İstanbul, tarih kokan birbirinden güzel sokakları, binaları ve müzeleriyle keşfetmeye doyamayacağınız bir şehir. Kış mevsiminin yavaş yavaş geride bırakıldığı bahar aylarının gelişiyle birlikte yeni gezi rotaları arayışları başlıyor. Bu günlerde birçok yerde olduğu gibi İstanbul da soğuk ve karlı havaları geride bırakmanın baharı karşılamanın heyecanını taşıyor. Havaların yavaş yavaş ısınmaya başladığı zamanlar için şehrin ziyaret edebileceğiniz birçok keyifli lokasyonu bulunuyor. Tarih severler için gezi önerilerimize geçmeden önce küçük bir uyarı yapmakta fayda var. Baharın gelişi ile birlikte mevsim geçişlerinde yaşanan hastalık riskini de beraberinde getirdiğini unutmayalım. Keyifli gezi planınız esansında boğazınızı rahatlatmak için yanınızda bir adet boğaz pastili taşımanızı tavsiye ederiz.

Bahar Aylarında İstanbul'da Gezilebilecek 5 Tarihi Mekan

İşte bahar aylarında İstanbul’da gezilebilecek 5 farklı tarihi mekan önerisi:

1. İstanbul Arkeoloji Müzeleri

İstanbul Arkeoloji Müzeleri
İstanbul Arkeoloji Müzeleri

Dünyanın en büyük müzeleri arasında yer alan bu harikulade müzede çeşitli kültürlere ait bir milyonu aşkın eseri görebilirsiniz. Oldukça eski bir tarihi olan müze, ilk kez 1891 yılında ziyarete açıldı. İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde; Eski Şark Eserleri, Çinili Köşk Müzesi ve Arkeoloji Müzesi olmak üzere toplam 3 ayrı bölüm yer alıyor. Müze öyle büyük ve kıymetli eserlerden oluşuyor ki detaylıca ziyaret etmek için bir gününüzü ayırmanızı öneriyoruz.

2. Kapalıçarşı

Baharın gelişiyle birlikte çok daha kalabalık ve keyifli bir hale gelen tarihi mekanlardan biri de Kapalıçarşı. Dünyanın en büyük ve en eski çarşısı olarak bilinen Kapalıçarşı’nın toplamda 24 farklı kapısı bulunuyor. Kitaplara, filmlere ve dizilere konu olan bu popüler çarşı, sizi adeta tarihte bir yolculuğa çıkaracak. Eğer Kapalıçarşı’ya yolunuz düşerse mutlaka baharatçılara, kuyumculara ve tarihi dükkanlara uğrayın deriz. Kapalı bir alanda kurulu olduğu için yağmurlu ve rüzgarlı günlerde de rahatlıkla gezebilirsiniz. Çarşı içinde bulunan çay dükkanlarına da uğrayıp şifalı bitkisel çayları deneyebilirsiniz.

Tantunatura pastil ürünleri hakkında detaylı bilgiye bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz. 

3. Ayasofya

Ayasofya Camii
Ayasofya Camii

Ayasofya, Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından, 532-537 yılları arasında inşa ettirilen bazilika planlı bir kiliseydi. 1453 yılında Osmanlı İmparatorluğu İstanbul’un fethettikten sonra padişah II. Mehmed tarafından camiye dönüştürüldü. Ayasofya, görkemli kubbesi, oyma mermer sütunları ve eşi benzeri olmayan mozaikleriyle sanat ve mimarlık tarihinin en önemli eserlerinden biri. Bu nedenle İstanbul’da baharda gezilebilecek tarihi mekanlar arasında mutlaka görmeniz gereken yerler arasında bulunuyor. 

4. Galata Kulesi

Galata Kulesi

Farklı ve güçlü mimarisiyle Beyoğlu’nun ortasından kendini gösteren Galata Kulesi, İstanbul’un tarihi simgelerinden biri. Her mevsim yerli yabancı birçok turisti ağırlayan bu tarihi yapıdan İstanbul’un eşsiz manzarası seyretmeniz mümkün. Kışın bitişiyle yavaş yavaş canlanmaya başlayan şehrin görüntüsünü kulenin tepesinden seyrederek kahvenizi yudumlayabilirsiniz. Galata Kulesi’nin 528 yılında inşa edildiğini ve aynı zamanda 2013 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dahil edildiğini de hatırlatmak isteriz.

5. Yerebatan Sarnıcı

İstanbul’da bahar aylarında gezilecek tarihi yerler listesinde ilk akla gelenlerden biri de şüphesiz mistik havasıyla büyüleyen Yerebatan Sarnıcı. Ayasofya’ya oldukça yakın bir noktada yer alan Yerebatan Sarnıcı aynı zamanda şehrin en büyük kapalı sarnıcı unvanına sahip. Sarnıç, yılın bu zamanlarında etkileyici ve tarihi bir deneyim yaşamak isteyenler için oldukça keyifli bir alternatif. Bizans döneminde 532 yılında inşa edilen Yerebatan Sarnıcı, şehrin ve sarayın su ihtiyacını karşılamak için kullanılmış. Uzun mermer sütunları ve sarnıcın kuzeybatı yönünde yer alan çift Medusa başı ise ziyaretçiler tarafından oldukça ilgi görüyor. Medusa başı eski Bizans’ta kılıç kabzalarına ve sütun kaidelerine ters ve yan olarak işlenmiş bir figür. Ters Medusa başının büyüden ve diğer kötülüklerden koruyacağına inanıldığını da belirterek listemizi sonlandıralım.

"Çok okuyan mı bilir çok gezen mi?" diyerek yola çıktım, hala cevap arıyorum. Hayallerimin peşinden yolculuklara çıkıyor, deneyimlerimi blogumda, gazete ve dergilerde paylaşıyorum. Gezmeyi, okumayı, yazmayı ve hayal kurmayı seviyorum.

1 Yorum

Yorumunuzu Yazın