Anıl Kangal’ı dünya seyahati sırasında bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine takip etmeye başlamıştım. Tek başına bir kadın 500 gün dünyayı geziyordu. Pek çok insanın hayal bile edemeyeceği bir macerayı düz yolda yürür gibi anlatmasıydı onu takip etmeye başlamamdaki sebep sanırım. Yolculuk Notları adlı blogunda seyahatini paylaştı yol boyunca.  Sosyal medyanın hayatıma soktuğu çok sayıda güzel insan oldu, Anıl da onlardan biri sanırım.

Anıl Kangal
Anıl Kangal

Güney Amerika seyahatim için fikrini istediğimde bana upuzun ve çok detaylı bir mesaj yazmayı ihmal etmeyecek kadar da ince biri o. 🙂 İlham veren bir hikayesi ve etkileyici bir hayat felsefesi var.

Onun hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz bloguna mutlaka göz atmalısınız: postcardsfromtheglobe.com

Yolculuk Notları Röportajı

Sorularıma verdiği samimi cevapları için de teşekkür ediyorum.

Gezi, gezmek sana ne ifade ediyor? Alıp başını gitme, kaçma, uzaklaşma, yeni yerler görme, yeni insanlarla tanışma, yenilik-rutinden çıkma, hangisi?

Gezmek, yeni yerler görmek, daha önce adını bile duymadığım sokaklarda kaybolmak bir ihtiyaç benim için. Ruhumu, bedenimi, gözlerimi, kulaklarımı beslemem için gerekli besin.

Bugüne kadar gittiğin yerler arasında seni en çok etkileyen, en beğendiğin yer neresi? Neden?

Bu soruya rahatlıkla Filipinler cevabını verebilirim. 7000’den fazla adadan oluşan ülkede aradığınız her şeyi bulabiliyorsunuz. Harika ormanlardan, pirinç tarlalarına, etkileyici mağaralardan, karmaşık şehirlere, ıssız ve kimsesiz adalardan, kalabalık ve eğlenceli kumsallara… Üstelik bu ülkeyi en değerli kılan yanı insanları. O kadar yoksulluğa rağmen, ülkeye gelen misafirlere son derece yardımsever bir şekilde ilgiyle ve güler yüzle yaklaşıyorlar. Bir sokakta yürürken onlarca çocuk sırf ‘Merhaba’ diyebilmek için peşinizden koşuyor. İnsanların çoğu İngilizce konuştuğu için de iletişim problemi yaşamıyorsunuz. Harika doğası, içten insanları, etkileyici vahşi yaşamı ile Filipinler şu ana kadar gittiğim yerler arasında en sevdiğim.

Bugüne kadar gittiğin yerler arasında sakın gitmeyin diyeceğin bir yer var mı? Neden?

Cevabım hayır. Birçok ülkede başıma talihsiz serüvenler dizisi tadında maceralar geldi; fakat iyi tatlı yaşanan her deneyim bir şeyler öğretiyor. Bu nedenle nereye giderseniz gidin, ne deneyimlerseniz deneyimleyin sonunda ‘keşke’ değil, ‘iyi ki’ demiş oluyorsunuz. Her ülkenin tadı, deneyimi başka.

Ben de alıp başımı gitmek istiyorum diyenler için tüyoların var mı?

Hani meşhur bir söz var ya ‘Seyahatin önündeki tek engel kapının eşiği.’ diye. Gitmeye karar verip o ilk adımı attıktan sonra her şey kendiliğinden geliyor zaten. Ne insanlardan duyduklarınız, ne korkularınız, ne belirsizlikler, ne şüpheler kalıyor geriye. Her şey o ilk adıma bakıyor. Bu yüzden korkmayın, o ilk adımı atın, hayallerinizi takip edin.

Son olarak klasik bir soru çok okuyan mı bilir, çok gezen mi?

Gezerken okuyan desem?

Anıl Kangal’ı Takip Etmek İsterseniz

Yolda kalın.

"Çok okuyan mı bilir çok gezen mi?" diyerek yola çıktım, hala cevap arıyorum. Hayallerimin peşinden yolculuklara çıkıyor, deneyimlerimi blogumda, gazete ve dergilerde paylaşıyorum. Gezmeyi, okumayı, yazmayı ve hayal kurmayı seviyorum.

Yorumunuzu Yazın