İstanbul’da gezilecek yerler arasında ilk sırada şüphesiz ki tarihi yarımada var. Tarihi Yarımada içinde ise Sultanahmet Camii ve Ayasofya gibi İstanbul’un en önemli yerleri, sarnıçlar, meydanlar, hamamlar, medreseler gibi görülecek pek çok yer var. Tarihi Yarımada içinde bulunan Topkapı Sarayı ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri bir günlük bir geziyi hak ediyor. Bu yazıda Topkapı Sarayı ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri gezisi için önerdiğim yerler bulunuyor, keyifli okumalar!
Topkapı Sarayı ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri Gezi Rotası
Aşağıda paylaşacağım rota sabah 10:00, akşam 18:00 saatleri arasında dolu dolu geçecek bir rota, bu nedenle planlamanızı buna göre yapmanızı öneririm. Aşağıdaki görsele tıklarsanız rotada bulunan yerleri Google Haritalar uygulaması üzerinde görebilirsiniz.
1. Alman Çeşmesi
Gezi rotamıza Sultanahmet Meydanı’nda bulunan Alman Çeşmesi ile başlıyoruz. Buradan başlamak zorunda değilsiniz elbette, ancak ben Sultanahmet çevresine gittiğimde bu meydanı, camileri şöyle bir genişten görüp ondan sonra gezime başlamayı sevdiğim için buradan başlıyorum.
Alman Çeşmesi, Alman İmparatoru II. Wilhelm’in Osmanlı Sultanı II.Abdulhamit’e ve İstanbul’a hediyesi olarak 1898’de Almanya’da yapılıp 1901’de İstanbul’daki yerine monte edilmiştir.
2. III.Ahmet Çeşmesi
Topkapı Sarayı’na Ayasofya yönünden geliyorsanız, sarayı gezmek için 2 avlu aşmanız gerekiyor. İlk avludan önce saray çevresi yüksek duvarlarla çevrilmiş durumda. Burada bir kontrol noktasından geçiyorsunuz, burası sadece güvenlik amaçlı, ilk avluya girmek için bir ücret ödemeniz gerekmiyor, bu bahçeyi ücretsiz gezebilirsiniz.
İlk avluya girmeden önce, Topkapı Sarayı’nın girişi ile Ayasofya arasında, Ayasofya Meydanı’nda harika mimarisi ile hemen dikkatleri üstüne çeken III. Ahmet Çeşmesi bulunuyor. Çeşme Damat İbrahim Paşa’nın önerisiyle III.Ahmet tarafından daha önce burada bulunan Bizans çeşmesinin yerine inşa edilmiş. Osmanlı’daki en güzel meydan çeşmelerinden biri olan , 1728-29 yıllarında yapılan III. Ahmet Çeşmesi’nin mimari tarzı Rokoko’dur ve batı etkisini ortaya koyar.
3. Aya İrini Kilisesi & Müzesi
Topkapı Sarayı’nın birinci avlusuna girdiğinizde solda yer alan kilise Kutsal Barış anlamına gelen Aya İrini veya Azize İrini Kilisesidir. Roma’nın Hristiyanlığı kabulünden sonra yapılan ilk kilise olması nedeniyle tarihi öneme sahip olan kilise aynı zamanda Doğu Roma’dan günümüze kalan atriumlu* tek kilisedir.
*Atrium, eski Roma tapınaklarının ortasında yer alan çevresi revaklı avluya verilen addır.
Aya İrini’nin bir diğer tarihsel önemi ise Osmanlı ilk müzesi olmasıdır. 1869 yılında Aya İrini, Müze-i Hümayun (İmparatorluk Müzesi) adını almıştır. Zamanla, sergi mekânlarının yetersiz kalması nedeniyle buradaki eserler 1875 yılında Çinili Köşk`e taşınmış ve böyle İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin ilk adımı atılmıştır. 1908 tarihinden itibaren Aya İrini Askeri Müze olarak kullanılmış, daha sonra Kültür Bakanlığı’na devredilmiş.
Aya İrini, akustik özellikleri ve muhteşem atmosferi nedeniyle klasik müzik performansları için konser salonu olarak hizmet veriyor. Burada bir konser dinlemenizi kesinlikle tavsiye ederim.
Aya İrini Kilisesi şu an müze olarak ziyaret edilebiliyor. Ancak Müzekart geçerli değil, tam bilet 30 TL, indirimli bilet 10 TL.
4. Cellat Çeşmesi
Topkapı Sarayı’nın ilk avlusunda bilet gişelerinin bulunduğu yerin yan tarafında duvarda bir çeşme göreceksiniz. Çeşmenin önünde de mermer bir parça. Osmanlı’da vatan hainleri, hareme göz dikenler, casusluk yapanlar yani daha çok siyasi suçluların infazı burada yapılırmış, bu nedenle Siyaset Çeşmesi de denirmiş. Cellatlar; satır, bıçak ve usturalarını bu çeşmede yıkarmış. Durum biraz dehşet verici olunca fotoğraflarını çekmemişim, kusura bakmayın. Bahçeden geçerken göz ucuyla bir bakarsınız belki.
5. İstanbul Arkeoloji Müzeleri
Birinci avludan saray yönüne değil de sola devam ederseniz sokağın içinde sağda İstanbul Arkeoloji Müzeleri girişini göreceksiniz. Dünyanın en zengin Arkeoloji müzelerinden biri olan İstanbul Arkeoloji Müzeleri üç binadan oluşuyor, “müzeleri” denmesinin sebebi de bu. Pek çok döneme ve medeniyete ait arkeolojik eserlerle mutlaka görülmesi gereken bir müze. İskender Lahdi, Tapınaklar ve İ.Ö. 500lü yıllardan kalma mumya aklımda yer edenler. Kadeş Anlaşması, İlk aşk şiiri, Hammurabi yasaları gibi çok ilginç detayları müzede bulabilirsiniz.
Daha fazla bilgi için İstanbul Arkeoloji Müzeleri yazıma bakabilirsiniz.
6. Topkapı Sarayı
Topkapı Sarayı için alacağınız bilet, size Harem hariç Divan, Hazine, Köşkler gibi bölümleri gezmenizi sağlayacak. Oldukça geniş alana yayılmış olan Topkapı Sarayı, ihtişamdan uzak, benim gördüğüm en mütevazi saray. Sarayda sergilenenler arasında Kaşıkçı Elması en dikkat çeken parçayken, en çok ziyaretçi çeken bölüm Kutsal Emanetler’in sergilendiği bölüm.
Sarayı gezmek için planını daha iyi anlamak gerek diye düşünerek planlarını avlu avlu aşağıya ekledim.
İlk avlu ücretsiz girebildiğiniz Aya İrini Müzesi’nin içinde bulunduğu ve Arkeoloji Müzeleri’ne geçiş yapabileceğiniz avlu. Aşağıda renkli olarak görüyorsunuz. Burada Darphane binası da yer alıyor ancak ziyarete açık değil.
İkinci Avlu, sağda saray mutfaklarının solda ise Harem girişinin bulunduğu, aynı zamanda Kubbealtı denen Divan toplantıların yapıldığı salonun bulunduğu bölüm. Divan toplantılarının yapıldığı salonun tepesindeki kubbeden kolayca tanıyabilirsiniz bu binayı. Divan salonunun yanındaki sergi salonunda Kaşıkçı Elması ve Topkapı Hançeri gibi meşhur parçaları bulabilirsiniz.
Üçüncü Avlu ise Kutsal Emanetleri’n sergilendiği Has Oda’nın bulunduğu bölüm. III. Avluya Arz Odası’ndan geçiliyor. Burada sürekli Kuran-I Kerim okunduğu için kadınların başını örterek girmesi gerekiyor. Eğer örtünüz yoksa girişte size poşeti açılmamış temiz baş örtüsü veriyorlar.
Dördüncü ve son avluda irili ufaklı çok sayıda köşk bulunuyor, bu avluyunun bahçe peyzajı da son derece güzel. Avlunun sağ bölümünde Anadolu Yakası’nı gören bir manzara noktası var, burada Konyalı restoranın bir şubesi bulunuyor. Dilerseniz yemek veya birşeyler içmek için burada mola verebilirsiniz. Bahçenin sol tarafında Bağdat Köşkü’nün Haliç’e bakan tarafında ise başka bir manzara noktası bulunuyor, burası benim favori noktam.
Harem, Aya İrini ve Arkeoloji Müzeleri hariç sadece sarayı gezmek için 3-4 saat ayırmanızı öneririm.
Topkapı Sarayı giriş ücreti 2021 yılı için tam 60 TL, indirimli 10 TL, Müzekartınız varsa ücretsiz, Harem hariç. 09:00-17:00 saatleri arasında ziyaretçi alıyorlar, ziyaret 18:00’e kadar devam ediyor.
7. Soğukçeşme Sokak
Topkapı Sarayı’ndan girdiğiniz ana kapıdan çıkıyorsanız Ayasofya ile saray kapısı arasında kalan Soğukçeşme Sokağa uğramadan turunuzu tamamlamayın. Burada tarihi Osmanlı evlerinin yan yana dizildiği fotoğraf stüdyosu gibi bir sokak ile karşılaşacaksınız. Binaların çoğu otel veya kafe/restoran olarak hizmet veriyor. Sokak Soğukçeşme adını III. Selim döneminde yapılmış olan çeşmeden almış.
Topkapı Sarayı ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri Çevresinde Ne Yenir?
Topkapı Sarayı veya Sultanahmet Meydanı çevresinde bir yerlere geldiysem yemek ve tatlı tercih ettiğim belli başlı birkaç yer var. Çevrede restoran ve kafeteryadan bol birşey yok elbette, ama benim ilk tercihlerim bunlar.
- Sultanahmet Köftecisi: Sultanahmet Meydanı çevresine gittiysem yemek için ilk tercihim Sultanahmet Köftecisi oluyor. Bu benim için bir gelenek gibi. Artık çok kalabalık olması, kalabalık nedeniyle hizmet kalitesinin düşmüş olması biraz canımı sıksa da durum değişmiyor.
- Pudding Shop: Bir diğer sevdiğim ve yemek için gittiğim yer ise Pudding Shop olarak bilinen ve Hippilerin Asya yolculukları sırasında durak noktası olan, birbirlerine haber bıraktıkları yer alan Lale Restoran. Yemekleri de fena değil, esnaf lokantası tadında.
- Hafız Mustafa: Türk Edebiyat Vakfı binasının altında bulunan tatlıcı Hafız Mustafa hem çay kahve hem de tatlı molası için en sevdiğim yerlerden. Tatlıları gerçekten güzel. İç mekanı da sizi tarihte bir yolculuğa çıkarıyor.
- Caferağa Medresesi: Yine çay, kahve molası için Caferağa Medresesi’ni tercih edebilirsiniz. Yine tarih kokan bir mekanda çay molası vermiş olursunuz.
Bize masraf çıkarma derseniz, meydanda saray girişinde Gülhane Parkı içinde çok sayıda simitçi göreceksiniz, simitinizi alıp kısa bir mola vermeniz da mümkün elbette.
Bu yazıda bahsi geçen gezi rotası 22 Ocak 2012 Pazar Günü, Ahmet Alpat rehberliğinde düzenlediğim II. İstanbul Gezileri rotasıdır. Bu keyifli gezi için organizasyonda yardımlarını esirgemeyen sevgili Simge Sezer ve tabii ki rehberimiz Ahmet Alpat‘a ve bu soğuk Ocak gününde gezimize katılan herkese teşekkür ederiz.
7 Yorumlar
Teşekkür ederim. Emeğinize sağlık
Benim için zevkti. Akşama kadar anlattım 15 satıra ziplemişsin, hiç olmamış Sevil :p Şaka yapıyorum tabi, hepsini yazma sakın 🙂
Alemsin arkadaşım 🙂
Hepsini yazarsam gelmezler diye yazmıyorum 🙂
Güzel bilgilendirmeleri biz için teşekkürler.
Harika bir geziydi, özellikle Ahmet rehber harika bilgiler verdi. Sizin sıcaklığınız, samimiyetiniz ayrıca keyif kattı geziye. Üçüncüsü için bende sabırsızlanıyorum ve diyorum ki kebaba varım 🙂
Üçüncü gezide görüşmek üzere 🙂
Mükemmeldi! Oraları onlarca kez gezdim. Ama rehberimiz Ahmet abi olunca bir başka oluyormuş gerçekten 🙂 Teşekkürler