Yıllar önce Fas’a gitmeden önce Özcan Yurdalan‘ın Fas’ta Yolculuk adlı kitabını okumuştum. Bu bir gezi kitabı değildi, hayatı, duyguları, kokuları, yaşamları anlatıyordu… Moğolistan hayalleri şekillenmeye başlayınca da ilk okunacak kitaplardan biri yine Özcan Yurdalan’ın Atların Denizi – Moğolistan Yolculuğu kitabı oldu.
Moğolistan’ın beni kendisine çekmesinin birkaç sebebi var aslında. Kuş uçmaz kervan geçmez, uçsuz bucaksız bozkırlarda özgür yaşayan canlılar ilki, yine uçsuz bucaksız Gobi çölü bir diğeri. Asıl merakımı uyandıran kısmı ise yüzlerce yıl önce kalkıp geldiğimiz topraklar olması… Garip bir şekilde o topraklarla bir bağım olduğunu hissediyorum. Şamanlar, bizim Türkçemize benzer konuşan Dukhalar, Orhun Yazıtları beni her geçen gün daha yüksek sesle çağırıyor…
Atların Denizi
Kitaba geri dönecek olursak, Özcan Yurdalan Fas’ta Yolculuk kitabında olduğu gibi bir rehber kitap değil, bir hayat kesiti anlatmış. Kitap Sarı Otobüs ile İstanbul’dan karayolu ile Moğolistan’a gidiş hikayesi ile başlıyor ki bu kısım çok sürükleyici. Heyecanla bir sonraki sayfada kahramanların başına ne gelecek diye bekliyorsunuz.
Moğolistan’a girene kadar devam eden Sarı Otobüs hikayesinden ayrılıyor ve Özcan Yurdalan’ın Moğolistan seyahatini, bu seyahat sırasında yaşadıklarını, hissettiklerini okumaya başlıyoruz. Burada tempo biraz düşüyor ancak her sayfada sizi oralara götüren, gözünüzde imgeler yaratan bir kitap haline geliyor. Bir Şaman ayininde, bozkırda yıldızları izlerken, tarihin sayfalarında gezerken buluveriyorsunuz kendinizi. Özellikle çöller benim zaafım olan coğrafyalar olduğu için çöl betimlemelerini çok keyifle okudum.
Özcan Yurdalan’ın dünyanın pek çok farklı köşesinden deneyimleri ve bu deneyimleri ile Moğolistan deneyimini birleştirmesi ise kitaba ayrı bir tat katıyor. Sadece dünyanın farklı noktaları değil, geçmiş Moğolistan gezilerine de göndermeler var ki, bazı yerlerde 9 yılda hiçbir şeyin değişmediği ya da pek çok şeyin değiştiğini öğreniyoruz.
Özcan Yurdalan’ın Moğol kültürü, tarihi hakkındaki geniş bilgi dağarcığı; Moğol sanatçıları, sanatı hakkındaki paylaşımları ise çok bilgilendirici ve etkileyici, bir gün kitap yazarsam böyle zengin olmasını çok isterim (ops öyle bir plan yok şu an).
Naçizane kitapla ilgili eleştirilerim de var elbette;
1- Sarı Otobüs’ten Moğolistan seyahatine geçişteki kopukluk beni rahatsız etti, sanki 2 ayrı kitap okurmuş gibi hissettim.
2- Kitabın sonundaki fotoğraf keşke yazının ilgili kısmında olsaymış. Bir de gezi rotası görsel olarak yer alsa tadından yenmezmiş.
Moğolistan’a gidin gitmeyin, güzel bir kitap okumuş olmak için mutlaka kütüphanenizde bu kitaba yer verin.