Addis Ababa klasik bir az gelişmiş ülke başkenti. Yüksek binalar, geniş caddeler ve düzensiz bir şehir. Dar es salam ya da Ulan Bator da ilk bakışta benzer bir görüntüye sahipti. Addis Ababa gezilecek yerler önerilerimi oradan henüz gelmişken hızlıca toparlayayım istedim.
Addis Ababa Etiyopya resmi dili olan Amharik dilinde “yeni çiçek” anlamına geliyor imiş. Genelde kısaltıp Addis diye kullanılıyor ama, oralılar kısaltılmasını pek istemiyor.
İstanbul’dan Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’ya gitmenin en kolay yolu tabii ki hava yolunu kullanmak. Ben de son dakika olmasına rağmen 350usd’ye Turna.com üzerinden Mısır Havayollarından aldığım Kahire aktarmalı Etiyopya’ya indiğimde gece 03:30 civarı idi. Addis Ababa Havaalanı’nda 3 saat kadar uyudum. Kolçaksız koltukları boş yakalarsanız uyumak için ideal. Ama her havaalanında olduğu gibi burası da soğuk. Biraz üşüdüm. Havaalanı şehre sadece 5km mesafede.
Addis Ababa Gezilecek Yerler
Addis’te Lalibela ve Omo Vadisi turunu ayarladığım şirket ücretsiz şehir turu verdi. Şehir turu derken bir araç bir de şoför-rehber, birlikte Addis Ababa’da gezilecek yerleri dolaştık. Addis Ababa içinde yapılacak çok birşey yok aslında. Gezilecek yerler benim gittiğim sırayla;
Holy Trinity Katedrali, giriş ücreti 150Birr bence değmez. Ama burası için en önemli ibadet yerlerinden biri.
Ulusal Müze, meşhur Lucy’nin kemikleri burada. İnsanlık tarihini tanımak için kesinlikle görmek lazım. Giriş sadece 10Birr
Etnoğrafya Müzesi, girişi 100Birr. Eski kraliyet sarayı üniversiteye bağışlanmış ve müze haline getirilmiş. Çok ilginç bulmadım, gitmesem de olurmuş.
Toto tepesi, şehre 2900 metreden bakmak için güzel bir yer. Burada da bir katedral var ama bir 100-150Birr daha vermek istemediğim için gitmedim. Manzaraya bakıp geri döndüm. Bu tepeye yıllar önce nedenini öğrenemediğim bir şekilde okaliptüs ağaçları dikilmiş ancak ekosisteme zarar verdiği için şimdi kontrollü bir şekilde söküp yerine buraya özgü ağaçlar dikiliyormuş.
Addis’in en eski oteli olan Taitu Otel aynı zamanda overlanderların da buluşma mekanı. Öğle yemeğinde açık büfe yerel yemek yiyebileceğiniz bir yer aynı zamanda. Kişi başı 75birr yemek fiyatı. O yemekten sonra ben 2 gün mideyi toplayamadım o ayrı 🙂
St. George Katedrali, burası da önemli dini merkezlerden. Bunun da girişi 100Birr arkasında da bir müze var bu ücrete dahil. Etkileyici hiçbirşey yok bence. Ama Addis’te vaktim var diyorsanız bi bakarsınız. Ben öyle yaptım.
Marketo, bizim Mahmutpaşa gibi düşünebilirsiniz ama çok daha düzensiz ve karmaşık ve büyük olan versiyonu. Yatak döşeği de var, çiçek de var, demirciler de. Buranın girişinde büyük bir camii var, ticareti de daha çok müslümanlar elinde tutuyormuş. O camiiye girmek istedim ama kadınlar tarafına dahi (baş örtüm olmasına rağmen) almadılar beni. Hani camiiler herkese açıktı!
Red Terör Müzesi, oldukça etkileyici bir müze. Terörün ülkeye verdiği zararı görmek için gitmek gerek.
To.mo.ca kahvecisi, Addis Ababa’da açılan ilk kahveci dükkanı imiş ve İtalyanlar açmış. Geleneksel Etiyopya pişirme şekli ile değil, İtalyan kahve makinalarında kahveyi hazırlıyorlar.
Marketo girişinde büyük bir camii var, ama beni içeri almadılar. Girmek isterseniz iyi şanslar.
Tempolu ve uykusuz bir günün sonunda, takipçilerimden birinin arkadaşı olan Altan’la buluşup yerel Habeş yemekleri yiyebileceğimiz bir yere gittik. Yod Abysina adlı mekanda hem yerel yemek hem de yerel dans gösterisi vardı. Tej adlı yerel içkilerini de deneme şansım oldu. Bir de Tibs adlı et yemeğinin tadına baktık ama sadece baktık çünkü et o kadar sertti ki yiyemedik. Altan sağolsun çok ilgilendi benimle Addis’te.
Addis Ababa’ya çok vakit ayırmaya gerek yok. 1-2 gün yeter artar bile. Bu arada Addis’in gece hayatı da çok popüler ama benim de gece hayatıyla hiç işim olmadığı için aktaracak tecrübem yok 🙂
2 Yorumlar
merhaba : yaklaşık 1 aydır Etiyopya’dayım. yaşadığımız yer kasaba niteliğindeki Kombolcha şehri. Addis Ababa’nın 360 km kuzeyinde.yolculuk esnasında görünen tek şey, İstanbul’daki araç trafiğinin yayan şeklindeki insan ve hayvan trafiği. yani bir yerden diğer yere sürekli yürüyenler. yolu paylaşan unsurlar araç, insan ve hayvanlar . Burası tamamen yokluklar şehri. market dediklerimiz köy bakkalları. ancak herşeye rağmen insanlar pozitif. şimdilik bu kadar….
Çok faydalı bir yazı olmuş benim gibi Etiyopya hayal edenler için 😉