Adını mitolojik bir Peri’den aldığı söylenen Simi Adası, bir peri kızı gibi dingin, sakin ve güzeller güzeli. Rodos’a ve Kos’a yakınlığı sayesinde son yıllarda Türkler tarafından da yoğun olarak ziyaret edilen Yunan Adaları arasına girmiş durumda. Denizcilik, süngercilik ve gemi yapımında çok ileride olan Argonotlar’ın yaşadığı ada, hem Ege denizindeki stratejik konumu, hem de gemi yapımından kazandıkları sayesinde her zaman varlıklı, zengin bir ada olmuş.
1522’de Simi Adası’nda başlayan Türk egemenliği 1945’e On İki Adalar’ın Yunanlılar’a bırakılması ile sona ermiş. Tarihteki önemli rollerinden birini burada oynayan Simi, On İki Adalar’ın Yunanistan’a bağlanması protokolünün de imzalandığı yer. İmzanın atıldığı bina şu an sakin bir şekilde deniz kıyısında Ege Denizi’ni seyretse de bizim açımızdan önemli bir tarihi gelişmeye ev sahipliği yapmış bir bina. Türk egemenliği döneminde adanın ismi Sömbeki olarak kullanılmış, Sümbek adı verilen gemileri inşa eden Simililere Söbeki demişiz.
Birinci Dünya Savaşı’nda önce İtalyanlar sonra İngilizler Simi’yi ele geçirmişler. Adaların, özellikle Akdeniz ve Ege’deki adaların kaderi sürekli işgal altında kalmak olmuş tarih boyunca çünkü; ada demek deniz ticareti ve denizcilik sayesinde zenginleşmek demek, stratejik deniz yollarını elde tutmak demek. Hem Ege Adaları hem de Akdeniz (Kıbrıs, Malta gibi) adaları tarih boyunca sürekli el değiştirmiş, işgal edilmiş, korsan saldırılarına maruz kalmış.
Simi’de Ne Yapılır?
Simi Adası’na deniz yoluyla yaklaştığınızda hemen ilk dikkatinizi çeken dik teraslı yamaçlara serpişmiş pastel renklerde iki katlı evleri olacak. Simi koruma altında bir ada ve buraya herhangi bir bina yapmak istediğinizde rengine koruma korulu karar veriyormuş ki buradaki dokuyu bozmasın eviniz. Eski evler orijinaline uygun şekilde restore edildiği gibi yeni yapılan binalar da kesinlikle buranın dokusuna uygun olarak inşa edilmiş. Sadece bu evleri görmek için bile Simi’ye gidilir.
Simi Adası’na feribot ile geldiğinizde ulaştığınız yerleşim yerinin adı Yalos. Yalos’ta sahilde bir yürüyüş yaptığınızda Saat Kulesi, Mihalaki isimli küçük balıkçı heykeli ve limanın ucundaki çan kulesi hızlıca görebileceğiniz yerler. Sahil boyunca kafeler, restoranlar, hediyelik eşyacılar yanyana sıralanıyor. Simi’nin önemli özelliklerinden biri de süngercilik. Burada çıkan kadife gibi süngerler adalar bölgesinin en iyi süngerleri olarak biliniyor. Yalos’ta sahil boyunca süngerciler en iyi süngerlerini sergiliyorlar. Buradan sünger alabilirsiniz.
Sahil kesimini gezip belki bir yemek molası verdikten sonra sıra tepeleri tırmanmaya geldi. Limanın hem sağında hem de solunda tepelere baktığınızda kilisler göreceksiniz. Horyo tarafına tepeye doğru çıktığınızda sizi bekleyen mavi renkli kiliseden limanın manzarasına doyum olmaz. Çıkış oldukça dik olduğu için çok güneşli saatlerde çıkarken dikkatli olmanız, yanınıza su ve şapka almanız iyi olur. Tepeye doğru çıkarken Halk Meydanı’na ulaştığınızda sizi yine kafe ve tavernalar bekliyor. Yorgunluk atmak için burada mola verebilirsiniz.
Diğer kiliseye tırmanmak istersek 375 basamaklı bir merdiveni çıkmanız gerekiyor. Gittiğiniz saatteki ışığa göre Yalos’u sol veya sağ tepeden görmenin tadını çıkarabilirsiniz.
Yalos ve Horyo’yu gördükten sonra araç ile Pedi koyuna doğru devam edebilirsiniz. Adanın en düz yerleşimi burada yer alıyor, kiliseler ve denize girmek için burayı görebilirsiniz. Buraya otobüsle ulaşmanız da mümkün.
Simi’de kara yoluyla plajlara ulaşmak oldukça sıkıntılı. Simi Adası merkezine en yakın plajlar; Nos ve Agios Nikolas plajları. Toli plajı, arabayla ulaşabileceğiniz bir başka plaj. Adaya eğer tekne ile geliyorsanız o zaman görebileceğiniz ve denize girebileceğiniz pek çok koy ve minik bir de adacık var. Ayrıca Simi limanından plajlara giden feribotlarla istediğiniz plaja da ulaşmanız mümkün.
Simi’de Ne Yenir?
Bir adada tabii ki deniz mahsülleri yenir. Ahtapot, kalamar gibi Yunan Adalarında nefis pişirilen deniz mahsüllerinin yanı sıra Simi’ye özgü küçük kırmızı karidesin tadına ise mutlaka bakmanızı öneririm. Reçine Şarabı denen, soda ile içilen bir şarap türü de buraya özgü içeceklerden biri. Beyaz şarabın meşe fıçısında bekletilmesi ile yapılan bu şarap da hafif bir öğle yemeğinin yanına güzel gidiyor. Tabii ki Yunanistan’a gidince frape (soğuk kahve) olmazsa olmazların başında geliyor.
Simi’de iki tane çok popüler restoran var: Manos ve Pantelis. Ancak popüler olmaları fiyatlarına da yansımış, biz oradaki insanların önerisi ile sahilin bir arka sırasındaki Meraklis restoranı tercih ettik ve çok memnun kaldık.
Simi’ye Nasıl Gidilir?
Simi aslında Türkiye ana karasına çok yakın. Tam karşısında Datça Yarımadası yer alıyor. Ancak bizim taraftan ulaşım için Bodrum limanından kalkan feribotları kullanmalısınız.
Simi Adası’na Rodos ve Kos Adaları’ndan da feribot ile ulaşmak, Rodos adasından ise uçakla ulaşmak mümkün. Rodos’tan hem hızlı feribot, hem de normal feribot geliyor. Yavaş olan feribot dönüş yolunda Panagiya Mirtariotissa Kilisesi’nde de bir mola veriyor.
Yunanistan’a gitmek için schengen vizesi gerekli iken pek çok Yunan Adası’nda olduğu gibi Simi Adası’na kapı vizesi ile gidilebiliyor, bu nedenle Bodrum’dan veya Marmaris’tan Rodos-Simi-Kos gibi adaları dahil edebileceğiniz birkaç günlük geziler de yapabilirsiniz.
Bu yazı Skyroad Dergisi Ağustos 2018 sayısında yayınlanmıştır.
Eğer bu yazımı beğendiyseniz diğer Yunan Adaları yazılarım da ilginizi çekebilir:
- Midilli Gezilecek Yerler ve Midilli Gezi Planı
- Birbirinden güzel 10 Yunan Adası önerisi
- Türklerin gözde adası Simi
- Şövalyeler adası Rodos
- Balayı adası Santorini
Yazılarımdan keyif aldıysanız bir de Youtube Kanalıma göz atın; Çok Okuyan Çok Gezen
Anlık paylaşımlarımı ise instagramdan takip edebilirsiniz; Çok Okuyan Çok Gezen
Yolda Kalın!