Hangimizin hayallerini süslemez ki, arabama atlayıp bir dünya turuna çıkayım veya 6 ay Afrika’yı baştan başa geçeyim. Bazıları ise bu hayalleri gerçeğe dönüştürür… Ali Eriç hayallerini gerçeğe dönüştürenlerden. İlk uzun seyahatini tek başına kendi aracıyla 186 gün süren İstanbul’dan Cape Town’a yaptı ve bu yolculuğunu Tur Afrika adlı kitabında anlattı. Dört tekerle baştan başa bir kıta diyerek yola çıktı.

Ali Eriç Kimdir?

1959 Ankara doğumlu olan Ali Eriç, 1994 yılında kendi işini kurmuş. 2001 yılında işindeki sorumluluklarını azaltıp hayallerinin peşinden koşmaya karar vermiş. 2004 yılından itibaren ilk uzun soluklu seyahati için hazırlık yapmaya başlamış ve 15 Ekim 2005 yılında tek başına kendi aracı ile 6 ay sürecek olan İstanbul’dan başlayan ve Cape Town’da sona eren Tur Afrika adını verdiği yolculuğa çıkmış. Bu yolculuktan döndükten 3 yıl kadar sonra ise bu kez 3 yıl sürecek olan dünya seyahatine yine aracıyla çıkmış. İkinci yolculuğuna ait İstanbul’dan İstanbul’a Bir Dünya Seyahati adlı bir kitabı daha var. Ben önce ilk yolculuğunu okumak istedim ama ilk basılan kitabı aslında dünya turunu anlattığı kitabı.

Ali Eriç evli ve bir oğlu var, yani bu uzun yolculuklara ailesini arkada bırakarak çıkmış.

Tur Afrika Kitabı Hakkında

Ali Eriç, Afrika kıtasına yaptığı seyahatinin günlüğü şeklinde yazmış Tur Afrika kitabını. Kendi aracı ile Afrika’ya gitmeyi düşünenler için değerli bir rehber kitap olmuş.

Çok sayıda gezi kitabı okumuş biri olarak naçizane yorumlarımı aşağıda görebilirsiniz:

  • Tur Afrika kitabı edebi bir kitap değil, bir günlük hatta rehber. Bu gözle okunup değerlendirilmesinde fayda var.
  • Kitaptaki en büyük eksiklik yaşanan heyecan, umutsuzluk, coşku gibi duyguları okuyucuya (bana) geçiremiyor olması. Yaşadığı hırsızlık, sınır kapısından döndürülme, geziye son vermeyi düşünmesi gibi aslında önemli iniş çıkışlar yaşayan Ali Eriç, tüm bunları çok sıradan bir olaymış gibi anlatmış. Cape Agulhas’a varıştaki heyecanını, hedefe ulaşmış olmasının etkisi ile coşkusunu daha fazla hissettim.
  • Ali Eriç yaşadıklarını oldukça detaylı şekilde aktarmış. Kitabı kapattığımda en çok aklımda kalan otel bulma, seçme hikayeleri oldu. Çok zorlu bir coğrafyada 6 ay süren yolculuğun kitabını kapattığımda daha fazla iz bırakmasını isterdim.
  • Kitabın sevdiğim kısmı ise Afrika’nın yakın tarihi ve sosyolojik olaylara ilişkin bolca bilgi bulunması. Bu bilgiler benim “çok okumayı seven” tarafımı çok iyi besledi, herkes aynı tadı alır mı bilemem.

Bu kitabı okurken önemli bir aydınlanma yaşadım. Yolculuğun süresi 10 gün de olsa 6 ay da olsa eğer bir zaman kısıtlamanız varsa istediğiniz her yeri göremiyorsunuz. Ali Eriç’in başına gelen aksilikler yüzünden iptal etmek zorunda kaldığı yerlere öyle içim acıdı ki, içimden sürekli “1 ay daha uzatsana seyahatini” demeden edemedim. Çok uzun bir hazırlık süreci sonunda bu yola çıkan Eriç’in imkanı olsa herhalde uzatırdı zaten yolculuğunu.

Bir başka konu ise uzun bir yola çıkıyorsan kıtanın bir yerinde mutlaka kötü iklime yakalanacaksın kaçışın yok gibi. Yine zaman kısıtın varsa havanın açmasını bekleme lüksün yok.

Aileni geride bırakıp bu kadar uzun yolculuğa çıkmak, herşeyi geride bırakmak ve bunu 2000li yıllarda yapmak… Afrika’da internet, telefon erişimi şimdi bile mükemmel değilken o yıllarda bu özlemin üstesinden gelmek kolay değil.

Tur Afrika kitabını satın almak için tıklayın.

Eriç’in diğer kitabı da okunacaklar listemde.

"Çok okuyan mı bilir çok gezen mi?" diyerek yola çıktım, hala cevap arıyorum. Hayallerimin peşinden yolculuklara çıkıyor, deneyimlerimi blogumda, gazete ve dergilerde paylaşıyorum. Gezmeyi, okumayı, yazmayı ve hayal kurmayı seviyorum.

4 Yorumlar

  1. ” Tur Afrika kitabı edebi bir kitap değil, bir günlük, hatta rehber. Bu gözle okunup değerlendirilmesinde fayda var.” sozunuz ile ” Kitaptaki en büyük eksiklik yaşanan heyecan, umutsuzluk, coşku gibi duyguları okuyucuya (bana) geçiremiyor olması” sozunuz kendiniz ile celistiginiz “duygusu gecirdi” bana. Ali Eric onceki kitabi ile ilgili roportajlarinda zaten kendisinin yazar olmadigini, kitabinin edebi olmadigini, “bir kitap yazayim” dusuncesi ile kitap macerasina baslamayip yolculuk sirasinda aldigi notlari, blogunda yazdigi yazilarinin begenilmesi uzerine bunlari kitap olacak seklinde derledigini ifade ediyor zaten. Yayimlanma maksadi ile yazilmamis gunlukler, notlar tam tersi bana daha dogal ve samimi yazildigi hissi veriyor. Derlenen yazilar kitap formatinda diye edebi olma ya da duygu gecirme zorunlulugu yok. Sehir rehberi de bir kitaptir ama heyecani okuyucuya gecirme gibi bir derdi yoktur. Yazma eylemi ozgur bir eylemdir, yazanin tarzidir tercihidir. Siz nasil fikrinizi yazdiysaniz ve yorum icin bolum actiysaniz ben de sizin yazdiklariniza yorum yaptim, umarim elestiriye aciksinizdir.

    • Merhaba,

      Bu yazı bir kitap tanıtımı değil, benim kitapla ilgili hissettiklerimi aktarma yazım. Dolayısıyla benim kişisel yorumlarımı içeriyor. Pek çok gezi kitabı okuyarak bir kıyaslama yapıyorum.

      Yorumunuz için teşekkürler.

Yorumunuzu Yazın