dağıtımının yapıldığı yermiş. İstanbul’daki Taksim Meydanı ne ise Buca’daki Asparuk Meydanı oymuş yani. 2021 yılında Buca Belediyesi’nin çalışmaları ile yeniden çarkları çalışır hale getirilmiş.
Ortodoks Kilisesi
Dokuzçeşmeler meydanına çok yakın bir Ortodoks Kilisesi varmış, ancak şu an kiliseden geriye sadece kapısı kalmış ve oldukça metruk durumda. Gezi listenize eklemeseniz de olur.
Bayrakbilim ve Türk Bayrağı Müzesi
Türkiye’nin ilk bayrak müzesinin Buca’da olduğunu biliyor muydunuz?
Dokuz Eylül Üniversitesi bünyesinde, İzmir’in kurtuluş günü olan 9 Eylül 2020’de açılan müze Dokuzçeşmeler’de bulunuyor ve çok genç bir müze. Levanten Ailelerinden Barff Ailesine ait köşk müzeye dönüştürülmüş. Hem köşk hem de müze kesinlikle görülmeye değer.
Müzede 4 ayrı salonda geçmişte yaşamış olan Türk Devletlerinin ve dünya medeniyetlerinin bayrakları sergileniyor. Çocuklar için de bir bölüm bulunan müzenin düzenlemesi de çok güzel olmuş.
Müzeyi gezebilmek için önceden randevu almanız gerekiyor. Giriş ücretsiz.
- Bayrakbilim ve Türk Bayrağı Müzesi Adresi: Adatepe Mahallesi, 24. Sokak. No: 2, 35400 Buca İzmir
- Bayrakbilim ve Türk Bayrağı Müzesi Telefonu: 0232 301 04 48
Yaylacık Mahallesi
Buca’nın tarihi mahallelerinden biri de Yakacık Mahallesi. Selanik göçmenlerinin yerleştirildiği mahalle sakinleri buraya Selanik’teki evlerinin birebir aynılarını yapıp yerleşmişler. Tek veya iki katlı evlerin alt katının yarısına kadar kırmızı tuğla örülmüş, bazılarının önünde bank şeklinde çıkmalar yapılmış, arkasında bahçeleri olan evlermiş bunlar. Herkes evinde kendi hayvanını yetiştirirmiş. Zamanla şehirleşme ile birlikte bu evlerin çoğu yıkılıp yerlerine yeni apartmanlar dikilmiş, yukarıdaki fotoğrafta yer alan evlerin olduğu ada geriye kalan son ada parseli imiş. Bunlar da yıkılırsa bir tarih yok olup gitmiş olacak, ne yazık ki.
Atatürk Maskı
*Fotoğraf: Buca Belediyesi
Buca ve Konak ilçe sınırlarının birleştiği noktadaki tepede 40 metre yüksekliğinde bir Atatürk Heykeli yer alıyor. 15 mühendis, 350 ton çelik profil kullanarak ve üstüne beton püskürterek yapmış bu heykeli. Yeşildere Caddesinden geçerken görünen heykeli ehr görüşümde içimi bir heyecan kaplıyor. Heykelin fotoğrafını çekmek pek kolay değil, ana yolda durmak veya uzaktan çekim yapmak gerekiyor. O yüzden ben de Buca Belediyesi’nin sayfasından bir fotoğraf kullanmak zorunda kaldım.
Hasanağa Bahçesi
Buca’da merkezde Üçkuyular ile Dokuz Çeşmeler Meydanları arasında bulunan en büyük park Hasan Ağa Bahçesi. Bahçe eski bir levanten köşkünün bahçesi iken bugün yürüyüş ve bisiklet yolları ile burada yaşayanların nefes aldığı bir yer.
Şirinyer Hipodromu
Yok artık Sevil, hipodromun gezilecek yerler listesinde ne işi var demediniz değil mi? Aslında hipodromun bu listede olmasının nedeni Buca için kültürel bir önemi olması ve de yemek yiyip içkinizi içerek at yarışı izlemenin de seyahat deneyiminin bir parçası olması. Burası Türkiye’de ilk at yarışlarının yapıldığı yer olmasının yanısıra gece yarışlarının da ilk yapılmaya başlaması ile at yarışı dünyasında özel bir yere sahip.
Hayvanların yarıştırılması ve bunun bir eğlence aracı olması bana çok ters olsa da pek çok kişi için ilginç bir tecrübe olabilir.
Buca’yı Buca Yapan Tarihi Köşkleri
Yazımı buraya kadar okuduysanız (tebrikler) Buca’yı anlatırken ve gezerken Levantenlerden bahsetmeden geçmenin mümkün olmadığını fark ettiniz sanırım. Buca’nın içinde ziyaret edebileceğiniz veya dışarıdan görmekle yetineceğiniz çok sayıda Levanten köşkü bulunuyor. Aşağıda ziyaret etme imkanı bulduklarımı sıraladım:
De Jongh Köşkü veya Malikanesi- SGK Hizmet Binası
De Jongh Köşkü – Sgk Hizmet Binası De Jongh Köşkü – Sgk Hizmet Binası
De Jongh Köşkü, Buca’ya ilk yerleşen Levanten Ailelerinden biri olan Felemenk asıllı İngiliz De Jongh Ailesi tarafından 1877’de yaptırılmış. De Jongh Ailesi İzmir’den ayrılınca köşk önce İtalyan Sperco Ailesi’ne daha sonra ise Aliberti Ailesi’ne geçmiştir. 1930 yılında istimlak edilen köşk bugün SGK Hizmet Binası olarak hizmet veriyor.
Köşkün bahçesinde tenis müsabakaları yapıldığı ve bir dönem tenis kulübü olarak hizmet verdiği biliniyor. SGK binası olmadan önce ise sanatoryum olarak kullanıldığı düşünülüyor. Köşk bodrum üstüne iki kat şeklinde tasarlanmış. Bodrum katı mahsen ve sığınak olarak kullanılmış, De Jongh Ailesi’nin burada saklanmak zorunda kaldığı daha sonra da İzmir’den ayrıldıkları söyleniyor. Bodrum bugün sergi salonu olarak hizmet veriyor yani orayı de görebilirsiniz.
Atatürk’ün hayatını anlatan Veda filminin bazı sahneleri bu köşkte çekilmiş. Atatürk’ün Latife Hanım’dan boşanma kararı almasına neden olan olayın geçtiği sahneyi hatırlarsanız, o sahne burada çekilmiş.
De Jongh Köşkü turistik ziyarete açık değil, SGK’de bir işiniz varsa girebiliyorsunuz veya içeriye girip gezmek istediğinizi belirtirseniz gezebilirsiniz ancak bir ofis binası olduğunu ve çalışanların olduğunu unutmadan, gürültü yapmadan gezmekte fayda var.
- De Jongh Köşkü Adresi: SGK Buca Yerleşkesi, Menderes Cd. No:20, Buca İzmir
Davut Fargoh Köşkü (Pembe Köşk) – Buca Belediyesi Kültür Sanat Merkezi
David Fargo Köşkü – Pembe Köşk David Fargo Köşkü – Pembe Köşk
Dumlupınar Mahallesi’nde bulunan Davut Fargoh Köşkü veya halk arasında bilinen adıyla Pembe Köşk, bugün Buca Belediyesi Kültür Sanat Merkezi olarak hizmet veriyor. Hıristiyan Süryani kökenli Fargoh ailesi feribot hatlarının işletmesini yapıyorlarmış.
Kaynaklara göre Fargoh Köşkü 1903 yılında yapılmış, 1925 ve 2000 yılları arasında Buca Belediyesi Hizmet Binası olarak kullanılmış. Buca Belediyesinin 2000 yılında yeni binasına taşınmasının ardından Davut Fargoh Köşkü, Buca Belediyesi Kültür Sanat Merkezi ve Kütüphane olarak hizmete açılmış.
Binanın bahçesindeki hamam bugün kütüphane, müştemilat kısmı ise Buca Belediyesi’nin işletmesi olan Boudja Gastro Pub olarak hizmet veriyor. Tarihin korunması ve yaşatılması adına güzel hareketler bunlar. Boudja Gastro Pub hem yemek hem de çay-kahve molası vermek için çok şık bir mekan. Giderseniz, ayran frozen denemeyi unutmayın!
- Davut Fargoh Köşkü Adresi: Dumlupınar, Uğur Mumcu Cd. No:29, Buca İzmir
Manoli Oteli
Dumlupınar Mahallesi’nde bulunan 1838 yılında inşa edilmiş olan Manoli Oteli, Buca’nın bilinen en eski oteli. Rum kökenli Defterigo Ailesi tarafından yaptırılmış. Defterigo Ailesi 1922 olaylarından sonra Mısır’a göç etmiş ve Buca’ya gelen levantenlerin burada konakladığı beziki poker gibi oyunlar oynadıkları biliniyor. Buca’da kitabesi bulunan en eski konut olan Manoli Otel, eski olmasına rağmen mimari olarak üst düzeyde yapılmış.
Bina son olarak huzurevi olarak hizmet vermiş ancak şu an kullanılmıyor ve ziyarete açık değil. Otel ile aynı sokakta İtalyan Latin Katolik Kilisesi bulunuyor.
- Manoli Oteli Adresi: Dumlupınar Mahallesi 81 Sokak Buca İzmir
Russo Köşkü
Russo Köşkü, mimari açıdan Buca’daki diğer köşklerden farklılık gösteren bir köşk. Tam yapım tarihi bilinmese de mimarisine bakarak 19.yüzyıl sonu 20.yüzyıl başlarında yapıldığı tahmin ediliyor. Köşkün adı Russo Ailesi’nden gelse de yapım tarihinde olduğu gibi konutun asıl sahipleri de bilinmiyor.
Russo Köşkü şu an ziyarete açık değil, sadece dışarıdan görebiliyorsunuz. Bulunduğu sokakta dış cephesindeki süslemelerden hemen farkedersiniz. Russo Köşkü de İtalyan Latin Katolik Kilisesi ile aynı sokakta bulunuyor.
- Russo Köşkü Adresi: Dumlupınar Mahallesi 81 Sokak Buca İzmir
Rees Köşkü – Buca Eğitim Fakültesi Dekanlığı
İngiliz Rees Ailesi, İzmir’in önde gelen Levanten Aileleri arasında yer alıyor ve Bucalı oldukları biliniyor. Buca’daki Rees Malikanesi’ni inşa ettirip buraya temelli yerleşmişler. Rees Ailesi Buca’da sosyal ve kültürel yaşama pek çok katkı sağlamışlar. At yarışlarına olan merakları nedeniyle bugün Şirinyer Hipodromu’nun bulunduğu yeri yaptırıp Türkiye’deki ilk at yarışlarına ön ayak olmuşlar. Rees Ailesi Protestan Kilisesi için renkli cam vitraylar yaptırarak kiliseye hediye etmiş, bu vitraylar daha sonra Alsancak’taki St.John Evangelist Kilisesi’ne taşınmış.
Rees Köşkü’nün tam yapım tarihi bilinmiyor olsa da dönem olan Fargoh Köşk ile aynı dönemde yani 1890-95 yılları arasında yapıldığı tahmin ediliyor. Kraliçe Victoria’nın yazlık evinin kopyası olarak yapılmış. Köşke dışardan bakıldığında ağırbaşlı bir görünümü var. İç mekanlar ise son derece görkemli ve etkileyici. Hemen her salonda bulunan ve her biri birbirinden güzel şömineler ise benim en çok ilgimi çeken detay oldu.
I.Dünya Savaşı sırasında köşke el konmuş ve yatılı kız öğretmen okulu (Darül Muallimin) olarak hizmet vermiş.Savaş bitince köşk yeniden sahiplerine verilse de 1930’ların sonunda İzmir’den ayrılan Rees Ailesi’nden sonra istimlak edilerek tekrar eğitim amaçlı olarak kullanılmaya başlanmış.
Rees Köşkü şu an Buca Eğitim Fakültesi Dekanlığı olarak hizmet veriyor. Biz Buca Belediyesi’nin davetlisi olarak köşkü ziyaret ettiğimizden özel izin alarak gezdik. Normal şartlarda ziyarete/turizme açık değil. Köşkün salonları dekanlığın ofis odaları olarak kullanılıyor.
- Rees Köşkü Adresi: Buca Eğitim Fakültesi Kampüsü Uğur Mumcu Cad, 135. Sokak. No: 5, Buca
Dimostanis Baltazzi Köşkü – Baltacı Malikanesi – Mehmet Akif İnan Anadolu Lisesi
Baltazzi veya Baltacı Köşkü, Buca’nın ilk köşklerinden biri olarak biliniyor. Köşkün sahibi Demostanis Baltacı, ünlü müzeci, arkeolog ve ressam Osmanlı Hamdi Bey ile çalışmış, arkeoloji konusunda çalışmaları olan biriymiş. Baltacı Köşkü bahçe ve bina mimarisine bakınca arkeolojiden anlayan birinin dokunuşları olduğunu görmek mümkün.
Baltazzi Köşkü, 1856’da Sultan Abdülmecit’i, 1863’de de Sultan Abdülaziz’i ağırlamış, bu sayede Buca’nın en prestijli köşkü haline gelmiştir. Osmanlı geleneğinde sultanın kullandığı kapı tekrar kullanılmaması için kullanıma kapatılırmış. Baltazzi Köşkü’nde de sultan, Aliotti Bahçesi’ne bakan kapıdan köşke girmiş ve geleneklere uyularak kapı kapatılarak bir daha kullanılmamış.
Köşkün Baltacı Ailesi’nden sonraki kısmı biraz belirsiz. 1890’larda Ispartalıyan adlı İzmirli bir zengin tüccarın köşkü satın aldığı, 19. yüzyılda ise köşkün Yunan Milli Bankası adına satın alındığı biliniyor. Venizelos bu köşkü, savaşta ölenlerin çocukları için bir yetimhane yapılmak üzere İzmir Rum Toplumuna bağışlamış. 1922’de buradaki yetimler, Amerikan Kızılhaçı tarafından Yunanistan’ a nakledilmiş.
1922’den sonra Türk Devleti’ne geçen malikane Mustafa Kemal Paşa’ya bağışlanmış. Paşa köşkün okul olarak kullanılmasını istemiş ve o zamandan beri köşk binası okul olarak kullanılmaya devam etmiş.
Dimostanis Baltacı Malikanesi, bugün Mehmet Akif İnan Anadolu Lisesi binası olarak kullanılıyor. Okul olduğu için hem bahçeyi hem de binayı ziyaret edebiliyorsunuz. Köşkün bahçesindeki sarnıç artık virane durumda olsa da havuzu, havuz başındaki Afrodit Heykeli hala güzelliğini koruyor.
Baltacı Köşkü Adresi: Mustafa Kemal, 694/45. Sk. No1, Buca İzmir
Forbes Köşkü
Buca’nın en ünlü levanten ailelerinden biri dünyaca ünlü Forbes Dergisi’nin kurucularının olan İngiliz Forbes Ailesi. Buca’ya hakim bir tepe üzerinde, geniş bir bahçe içinde inşa edilmiş Forbes Köşkü, kapısında yer alan armaya göre, 1908 yılında inşa edilmiş, 1909 yılında bir yangın geçirmiş, 1910 yılında ise yeniden yapılarak bugünkü haline ulaşmış.
Forbes Ailesi’nin ticaretle uğraştığı, antimuan madeni, meyan kökü ihracatı ile zengin olduğu biliniyor. Bu zenginlik sayesinde Buca’nın ve hatta İzmir’in en görkemli köşklerinden birini yaptırmış olsalar da bir süre sonra İzmir’den ayrılmışlar. Forbes Ailesi İzmir’den ayrıldıktan sonra Whittall Ailesi köşkü kullanmış.
Forbes Köşkü bugün boş duruyor ve içi ziyarete kapalı. Ancak Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi bahçesinde bulunduğundan bahçeye girerek köşkü dışarıdan görmeniz mümkün. Köşkü görmeye gidecek olursanız etrafında mutlaka tam tur dolaşın arka taraftaki eskiden kış bahçesi olduğunu tahmin ettiğim yer de çok güzel.
Bir dönem düğün fotoğrafçılarının çekim için kullandığı bir mekan imiş ancak şu an yıkılma tehlikeli nedeniyle bu tarz fotoğraf çekimlerine izin verilmiyor.
- Forbes Köşkü Adresi: Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kozağaç Mahallesi, Özmen Cd. No:147, Buca İzmir
Buca, Levanten Köşkleri açısından çok zengin. Burada yer veremediğim, ziyarete kapalı olan köşkler de bulunuyor. En bilinen ve tarihi önemi olan köşkleri sıralamaya çalıştım. Sizin de gidip gördüğünüz ve bu listede olması gerektiğini düşündüğünüz Buca köşkleri varsa yorumlara yazmayı unutmayın.
Yeşile Doyuran Buca Köyleri
Sıra geldi, Buca’nın en bilinen yerleri arasında olan yeşili ile, doğası ile, meyve-sebzeleri ünlü köylerine. Köylerde benim en sevdiğim şey, her köy meydanında bizi karşılayan, dallarının altına alıp serinleten ulu bir çınar ağacı ve bize yüreklerini açan misafirperver köylüler oldu.
Kaynaklar Köyü
Kaynaklar Köyü, Kasaplar Meydanı’na sadece 12 kilometre mesafede bulunan Buca merkeze en yakın köyü. Köy meydanında bulunan ve 1000 yaşını aşmış olan Kunduracı Çınarı Tabiat Anıtı köyün en meşhur noktası. Çınarın altında çay kahve içebilir, serinleyebilirsiniz.
Kangölü veya Manavur Su Yolu olarak bilinen bölge de Kaynaklar Köyü civarında bulunan ve Roma Döneminden günümüze ulaşmış su yollarından biri. Burası Buca’nın su kaynaklarının çıktığı yer. Bölge piknikçiler ve doğa yürüyüşü yapmayı sevenlerin de uğrak noktası.
Belenbaşı Köyü
Belenbaşı Köyü – Goca Yörük Çadırı Belenbaşı Köyü – Goca Yörük Çadırı
Belenbaşı Köyü, Kasaplar Meydanı’na sadece 15 kilometre mesafede, Buca’nın iki yörük köyünden biri. Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte yerleşik hayata geçen köy hala yörük kültürünü yaşatmaya çalışıyor. Köyün hemen dışında “Goca Yörük” adında bir yörük çadırı yapmışlar. Çadırı ziyaret edebilir, yörük yaşantısına dair eşyaları görebilir, fotoğraf çektirebilir, şanslıysanız yörük ayranı içebilirsiniz.
Döneminde giderseniz mis gibi üzüm, incir, kiraz gibi yöresel ürünleri de bulabilirsiniz.
Kırklar Köyü
Kırklar Köyü Mezarlığı Kırklar Köyü Mezarlığı
Kırklar Köyü de Buca’nın diğer yörük köyü. Kasaplar Meydanı’nda 18 kilometre mesafede bulunan köyün en dikkat çekici yanı köy mezarlığındaki Osmanlı mezarları. Mezar taşlarında bulunan yazıtlar henüz çözülememiş olsa da bölgedeki en eski mezarlık, bir başka deyişle yerleşim olduğunu bize gösteriyor. Mezar taşlarında kullanılan desenlerin Türkmen, hatta Şaman desenlerine benzediği söyleniyor, hatta halk arasında Şaman mezarları deniyormuş bu mezarlara.
Doğancılar Köyü
Doğancılar Köyü Lavanta Bahçeleri Doğancılar Köyü Lavanta Bahçeleri
Doğancılar Köyü, Buca merkez yani Kasaplar Meydanı’ndan yaklaşık 22 kilometre mesafede bulunuyor. Burası Buca’nın en yüksek yerlerinden bir tanesi, bu nedenle hem havası güzel hem de doğası, üstelik kadın muhtarı var.
Doğancılar Köyü son yıllarda bir özelliği ile daha öne çıkıyor, o da Lavanta Bahçeleri. Artık Türkiye’nin pek çok yerinde görmeye alıştığımız lavanta tarımı Doğancılar’da da yapılmaya başlanmış, salıncakları, havuzları ile İzmirlilerin Isparta veya Burdur’a gitmesine gerek bırakmamış. Lavanta tarlalarına gittiğinizde bal sormayı da unutmayın, balları da pek güzel.
Buca Gezilecek Yerler Haritası
Yukarıda bahsettiğim yerleri Google Haritalar üzerinde Buca gezilecek yerler haritası olarak işaretledim. Buca merkez, Buca köşkleri, Buca köyleri, Buca’da yeme-içme ve Buca’da konaklama olarak kategorize edilmiş şekilde Buca gezi haritası aşağıda yer alıyor. Haritaya Google Haritalar uygulaması üzerinden çevrimiçi ulaşmak için tıklayın.
Buca Nerede, Nasıl Gidilir?
Buca, az bilinmesine, gezmeye pek gidilmemesine rağmen aslında İzmir merkeze çok yakın. Şirinyer metro istasyonu Konak Meydanı’na sadece 5 kilometre mesafede iken Buca’nın merkezi sayılabilecek Kasaplar Meydanı sadece 7 kilometre mesafede. Konak Meydanı’ndan kendi aracınız ile 15 dakikada Kasaplar Meydanı’na gidebilirsiniz, otobüs ile yaklaşık yarım saat sürüyor.
Buca’ya Gitmek için En İyi Zaman
Buca’ya gitmek için en iyi zaman ne için gideceğinize göre değişse de her mevsim gezebileceğiniz, seveceğiniz bişeyler bulacağınız bir yer olduğunu tekrar hatırlatatım.
- Buca’ya kültür gezisi için gidecekseniz yılın her mevsimi gidebilirsiniz, ancak uzun yürüyüşler yapmayı seviyorsanız yazın sıcak ayları yerine ilk veya sonbahar daha güzel olur.
- Buca’nın köylerine gidecekseniz ve hem taze meyve sebze bulayım, hem de lavanta göreyim isterseniz Haziran sonu Temmuz başı en güzel zamanlar.
Buca’da Nerede Kalınır?
Buca şehir merkezinde güvenle konaklayabileceğiniz iki otel var. Biri Çaba Hotel, diğeri de Diasos Otel. Bunlar dışında da oteller var elbette ama benim gönül rahatlığı ile önerebileceklerim bunlar. Şehirden biraz uzaklaşayım derseniz de Buca Belediyesi’nin İzcilik ve Doğa Sporları Merkezi içinde bulunan bungalovlarda doğa ile içiçe kalabilirsiniz.
Çaba Hotel & Spa
Çaba Otel, Buca’nın tek “business” oteli olarak kendisini konumlandırmış, biz de gittiğimizde orada kaldık. 63 Standart ve 14 Suite olmak üzere toplamda 77 oda ve yapım aşamasında olan 2 toplantı salonu var otelde. Bizim kaldığımız odalar standart odalardı ve son derece temiz ve rahattı (yukarıdaki fotoğraftaki oda). Otel, Kasaplar Meydanı’na 2.2 kilometre mesafede, yani tam merkezde diyemeyiz. Oda fiyatları için aşağıdaki telefondan arayarak bilgi alabilirsiniz.
- Buca Çaba Otel Adresi: Yenigün Mh, Gazeteci Yazar İsmail Sivri Blv No:184-B, Buca İzmir
- Buca Çaba Otel Telefonu: 0232 520 29 30
Diasos Otel
2017’de açılmış olan Diasos Otel, Buca’nın en bilinen otellerinden biri. Standart, Double Suit ve Single Suit olmak üzere 3 farklı oda tipi bulunuyor. Otel, Kasaplar Meydanı’na 4 kilometre mesafede bulunuyor, yani tam Buca merkezde diyemeyiz. Oda fiyatları için aşağıdaki telefondan arayarak bilgi alabilirsiniz.
- Buca Diasos Otel Adresi: Kuruçeşme, 1409. Sk. No:54, Buca İzmir
- Buca Diasos Otel Telefonu: 0232 453 75 97
Buca İzcilik ve Doğa Sporları Merkezi Bungalovları
Buca Belediyesi İzcilik ve Doğa Sporları Merkezi, doğa ile içiçe olmak isteyenler, izci ve kampçılar için ideal bir yer. Ağaç evi, bungalov, çadır gibi konaklama seçeneklerinin bulunduğu merkezin içinde ayrıca tırmanma duvarı, zipline gibi aktivite alanları da var. Merkezin içindeki Dere Kafe’de ise uygun fiyatlara yeme-içme ihtiyacınızı karşılayabiliyorsunuz.
Merkezde konaklayabilmek için önceden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Bungalovlar ise sadece gruplara tahsis ediliyor, bu nedenle gitmeden önce mutlaka bilgi almak için aramanızı öneririm.
- Buca İzcilik ve Doğa Sporları Merkezi Adresi: 29 Ekim Mahallesi Gazi Feyzullah Sokak No:2 Kaynaklar Buca
- Buca İzcilik ve Doğa Sporları Merkezi Telefonu: 0537 303 03 04
Buca’da Kamp Yapılır mı?
Buca’nın köyleri kamp yapmak için oldukça uygun. Köylere gittiğinizde tavsiyem köy kahvesine gidip “buralarda nereye çadır kurabilirim” diye sormanız. Muhtemelen köyden birkaç kişi sizi evinde misafir etmek isteyecektir. Yine de kamp yapmaya uygun yerlere de yönlendirirler. Hem köyde yaşayanları rahatsız etmeden, hem de sizin rahat edeceğiniz bir yer mutlaka bulabilirsiniz. Özellikle Kaynaklar Köyü çevresinde müsait yerler var.
Ben bir kamp alanı arıyorum derseniz de Kaynaklar Köyü civarındaki Dere Kafe – Buca İzcilik ve Doğa Sporları Merkezi’nin bahçesine çadır kurulabiliyor. Önceden arayıp yer durumunu sormanızda fayda var.
- Buca İzcilik ve Doğa Sporları Merkezi Telefonu: 0537 303 03 04
Buca Gezi Videosu
3 gün süren Buca’yı Keşfet etkinliğine ait videoyu aşağıda izleyebilirsiniz.
Buca Fotoğrafları
Bu yazıda kullandığım Buca fotoğrafları toplu olarak aşağıda yer alıyor.
Göç ve Mübadele Anı Evi De Jongh Köşkü Doğancılar Köyü Lavanta Tarlası Boudja Gastro Pub Şirinyer Hipodromu Atatürk Maskı Manoli Oteli Dere Kafe Cinoğlu Restoran Su Terazisi Dokuzçeşmeler Papaz Kulesi İzmir Buca’da Gezilecek Yerler Forbes Köşkü Ada Kafe Göl Restoran Kız Kulesi Kız Kulesi Buca Sokakları Russo Köşkü Latin Kilisesi Latin Kilisesi Rees Köşkü Protestan Kilisesi Protestan Kilisesi Tarihi Eczane Dere Kafe Dere Kafe Dere Kafe Buca Tostçusu Buca Tostçusu Kırklar Mezarlığı Kırklar Mezarlığı Kaynaklar Köyü Manavur Deresi Doğanlar Köyü Doğanlar Köyü Belenbaşı Köyü Belenbaşı Köyü Kasaplar Meydanı Göç ve Mübadele Anı Evi Forbes Köşkü Pembe Köşk Buca Tren İstasyonu Neva Kafe Pembe Köşk Buca Tren İstasyonu Muradiye Camii Baltazzi Köşkü Köşk 1857 Bayrakbilimi Müzesi Yaylacık Mahallesi Yörük Ali Efe Parkı Şirinyer Tren İstasyonu Kızılçullu Paradiso Su Kemeleri Mevlana Heykeli
Buca’da çok güzel bir değişim, dönüşüm başlamış. 6 ay sonra tekrar gitsem belki çok daha güzel bir Buca ile karşılaşacağım. Güncel gelişmeleri Bucayikesfet.com adresinden de takip edebilirsiniz. Siz yine de vakit kaybetmeden gezi planlarınıza Buca’yı ekleyin.
Buca Belediyesi’nin davetlisi olarak 1-2-3 Temmuz 2021 tarihlerinde Buca’yı keşfetme imkanı yakaladım. Bu etkinlik için başta Buca Belediyesi ve Belediye Başkan Erhan Kılıç olmak üzere, organizasyonda görev alan herkese teşekkürlerimle…
Yolda kalın!
5 Yorumlar
Harika bir yazı ve video olmuş Sevil hanım paylaştığınız için teşekkür ederiz.
merhaba arkadaslar . bucada en iyi yer neresi ? daire almak istiyorum . bilen var mi ?
Burası daire almak için öneri bulabileceğiniz bir sayfa değil. Emlak sitelerine bakınız.
8 yıldır Buca’da yaşıyorum, birkaç yer harici bildiğim yer yok açıkcası, ilgi çekici bir yazı olmuş, dönüşte keşfetmeye başlayacağım.
Keşfedecek çok yeriniz var, ne güzel