Hatay, Türkiye’de mutlaka görülmesi gereken şehirler listemde ilk sıralarda yer alıyor. 13 farklı medeniyete ev sahipliği yapan köklü medeniyeti, farklı medeniyetlerin sentezi ile ortaya çıkmış olan UNESCO tescilli mutfağı, üç farklı semavi dinin mensuplarının bir arada yaşaması ile Türkiye’ye örnek olacak bir şehir Hatay. Hatay’a ilk gittiğimde “Keşke herkes bir gün Hatay’a gitse” diye düşünmüştüm. Bu duygum hiç değişmedi. Farklı zamanlarda farklı programlar yaparak Hatay’ı ziyaret ettim. Bu ziyaretlerim sonucunda kendi deneyimlerimle Hatay’da gezilecek yerler ve Hatay yemekleri konusunda önerilerimi içeren bir Hatay gezi rehberi hazırladım, umarım sizin de işinize yarar! Keyifli okumalar!

Hatay Gezi Rehberi
Hatay Gezi Rehberi

Hatay Hakkınca Kısaca

Hatay; verimli ovaları, ticaret yolları üzerinde bulunan stratejik konumu ve ikliminin etkisi ile tarih boyunca önemli bir yerleşim yeri olmuş. Şehrin tarihi Orta Paleolitik Dönem’e kadar uzanıyor. 8 bin yıllık geçmişe sahip olan şehir 13 farklı medeniyete ev sahipliği yapmış.

Hatay, Kurtuluş Savaşı döneminde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şahsi meselesi haline gelmiş ve 1939 yılında Türkiye Cumhuriyeti’ne katılmıştır.

Hatay ile ilgili beni en çok etkileyen nokta binlerce yıldır farklı medeniyetlerin farklı etnik grupların ve farklı inanca sahip toplulukların bir arada, birbirleri ile barış, sevgi, saygı ve hoşgörü içinde yaşıyor olmaları. “Ben, sen yok, biz varız!” sloganı Hatay’ı en güzel anlatan slogan olsa gerek.

Hatay Nerede?

Hatay, Akdeniz Bölgesi’nin en ucunda yer alıyor. Hatay; doğusunda ve güneyinde Suriye, batısında Akdeniz, kuzeybatısında Adana, kuzeyinde Osmaniye ve kuzeydoğusunda Gaziantep ile çevrelenmiş durumda. Hatay merkez ilçesi Antakya, il merkezidir. Böylece Hatay neresi, Antakya neresi karmaşası da çözülmüş oldu.

Hatay’ın Google Haritalar uygulaması üzerindeki konumu için tıklayın.

Hatay’a Nasıl Gidilir?

Hatay Havalimanı
Hatay Havalimanı

Hatay’a Türkiye’nin büyük şehirlerinden ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet’inden havayolu ile ulaşmak mümkün. Ancak Hatay Havalimanı’nın Amik Ovası çukuruna inşa edilmiş olması ve hakim rüzgarı alması nedeniyle sık sık uçakların inenemesi, havalimanını su basması gibi sorunlar yaşanabiliyor. Gittiğiniz dönemde hava durumunu kontrol etmenizi öneririm.

Hatay’dan Kıbrıs’a Nasıl Gidilir?

Hado
Hado

Hatay’dan Kıbrıs’a havayolu ile veya yeni hizmete başlayan Hatay Deniz Otobüsü (HADO) ile gidebilirsiniz. Arsuz Yat Limanı’ndan kalkan feribot Girne Limanı’na gidiyor. Şu an Salı ve Cuma günleri Hatay’dan Girne’ye
Perşembe ve Pazar günleri Girne’den Hatay’a seferler düzenleniyor. Feribot gün ve saatlerinin güncel bilgilerine HADO internet sitesinden ulaşabilirsiniz.

Hatay’a Gitmek için En İyi Zaman

Hatay yılın her dönemi ziyaret etmek için uygun bir destinasyon. Kış aylarında dahi yumuşak olan iklimi sayesinde yaz-kış ziyaret etmek için uygun. Ancak ben en çok portakal ve mandalinaların olgunlaştığı dönemde orada olmayı seviyorum yani Kasım-Aralık-Ocak.

Hatay’ı Gezmek için Kaç Gün Ayırmalı?

Hatay şehir merkezi ve yakın çevresindeki popüler noktaları gezmek için en az 2 tam güne ihtiyacınız var. Denize de gireyim, İskenderun veya Kıbrıs’a da geçeyim derseniz sürenizi uzatmanız gerekir.

Hatay’da Gezilecek Yerler Haritası

Aşağıda Hatay’da gezilecek yerler haritası görsel olarak yer alıyor. Bu haritada Hatay iline bağlı tüm ilçelerdeki gezilecek yerleri işaretlenmiş olarak göreceksiniz.

Hatay Gezi Haritası
Hatay Gezi Haritası

Bu bölümde ise yazı genelinde bahsi geçen Hatay’da gezilecek yerler, restoranlar, konaklama seçenekleri ve önemli yerlerin Google Haritalar uygulaması üzerinde işaretlenmiş olarak göreceksiniz.

Haritayı Google Haritalar uygulaması üzerinde görmek için tıklayın.

Hatay'da Gezilecek Yerler Haritası
Hatay’da Gezilecek Yerler Haritası

Hatay’da Gezilecek Yerler

Hatay fikri beni çok heyecanlandırdığından olsa gerek gitmeden epeyce araştırma yapmış, sayfalarca gezi tüyosu toparlamıştım. Ne nerede yenir, nereler gezilir… Aslında yazılacak çizilecek, tek tek üstünde durulacak çok şey var. İşte Hatay’da gezilecek yerler!

Hatay Arkeoloji Müzesi

Hatay Arkeoloji Müzesi
Hatay Arkeoloji Müzesi

Yüzlerce mozaiğin sergilendiği Hatay Arkeoloji Müzesi, kesinlikle görülmeye değer. Daha önce şehir merkezinde olan müze yeni yerine taşınmış ve çok daha geniş ferah bir müze olmuş.

Hatay Müzesi yeni yeri şehir merkezine 5 km kadar uzakta. Çok daha büyük bir sergi alanı ile yeni müze çok güzel olmuş. Sergi alanı olarak dünyanın en büyük, sahip olduğu mozaik eserler bakımından ise dünyanın 2. mozaik müzesi imiş.

Hatay Müzesi - Mozaikler
Hatay Müzesi – Mozaikler

Müzede 16 galeri bulunuyor. Şahane mozaikler dışında bölge tarihine ışık tutan pek çok eseri de müzede bulmanız mümkün. Müzeyi gezmek için en az birkaç saatinizi ayırmanızı öneririm. Tamamını hakkıyla gezmek için bir tam güne ihtiyacınız var.

Hatay Arkeoloji Müzesi 2022 yılı giriş ücreti 50 TL, Müzekart ile ücretsiz.

Antakya Sokakları ve Eski Antakya Evleri

Eski Antakya Evleri
Eski Antakya Evleri

Müzedeki turumuzdan sonra şehri dolaşmaya, ara sokaklarının keyfini çıkarmaya koyulduk. Hemen şehir meydanının üst kısımları Eski Antakya diye adlandırılan bölge. Daracık sokaklarında cami, kilise ve havranın sırt sırta durduğu tam bir hoşgörü şehri burası. Sokaklarında dolaştıkça daha da iyi anlıyor insan. Eski Antakya evleri dışarıdan küçük görünse de içeri girince bir avlu, avluda mutlaka bir portakal ya da limon ağacı karşılıyor bizi.

Antakya’nın eski şehir merkezi dar sokakları ve eski Antakya evleri ile keşfedilmeye değer. Ara sokaklarda restore edilmiş konakların bir kısmı otel veya restorana dönüşmüşken yıkılmaya yüz tutmuş binalarla bir arada bir mozaiğin parçaları gibiler. Eski Antakya’nın sınırını Asi nehri belirliyor. Asi’den şehrin sırtını verdiği yamaçlara kadar eski evlere rastlamak mümkün.

Kurtuluş Caddesi

Kurtuluş Caddesi Eski Antakya’nın içinden geçen, eski şehrin en işlek ve hareketli caddesi. Bu cadde dünya üzerinde ışıklandırma yapılmış ilk cadde olması nedeniyle dünya tarihi için önemli bir nokta.

Habib-i Neccar Camii

Habib-i Neccar Camii
Habib-i Neccar Camii

Kurtuluş Caddesi üzerindeki bu camii Türkiye sınırları içinde inşa edilen ilk camii olma özelliğini taşıyor. Camii ismini Hz.İsa’nın havarilerine ilk inanan ve bu nedenle yaşamını kaybeden Habib-i Neccar’dan almış. Ayrıca camii içinde Hz. Yunus ve Hz. Yahya’nın türbeleri bulunuyor.

Musevi Havrası

Kurtuluş Caddesi üzerinde yer alan Havra halen Musevi Cemaati tarafından kullanılmaktadır.

Katolik Kilisesi

Katolik Kilisesi, Kurtuluş Caddesi üzerinde yer alıyor. Aynı cadde üzerinde ve çok yakın mesafelerde 3 mukaddes dinin ibadethaneleri barış içinde bir arada.

Ortodoks Kilisesi

Kudüs’ten sonraki en eski kiliselerden biri burası. Cemaat dışında ziyarete açık değil.

Protestan Kilisesi

Fransızların Hatay’ı işgal ettiği dönemde elçilik ve banka olarak kullanılmış olan kilise binası 2000 yılının Haziran ayında Güney Kore Kwong Lim Metodist Kilisesi tarafından Protestan Kilisesi olarak tanınınmış.

Bir önemli not, kiliselerin açık olduğu saatleri tutturmak oldukça zor, ayin olduğunda içeriye almıyorlar. O yüzden gitmeden saatlerini öğrenmeye çalışın. Kaldığınız otelden bilgi almanız mümkün olur. Oldukça fazla turist çeken biryer olduğu için oteller bu anlamda donanımlı.

Rahibe Barbara’nın Barış Evi

Hatay’daki barışın nasıl devam ettiğini anlamak için Rahibe Barbara’nın Barış Evi‘ni ziyaret etmenizi öneririm.  Katolik Kilisesinin arka sokağında yerel halka sorarsanız söylerler. Burası şu an bir pansiyon olarak işletilse de aslında farklı kültür, din, dil, ırktan insanların bir araya gelmesi için kurulmuş bir yer.

Antakya Medeniyetler Evi

Antakya eski şehir merkezinde bulunan Medeniyetler Evi, Antakya Medeniyetler Korosu’na tahsis edilmiş eski bir konak. Halk arasında Karabağlar Konağı olarak biliniyor.

Antakya Medeniyetler Korosu ile ilgili bilgiye sahip olmayanlar için Medeniyetler Korosu; Alevi, Sünni, Ermeni, Ortodoks, Katolik ve Musevilerden oluşan 6 mezhebin üyelerinin yer aldığı, “Yaradılanı sev, Yaradandan ötürü” felsefesini benimseyen 120 kişilik koro. Koro 2012 yılında Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmişti.

Antakya Uzun Çarşı

Antakya Uzun Çarşı
Antakya Uzun Çarşı

Uzun Çarşı Antakya’nın alışveriş merkezi diyebiliriz. Peynircilerden ayakkacılara bakırcılardan sepetçilere kadar pek çok farklı ürünü burada bulabilirsiniz. Ayrıca Hatay’ın çeşit çeşit baharatları ve kahvaltılıklarını almak için en iyi yer burası.

Uzun Çarşı içinde kaçırmayın diyeceğim birkaç nokta; Kurşunlu Han, Çınaraltı Künefe, Dalgaç Künefe.

Antakya Uzun Çarşı içinde yer alan dükkanların çoğu Pazar günü kapalı oluyor. Biz de çarşıyı hareketli iken görmek, aynı zamanda Hatay’a özel ürünleri almak için çarşı kapanmadan Cumartesi günü gezmeyi tercih ettik.

Meclis Kültür ve Sanat Evi

Antakya merkezinde Belediye, Ptt, Ziraat Bankası gibi kamu binalarının bulunduğu yer Köprübaşı olarak anılıyor. Asi Nehri’nin kıyısında eski şehir merkezinin paralelinde bulunan binaların hemen hepsi Fransız işgali döneminde yapılmış. Bu yapılardan biri de Meclis Kültür ve Sanat Evi. Hatay Meclisi burada toplanmış ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne katılma kararı bu binada verilmiş, bu nedenle Hatay için de tarihi önemi olan bir bina.

Bugün üst katı kütüphane alt katı ise konser/tiyatro salonu olarak kullanılan binanın dışarıdan görüntüsü de içi de çok güzel.

St. Pierre (Aziz Piyer) Kilisesi ve Anıt Müzesi

Aziz Pier Kilisesi
Aziz Pier Kilisesi

St. Pierre Kilisesi Antakya şehir merkezinden Reyhanlı yönüne doğru 3 km kadar devam ettiğinizde bulabilirsiniz. Habib-i Neccar Dağı eteğine kurulmuş olan kilise dünyanın ilk kiliselerinden sayılıyor ve bu nedenle Papa tarafından Hristiyanlar için Haç yeri olarak ilan edilmiş. Hristiyan aleminin hacı olduğu 3 yerden biri idi burası, diğerleri Efes ve Kudüs.

Hatay’a gittiğinizde mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında Aziz Pierre Kilisesi & Anıt Müzesi yer alıyor.
Hz. İsa’nın 12 havarisinden biri olan Aziz Pierre, M.S. 29-40 tarihleri arasında Hristiyanlığı burada yaymaya çalışmış. Kilise, Habib-i Neccar Dağı’nın eteklerine kurulmuş dünyanın ilk mağara kilisesi. Hristiyan adının cemaate ilk kez burada verilmesi nedeniyle Papa, kiliseyi Hristiyanlar için haç yeri ilan etmiş. Hristiyanlar için Kudüs ve Efes ile birlikte 3 hac yerinden biri.

Mağara bugünkü görüntüsüne 12 ve 13. yüzyıllarda haçlılar tarafından yapılan inşaatlar ile kavuşmuş. Kilise müze statüsünde. 2022 yılı giriş ücreti 50 TL, Müzekart ile ücretsiz.

Cehennem Kayıkçısı Kharon

Cehennem Kayıkçısı Kharon
Cehennem Kayıkçısı Kharon

Kiliseden tepeye doğru çıkan patikalardan 700 metre kadar yukarıya çıkarsanız kayalara oyularak yapılmış olan Cehennem Kayıkçısı Kharon heykeline ulaşıyorsunuz.

The Museum Hotel Müzesi – Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi

The Museum Hotel Müzesi - Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi
The Museum Hotel Müzesi – Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi

“Bir otel neden gezilecek yerler listesinde?” diye aklınıza gelmiştir mutlaka. Aynı soruyu ben de soruyorum çünkü Antakya’da ve hatta dünyada bulunan en büyük zemin mozaiklerin bulunduğu yerin üstüne bir otel inşa edilmiş. Mozaikleri ve oradaki yaşam alanlarını görebilmek için otelin müzesine gitmeniz gerekiyor.

Bölgeye yapılmak istenen otel inşaatı sırasında mozaikler bulunuyor. Normalde böyle bir durumda alan kamulaştırılır ve inşaata izin verilmez, ancak burada durum biraz değişik. Arkeologlar, sanat tarihçileri ile çalışılarak mozaikler koruma altına alınarak üzerine otel inşa ediliyor.

The Museum Hotel Müzesi - Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi
The Museum Hotel Müzesi – Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi

Dünyanın en büyük tek parça mozaiği” olarak kabul edilen 1050 metrekare büyüklüğündeki mozaik, Eros Heykeli, Pegasus Mozaiği ve Roma Hamamları burada mutlaka görülmesi gereken noktalar.

Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi 2022 yılı için giriş ücreti 65 TL, ki bence bu da başka bir saçmalık. Zaten ticari olarak kazanç sağlanan bir yere bir de bilet kesilmesi anlamsız. Müzekart ile ücretsiz olarak gezebilirsiniz.

Harbiye Şelaleleri

Harbiye Şelaleleri
Harbiye Şelaleleri

Harbiye bir zamanlar Antakya’nın sayfiye yeri imiş, özellikle Helen ve Roma döneminde burada zenginlerin köşkleri varmış. Antakya’ya sadece 6 km mesafede olması Harbiye bölgesi için şans olmuş. İrili ufaklı pek çok şelalenin döküldüğü vadinin çevresinde aynı zamanda ipek böcekçiliği de yapılırmış. Şimdi Harbiye Şelalelerinin üstüne bolca kafe-restoran kurulmuş, görecek şelale kalmamış, pisliği de cabası. Hataylılar bana kızacaklar ama ilk kez Harbiye’ye gittiğimde de çok hayal kırıklığına uğramıştım, yine uğradım. Şelalelerin çevresinde de güzel yemekler bulabileceğiniz yerler varmış ama denemedim.

Harbiye’de ayrıca ipek işleri bulabileceğiniz çok sayıda mağaza var. Hatay ipeğinden üretilmiş şallar, hediyelikler çeşit çeşit ve farklı fiyat seçenekleriyle bulabilirsiniz.

Harbiye aynı zamanda gün batımı ile de meşhur, biz de gün batımına yetiştik.

Defne Ağacının Hikayesi

Harbiye’nin meşhurları arasında Defne ağacı ve sabunu geliyor. Defne’nin mitolojik hikayesini de yol arkadaşlarıma bu vesile ile ezberlettim:

“Mitolojide adı hızlı çapkına çıkan ve tanrı olduğu için de kendisine karşı konulamayan, Zeus’un oğlu Işık Tanrısı Apolion, şimdiki Gümüşgöze’den Sinanlı’ya doğru inen vadiden Asi’ye dökülen derenin kenarında genç ve güzel Defne’yi görür. Çapkın Apolion, bu güzeller güzeli kızla tanışmak üzere yanına yaklaşıp konuşmak ister. Defne, Apolion’un namını duymuştur. Aklından geçenleri sezdiği, niyetinin iyi olmadığını hissettiği için kaçmaya başlar. Defne kaçar, Apollan kovalar. Apolion’un nefesini ensesinde hissederek dere boyunca yukarıya doğru koşan ve yorulan Defne, kaçarak kurtulamayacağını anlayarak, durur. Ayağı ile toprağı kazıyarak yalvarırcasına seslenir;”Toprak ana, n’olur beni ört, beni sakla, beni koru.”

Toprak, çağrıyı duyar. Defne’nin bedeni toprağa kök salmaya, o güzelim kokulu saçları yaprakıara, kolları dallara dönüşür.

Apollon şaşkına döner; karşısında yükselen defne ağacına bakar ve; “Bundan sonra sen, benim kutsal ağacım olacaksın. O solmayan ve dökülmeyen yapraklarını başıma çelenk yapacağım. Değerli kahramanlar, savaşlarda zafere ulaşanlar, hep senin yapraklarınla alınlarını süsleyecekler. Şarkılarda, şiirlerde adımız yan yana geçecek” der.

Defne, Apollon’dan duyduğu bu güzel sözler üzerine dallarını eğerek onu selamlar. O gün bugündür savaşla elde edilen kahramanlıklar, güzel şiirler defne yaprağı ile taçlandırılır.”

St. Simon Manastırı

St. Simon Manastırı

Yukarıdan Antakya manzarasını da seyredip denize doğru yolculuğumuza başladık. İlk durağımız St.Simon Manastırı idi. Oldukça kötü bir yoldan bir saate yakın seyahat edip rüzgar güllerinin arasında bakımsız yıkıntılardan oluşan bir manastır bizi karşıladı.

Vakıflı Köyü

Vakıflı Köyü Ermeni Kilisesi
Vakıflı Köyü Ermeni Kilisesi

Vakıflı Köyü Türkiye’nin tüm nüfusu Ermenilerden oluşan tek köyü imiş. Portakal ve mandalina bahçeleri arasında köye ulaşıyoruz. Etraftaki diğer köylerin aksine bu köy pırıl pırıl, bahçeleri çok bakımlı.

Köyün içinde bir Ermeni Kilisesi var, girip gezebilirsiniz. Ayrıca kilisenin hemen yanında köyde yaşayanların ürettikleri defne ürünleri (yağı, sabunu), zeytin ürünleri, el yapımı şaraplar ve likörler bulabileceğiniz satış noktası var. “Vakıflı” markası ile Türkiye çapında da satışlarına başlayacaklarmış.

Vakıflı Köyü Samandağı’na sadece 5 km ancak bozuk bir dağ yolu.

Vakıflı’da her yıl 11 Ağustos’ta üzüm şenlikleri yapılırmış ve çok haraketli olurmuş. Ermenilerin eski takvimlerine göre yılbaşı 11 Ağustos olarak kabul edilirmiş.

Hıdırbey Köyü ve Musa (Çınar) Ağacı

Vakıflı’ya sadece birkaç kilometre mesafede ise Hıdırbey Köyü var. Bu köyün özelliği köyün merkezindeki devasa çınar ağacı. Musa Ağacı olarak bilinen bu ağacın Hz.Musa’nın asasını vurduğu yerde çıktığına inanılıyor. Çınar ağacının yanından akan çeşmeden su içmek için duran Hz. Musa, asasını buraya saplar ve asa ağaca dönüşür. Agacın çevresini güzelce düzenlemişler. Köy kooperatifinin el yapımı ürünlerinin satışının yapıldığı bir çarşıları var.

Hıdırbey Köyü’ne gidilince Katıklı yenir, dere kıyısındaki çay bahçelerinin herhangi birine oturup köydeki kadınların pişirdikleri Katıklı’nın tadına mutlaka bakmalısınız.

Hıdırbey Köyü’nden Samandağ’a kadar olan yolu “Defne Yolu” olarak çizmişler. Hem bölgeyi turizme kazandırmak hem de yöre halkının ürünlerini tanıtmaları için güzel bir hareket olmuş.

Titus Tüneli

Titus Tüneli
Titus Tüneli

Vakıflı Köyü’nden Çevlik sahiline doğru ilerlerken etrafta pek çok kalıntı görmek mümkün. Çevlik çok uzun zaman çok önemli bir liman şehri imiş, bu nedenle bu çevrede antik pek çok yerleşim olmuş. Titus Tüneli, milattan sonra 1.yüzyılda inşa edilmiş, Çevlik-Samandağ liman şehrini su baskınlarından korumak amacıyla yapılmış. 1380 metre uzunluğunda ve ortalama 7 metre yüksekliğindeki tünelin bir kısmını kolayca yürüyebiliyorsunuz.

Titus Tüneli, yapılış sebebi ve tekniği açısından Ürdün’deki Petra ile eşdeğer tutuluyor. Türkiye’de gördüğüm en ilginç yerlerden biri olan Titus Tüneli mutlaka rotanızda olmalı.

Beşikli Mağarası

Beşikli Mağarası
Beşikli Mağarası

Beşikli Mağarası adıyla geçen kilise ve çevresinde pek çok antik mezar bulunuyor. Müze kart ile giriş yapabiliyorsunuz. Güzel bir yürüyüş patikası var.

Hz. Hızır Türbesi

Hz. Hızır Türbesi
Hz. Hızır Türbesi

Samandağı’ndaki Hz. Hızır Türbesi de son durağımızdı.  Burası Hz. Hızır ile Hz. Musa’nın buluştuğu yer olarak kabul edilen kayanın üstüne kurulmuş bir türbe. Gelenler kayanın etrafında yedi kez dönerek dua ediyor, dileklerinin gerçekleşmesini umut ediliyorlar.

Hatay’da Ne Yenir, Nerede Yenir?

Hatay’da yeme-içme seçenekleri saymakla bitmez, ben denediklerimin bir kısmını aşağıda sıralıyorum. Daha fazlası için “Hatay’da ne yenir, nerede yenir?” yazıma göz atabilirsiniz.

Çınaraltı Künefeci Yusuf Usta

Çınaraltı Künefeci Yusuf Usta
Çınaraltı Künefeci Yusuf Usta

Yediğimiz muhteşem yemeğin üstüne bizi mutlu edebilecek olan “gerçek” bir Antakya künefesiydi. Uzun Çarşı’nın göbeğinde Kurşunlu Han’ın yanındaki handa Künefeci Yusuf Usta’yı bulduk. Mangalda hazırlanmış künefe, künefe demek az kalır yanında, lokum gibi yiyoruz koca porsiyonlarımızı… Yusuf Usta hafta sonu iki gün de açık, gidenler mutlaka programlarına Yusuf Usta’yı almalılar.

Kağıt veya Tepsi Kebabı için Sağıroğlu Kasabı

Sağıroğlu Kasabı Tepsi Kebabı - Pişmeden
Sağıroğlu Kasabı Tepsi Kebabı – Pişmeden

Notlarım diyordu ki; “kasapta kebap yaptırmadan dönmeyin”. Sağıroğlu Kasabı’nı araya araya bulduk, bildiğiniz kasapta kebabı gözlerinizin önünde hazırlıyorlar, fırına gönderip pişiriyorlar, bize de afiyetle yemek düşüyor. Satırla hazırladıkları önce kağıt sonra da tepsi kebabı bana bir insanın bir kebaba nasıl aşık olabileceğini gösterdi.  Kasap çalışanları bu aşka epeyce güldüler ama onlar için normal olsa da bizim için görülmemiş bir lezzetti.

Sağıroğlu Kasabı Tepsi Kebabı - Pişmiş
Sağıroğlu Kasabı Tepsi Kebabı – Pişm

Affan Kahvesi’nde Haytalı

Tarihi Affan Kahvesi
Tarihi Affan Kahvesi
Affan Kahvesi - Haytalı
Affan Kahvesinde Haytalı

Affan kahvesi ya da diğer adıyla İnci Kıraathanesi. Antakya’nın en eski kıraathanesinde “Haytalı” adında gül suyundan yapılan, Adana’da yapılan bici biciye benzer dondurmalı serin birşey yedik. Affan dondurması keçi sütünden yapıldığı için nefis, hatta nefisten de güzel. Ama Haytalı pek benim damak tadıma uymadı, gül suyu sevenler bayılıyor.

Affan Kahvesi geleneksel tasarımını koruyor. Bir yanda amcalar okey oynarken bir yanda turist grupları Haytalı’nın tadına bakıyor. Haytalı sevmeseniz de mutlaka görmeniz gereken bir yer burası.

Muhteşem Bir Ortamda Akşam Yemeği için Sveyka Restaurant

Cuma gecesi uçaktan iner inmez  Sveyka restauranta gittik. Akşam saat 23:00’ü gösteriyor olmasına rağmen, biran önce Hatay’ın dillere destan yemeklerinin, mezelerinin, tatlılarının tadına bakmak istiyorduk. Eski bir konağı restore edip restauranta çevirmişler, son derece şık, iyi servisi olan lezzetli yemekleri olan bu güzel yerde Hatay’da YEMEDEN DÖNME listesindekileri birbir sipariş etmeye başladık:  Kağıt kebabı, Tepsi kebabı, Humus, adının tam doğrusunu bulamadığımız; abaganuş ya da babaganuş ya da abagannuş ya da benzer birşey, zahter ,ve adını hatırlayamadığım bir sürü birşey daha :), şefimiz bize Kiraz kebabı ve sucukla yapılan Kürt böreği önerdi ki ikisinin de tadı damağımızda kaldı, ve kapanışta tabii ki Künefe, ceviz reçeli, turunç reçeli…

Uçağın yorgunluğunu atmadan nefis yemeklerin huzuru ile otelimize kolayca ulaştık. Zaten Antakya (Hatay merkez ilçe Antakya) merkezinde görülmesi gereken yerlerin çoğuna yürüyerek ulaşabiliyorsunuz.

Kahvaltı için Döver Köyü Hammuş’un Yeri

Hammuş'un Yeri
Hammuş’un Yeri

Sabah havaalanından aracımızı alır almaz, hafta sonu Hatay gezisi yapan herkesin ilk durağı olan, Harbiye Şelaleleri’ne birkaç kilometre uzaklıktaki Döver Köyü’ne gittik. Havaalanından Döver Köyü yaklaşık 40km civarında idi. Döver Köyü küçücük bir köy ama doğal Hatay kahvaltısı ile ün salmış. Facebook sayfamdan gelen yorumlara istinaden Hammuşun Yeri olarak bilinen kahvaltıcıya gittik. Tamamen kendi yaptıkları organik kahvaltılıklar (zahter, sürk peyniri, eritme peyniri, reçeller, mezeler…) ile masayı donattılar, önce gözümüz sonra midemiz bayram etti.

Döver Köyünde Hammuşun Yeri dışında bir de Yusuf Dayı’nın yerini önerdiler. Oraya gitmedik ama Harbiye Şelalelerinin döküldüğü vadiye bakan bir manzarası var, o yüzden Hammuşun Yeri’nden daha iyi bir manzarası olduğu için tercih edilebilir.

Akşam Yemeği için Anadolu Restaurant – Maalesef kapanmış

Anadolu Restaurant'ta humus ve zahter
Anadolu Restaurant’ta humus ve zahter

Anadolu Restaurant Antakya’nın eski merkezinde bir konak ve bahçesinde hizmet veriyor. Hatay mutfağındaki tüm meze ve kebapları burada bulabilirsiniz. Biz kağıt kebabı, zahter, tuzlu yoğurt, babagannuş (abagannuş), oruk (Hatay usulü içli köfte), zeytin salatası ve tabii ki humus sipariş ettik. Kağıt kebabı, humus ve zahter benim favorilerim. Humus’u seviyorsanız tereyağlı da deneyin, parmaklarınızı yiyebilirsiniz.

Akşam Yemeği için Konak Restoran

Eski Antakya evlerinin bulunduğu bölgedeki konaklardan birinin restore edilmesi ile bir konak daha hayata geri dönmüş ve Hatay’ın en güzel restoranlarından biri olan Konak Restoran ortaya çıkmış. Yeri de yemekleri de bahçesi de konağın kendisi de pek güzel. Yöresel Hatay yemekleri yiyebilir, Hatay’a özgü Antiochia marka şarapların, özellikle Hatay’a özgü Barburi üzümünden yapılan şarabın tadına bakabilirsiniz.

Antakya’da Öğle Yemeği için Pöç Kasabı

Tepsi kebabı -Pöç Kasabı
Tanıştırayım tepsi kebabı -Pöç Kasabı

Antakya’nın en meşhur kebapları tepsi kebabı ve kağıt kebabı. Bu kebapların yapılma şekli ise bildiğimizden biraz farklı. Bir kasaba gidip kaç gram etten kebap istediğinizi söylüyorsunuz, onlar gözünüzün önünde eti hazırlayıp tepsiye dizip fırına gönderiyor. Kebap fırında pişip kasaba geri geliyor, kebabınızı kasapta yiyorsunuz.

Kulağa biraz garip gelse de Antakya’da yediğim tepsi kebabı yediğim en güzel kebaplardan biri. İlk gelişimde Sağıroğlu Kasabı’na gitmiş ve tepsi kebabına aşık olmuştum. Bu kez Vedat Milör’ün meşhur ettiği Pöç Kasabı‘nda yedim ve yine bayıldım. Antakya’dan tepsi kebabı yemeden sakın ayrılmayın.

Sabah, Öğle, Akşam Mezecilerde Humus & Bakla

Hatay - Mezeciler
Hatay – Mezeciler

Antakya’da birçok mezeci bulmanız mümkün. Humustan zahtere kadar çeşit çeşit mezeler atıştırmalık için mükemmel, bizim otele çok yakın bir tane vardı: Limon Mezeci. Misafirperver çalışanlarına tekrar teşekkür etmeden geçmeyeyim, gece vakti bizim için dükkanı geri açıp bizden para da almadı.

Özlem Restoran

Antakya’nın dışına doğru Güzel Burç mevkiinde Özlem Restaurant ziyaret edilmesi önerilen bir diğer yer daha. Abagannuş özellikle mükemmel.

Petek Restoran – Antakya Konağı

Petek Restoran - Antakya Konağı
Petek Restoran – Antakya Konağı

İskenderun’un meşhur Petek Pastanesi’nin Antakya’da da bir şubesi var. Meclis Binası’nın hemen yanında Asi Nehri kıyısında yer alan eski bir konak restore edilerek restorana dönüştürülmüş, adı Antakya Konağı. Akşamları geniş bahçesinde yöresel yemeklerin ve Petek Pastanesi’nin meşhur tatlılarının tadına bakabilirsiniz. Mekanın tek eksiği alkolsüz olması.

Petek’in İskenderun ve Abu Dhabi şubelerinden sonra Antakya şubesinde de lezzetli yemeklerinin ve tatlılarının tadına bakmış oldum.

Unesco Hatay Gastronomi Evi

Unesco Hatay Gastronomi Evi
Unesco Hatay Gastronomi Evi

Hatay Belediyesi, Hatay mutfağını tanıtmak ve daha fazla kişiye ulaşmasını sağlamak için hem bu mutfağı Unesco’dan tescilletmiş hem de Hatay’ın birkaç yerinde yöresel lezzetleri herkese ulaştırabilmek için birbirinden güzel restoranlar açmış. Antakya Eski Şehir merkezinde, Habib-i Neccar Dağı yamacında, Hatay Expo’da ve Hıdırbey Köyü’nde Musa Ağacı’nın hemen yakınında restoranları bulunuyor.

Hatay’da Nerede Kalınır?

Hatay’da konaklamak için önerebileceğim birkaç otel var. Aşağıda küçük notlarım ile birlikte Hatay’da nerede kalınır sorusunun cevabını bulacaksınız.

Kavinn Butik Otel

Kavinn Butik Otel
Kavinn Butik Otel

Antakya’da konaklama için tercihlerimden biri eski Antakya eski merkezinde yer alan Kavinn Otel. Eski bir konağın restore edilmesi ile otele çevrilmiş burası, şirin bir butik otel. Biz oda+kahvaltı ayarlamıştık oteli ama burası aynı zamanda dışarıdan gelenlere de kahvaltı hizmeti veriyor. Hatay mezeleri kahvaltıya da girmiş ve çok da güzel olmuş. Yine zahterli, zeytin salatalı, çeşit çeşit peynirli ki benim en sevdiğim kısımlardan biri bu, nefis bir kahvaltı ettik.

Liwan Otel

Antakya’ya ilk gidişimde Liwan Otel’de kalmıştım. Merkezi konumu, eski bir konaktan dönüştürülmüş mimarisi ile oldukça güzel bir otel. Pek çok eski Antakya evinde olduğu gibi otelinde orta kısmında bir avlusu var. Ancak Cuma ve Cumartesi akşamları binanın avlusunda canlı müzik olduğunda oda biraz gürültülü olabiliyor. Ben zaten odada vakit geçirmiyorum, geç yatıyorum derseniz sorun yok tabii.

Savon Otel

Eski bir sabunhane olan otel, çok güzel bir şekilde restore ve dekore edilmiş. Antakya’nın en popüler otellerinden biri olduğundan yer bulmak oldukça zor, sadece görmek veya birşeyler içmek için uğranabilir.

Neccar Otel

Merkezi ve ekonomik bir konaklama seçeneği arıyorsanız Neccar Otel Uzun Çarşı’nın hemen yanındaki konumu ile işinizi görebilir. Beklentiniz çok yüksek olmasın.

Hatay’dan Ne Alınır?

Hatay'dan Ne Alınır?
Hatay’dan Ne Alınır?

Hatay’dan dönüşte çantamızda; çeşit çeşit peynirler, reçeller, baharatlar, defne ürünleri vardı. Her türlü künefe malzemesi, kömbe, Hatay’ın meşhur biber salçası gibi yemeklik malzemelerin yanısıra biribirinden güzel mozaik işlerinden de kendinize veya sevdiklerinize hatıra olarak takı veya duvar süsü alabilirsiniz.

Ama asıl önemli olan aklımızda insanların güzelliği, mutluluğu ve hoşgörüsü kaldı…

Hatay Güvenli mi?

Şehirde yanlız bir kadın gezgin olarak rahat rahat seyahat edebileceğinizi gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. 

Keşke Herkes Bir Gün Hatay’a Gitse

Hatay’ı görmek bana “hala hoşgörü içinde yaşayan insanlar var” dedirtti.

Hatay’dan geri döndüğümde aklımda; güzel yemekler, güzel insanlar, etkileyici tarih, uçsuz bucaksız mandalina bahçeleri, verimli ovalar, mis gibi esen rüzgar kalmıştı. Müslüman, Ortodoks, Katolik, Musevi, Ermeni, Arap, Türk, Kürt hepsinin bir arada barış içinde yaşadığı Hatay tüm Türkiye hatta tüm dünyaya örnek olacak bir şehir, barışın şehri… Dünyada hala böyle yerler var, ülkemizde hala böyle insanlar var… Keşke herkes bir gün Hatay’a gitse de bu güzellikleri, hoşgörü ve barış içinde yaşayan insanları yerinde görse… 

Hatay’da -Ortadoğu’da olduğu gibi- bir yerden ayrılırken kapıda size “hoş geldiniz” diyorlar. Önce “biz gelmedik gidiyoruz” gibi bir tepki versem de sonradan anladım ki, “iyi ki geldiniz” anlamında uğurlarken “hoş geldiniz” kullanıyorlar.

İyi ki gittim, hoş geldin Hatay!

"Çok okuyan mı bilir çok gezen mi?" diyerek yola çıktım, hala cevap arıyorum. Hayallerimin peşinden yolculuklara çıkıyor, deneyimlerimi blogumda, gazete ve dergilerde paylaşıyorum. Gezmeyi, okumayı, yazmayı ve hayal kurmayı seviyorum.

43 Yorumlar

  1. Pingback: Antakya Hatay Gezisine Çıkmak İçin 10 Efsane Neden

  2. Sevil hanim bizde gezi planlıyoruz yazınız aydınlattı, teşekkürler. Yalnız birsey sormak istiyorum 🙂 Hatay da merkezde mi kalalım yoksa Antakya mı daha iyi olur dersiniz ?

    • Merhaba Nalan Hanım,

      Antakya zaten Hatay ilinin merkezine verilen isim.Eğer şehir merkezinde kalmak istiyorsanız Antakya’da kalabilirsiniz.
      İyi yolculuklar.

Yorumunuzu Yazın