Aylardan Haziran, günlerden Cumartesi. Kıbrıs yolculuğumuz için sabahın köründe yollara düşmüşüz yine. Haftasonu kaçamakları benim gizli silahlarımdan biri! Cuma akşam ya da Cumartesi sabahtan gidilip Pazar akşam dönülen haftasonu seyahatleri İstanbul’dan sıkılan ben için tam bir can simidi. Neyse konuya geri dönelim, Kıbrıs burnumuzun ucunda olmasına rağmen yıllardır gitmeyi düşünmediğim yerlerden biriydi. Sevdiğim arkadaşlarımdan biri orada iş için bir süre yaşayıp ısrarla davet edince, biz de ucuz uçak bileti bulunca gidelim hem arkadaşımızı görelim hem de yavru vatanı görelim dedik.

Yavru Vatan Kıbrıs’ta Hafta Sonu Tatili
Yavru Vatan Kıbrıs’ta Hafta Sonu Tatili

Kıbrıs’a Giderken Pasaport Gerekli mi?

Kıbrıs’a gitmenin en güzel yanlarından biri sadece nüfus cüzdanınızı alıp gidebiliyor olmak. Ne pasaporta ne de vizeye ihtiyacınız yok. Tek yapmanız gereken nüfus cüzdanınızı yanınıza almanız ve çantanızı hazırlamanız.

Tabii İstanbul’dan havayolu kanalı ile gidiyorsanız pasaport kontrolden geçiyorsunuz. Peki o zaman ne oluyor? Size kimlik kartı büyüklüğünde bir form veriyorlar, dönene kadar bu kağıdı yanınızda bulundurmanız lazım.

Kıbrıs için Çıkış Formu
Kıbrıs için Çıkış Formu

Kıbrıs’a Seyahat Etmek için 10 Neden

Önce neden bugüne kadar Kıbrıs’ı hiç seyahat planlarıma almadığımı da söyleyeyim: önyargı! Evet, ne yazık ki öyle. Kıbrıs deyince aklıma beş yıldızlı oteller ve kumarhane geldiği ve benim de bunların hiçbirinde gözüm olmadığı için Kıbrıs’ı düşünmemiştim. Ama hata etmişim! Herkes hata yapar! Seyahat etmenin getirilerinden biri de önyargılarımızdan kurtulmak değil mi zaten.

Kıbrıs’a neden gidelim ki diyenler için;

  1. Kıbrıs bir ada, dolayısıyla neredeyse her adanın olduğu gibi güzel bir doğası var, havadar.
  2. E ada dedik tabii ki güzelim plajları var, sıcaktan bunaldınız mı hooop plaja!
  3. Akdeniz’in ortasında bir adadan bahsediyoruz. Zaman içinde pek çok farklı medeniyetin kültürün etkisi altında kalmış. Tarihi eserleri, camileri, manastırları, kiliseleri görülmeye değer.
  4. Doğallığını kaybetmemiş, şirin mi şirin şehirleri, köyleri, kasabaları var.
  5. Çok güzel yemekleri var, Akdeniz çanağındaki mutfakların sentezi diyebiliriz yemekler için. Ayrıca yemek fiyatlarının da çok uygun olduğunu söylemeden geçmeyeyim.
  6. İçki ucuz, ki beni bu beni mutlu ediyor.
  7. İnsanları rahat! Kimse durup dururken aksilik yapmıyor, biryerlere koşturmuyor. Tipik Akdeniz insanları rahat ve mutlulular.
  8. Her ne kadar benim ilgi alanımın dışında olsa da kumarhanelerin serbest olması kimileri için çekici olabilir.
  9. Kıbrıs halkının acılı bir geçmişi var, bu geçmişin izlerini takip etmek tarihten ders almak için biçilmez kaftan.
  10. Dünyada kuzey ve güney olarak ikiye ayrılmış başkente sahip tek şehri yani Lefkoşa’yı görebilirsiniz.

Ben bu nedenleri gitmeden önce bilmiyordum, açıkça itiraf edeyim.

Kuzey Kıbrıs’ta Seyahat Etmek

Kıbrıs adasında görülecek belli başlar yerlerin hepsi ayrı şehirlerde. Dolayısıyla eğer bizim gibi hafta sonu kültür turu yapmak için gidiyorsanız, bir araç kiralamak en iyi seçenek. Ayrıca farklı ve ıssız plajlara gitmek için toplu taşıma yetersiz kalıyor bu nedenle Kıbrıs araç kiralama için son derece uygun bir yer.

Sadece dikkat etmeniz gereken trafik bizim gibi sağdan değil soldan akıyor. Kıbrıs’ta araç kiralamak isterseniz aracın direksiyonunun ne tarafta olacağını da sormanız iyi olur. Hem sağda hem solda direksiyonu olan araçlara denk geldim çünkü. Pasific Rent-A-Car firması araba kiralayabileceğiniz firmalar arasında iyi bir alternatif.

Kıbrıs’ta Haftasonu Rotamız

Biz Kıbrıs’ta nereleri gezdik diye bakacak olursak;

Kuzey Kıbrıs’taki havaalanı Lefkoşa’da dolayısıyla oraya indik. İner inmez arkadaşımız bizi havaalanından aldı ve Gazi Mağusa’ya çevirdik direksiyonu. Gazi Mağusa tam bir öğrenci şehri ayrıca bir liman şehri olduğu için de tarihten çok fazla ize sahip. Lala Mustafa Paşa Camii ki aslında gotik bir kilise imiş zamanında, Venedik Sarayı, Othello Kulesi, Namık Kemal’in bir dönem yattığı hapishane ve müzesi, Sinan Paşa Camii, Mağusa çarşısı derken günü yarıladık.

Yolumuzu biraz güneye döndürüp St. Barnabas Ikın and Arkeoloji Müzesi’ne uğradıktan sonra bu kez kuzeye ilerledik ve Kantara Kalesi’ne çıktık. Kantara Kalesinin güzelliği adanın tepesinden hem güney hem de kuzey denizini görebiliyor olmak.

İlk günün sonunda, kocaman bir U çizip kalacağımız yer de olan Girne’ye vardık. Otelimizde biraz soluklandıktan sonra akşam yemeği için The Meyhane isimli restorana gittik. Hazır menülerden seçerseniz muhteşem ve zengin bir ziyafet sizi bekliyor olacak haberiniz olsun.

İkinci güne yine erkenden başlayıp önce Girne Kalesi’ni altını üstüne getirdik. Kalenin içinde pek çok müze var, hepsine kafanızı sokmayı unutmayın. Girne sahilde oturup soluklanmak için de çok keyifli bir limana sahip aklınızda olsun. Limandaki restoranların fiyatları da gayet uygun.

Bellapais Manastırı ise Girne’de gitmek için vaktimizin kalmadığı ama mutlaka görülmesi gereken noktalardan biri.

Girne’den sonraki durağımız Lefkoşa oldu. Lefkoşa’da surlar, Büyük Han, Selimiye Camii, Bedesten gibi tarihi durakların yanı sıra, Kuzey ve Güney Kıbrıs’ı birbirine bağlayan sınır kapısı görülmeye değer yerler. Şehrin yarısının Kuzey Kıbrıs, diğer yarısının Güney Kıbrıs olması çok ilginç bir manzara gerçekten.

Kıbrıs’taki haftasonu rotamızı aşağıdaki haritada görebilirsiniz:

Kıbrıs Gezimizin Videosu

Kıbrıs gezimizin videosuna da mutlaka göz atın

Yolda kalın!

Yeni yazılarımdan haberdar olmak ve daha fazla fotoğraf, video için sosyal medya hesaplarımı takip etmeyi unutmayın! 

"Çok okuyan mı bilir çok gezen mi?" diyerek yola çıktım, hala cevap arıyorum. Hayallerimin peşinden yolculuklara çıkıyor, deneyimlerimi blogumda, gazete ve dergilerde paylaşıyorum. Gezmeyi, okumayı, yazmayı ve hayal kurmayı seviyorum.

2 Yorumlar

Yorumunuzu Yazın