Bu yaz o kadar çok gezdim ki, gezmekten pek çok konuyu yazmaya vakit dahi bulamadım. Fırsat buldukça, bir yandan taze gezilerimi, bir yandan da geçmiş seyahatlerimi yazmaya çalışıyorum.
Eylül ortası PepsiCo ile patates hasadına gidiyorum dedim ve sonrasını getirmedim.
İki gün dolu dolu geçti;
- Vedat Başaran’dan patatesle ilgili çok şey öğrendim,
- dipsos denemesi yaptım,
- bir dakika yerimde durmadım,sürekli bir aktivite vardı,
- tur rehberini çileden çıkardım,
- çömlek yaptım,
- pembiş patateslerle (adlarının Lady Rosetta olduğunu öğrendim) tanıştım hatta onların hasadına şahit oldum, ellerimle topladım,
- harika bir organizasyon yapmış olan PepsiCo Türkiye ve Zarakol ekibi ile çok eğlenceli vakit geçirdim, geldim.
Bu kısa özetten sonra gelelim detaylara:
Cuma akşamı; Göreme’ye vardığımızda Kapadokya bölgesinin belki de en güzel oteli CRR (Cappadocia Cave Resort) otelde bizim için yerler ayrılmış, akşam çorbamız hazırlanmış bizi bekliyordu. Tabii benim gibi sırtçantalı, ucuza gezmeye alışmış biri için fazlasıyla lüks bir otel ama bütçeniz varsa kesinlikle öneririm.
Cumartesi günü programımız erkenden başladı;
Öncelikle yine harika bir kahvaltı sabah hazır bizi bekliyordu ki, seyahat ederken bir yandan da lezzetli gıdaları mideme indirmekten ne kadar keyif aldığımı bilirsiniz 🙂
PepsiCo Türkiye Sürdürülebir Tarım Uygulamaları
PepsiCo Türkiye Kurumsal İletişim Müdürü Didem Şinik öncelikle bize PepsiCo’nun neler yaptığından bahsetti ki, eminim pek çoğunuz bu yazıyı okumaya başladığınızda ilk sorunuz “Pepsi ile patatesin ne ilgisi var?” olur. PepsiCo Türkiye’nin altında hepimizin çok yakından tanıdığı pek çok gıda markası da var; Doritos, Lays gibi en sevdiğimiz cipsler de bu markalar arasında.
PepsiCo’nun daha önce duymadığımız kısmı ise sürdürülebilir tarım uygulamaları idi. Su tüketimini, enerji tüketimini azaltmak ve tarım verimliliğini artırmaya yönelik yatırımlarını duymak çok güzeldi. Dünya markalarının bu yatırımları mutlaka yapmaları gerektiğini düşünüyorum.
Osmanlı Mutfağı Uzmanı Vedat Başaran ile Tanışma
Günün ikinci ve benim en çok merak ettiğim bölümü ise Vedat Başaran ile tanışmak, ondan patatesin tarihçesini dinlemekti. Vedat bey yemek kültürü konusundaki müthiş bilgisi, mütavazi tavırları ile beni ve sanırım tüm katılımcıları kendisine hayran bıraktı. Patatesin dünya tarihinde ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu hayretler içinde dinledim.
Patatesin Tarihçesi
3700-3000 I.O. Peru – İnkalılar 3000 tür patates evcilleştirdi.
1535 Peru – İspanyollar ilk defa patatesi gördü.
1550 İspanya – Patatesin Avrupa’ya gelişi
1586 İngiltere – Queen Elizabeth’in aşçısı patatesin yapraklarını pişirdi, kendisini çöpe attı.
1590 İtalya – Papa botanikçisine ilk defa patatesi verdi.
1651 Almanya – Devlet, halkını patates yetiştirmeye zorladı.
1660 – 1688 İrlanda – Patates ekimi hızla 500 000’den 1.5 milyona çıktı.
1662 İngiltere – Kraliyet patates ekimine sponsor oldu.
1700 Rusya – Deli Petro patatesi halkına tanıttı.
1719 Kuzey Amerika – İskoç ve İrlanda göçmenleri patatesi ilk defa Kuzey Amerika’ya götürdüler.
1748 Fransa – Parlamento patatesin cüceliğe sebep vermesinden dolayı ekimini yasakladı.
1760 Polonya – Patates 7 Yıl Savaşları sırasında Polonya’ya ulaştı.
1760-1840 İrlanda – Nufus 600% arttı. 1.5 milyondan 9 milyona arttı patates sayesinde.
1763 Fransa – Parmentier patates ekimini Fransizlara tesvik etti.
1764 İsveç – Ülkesinde patates ekimini teşvik etti.
1770 Avustralya – Kaptan Cook patatesi Avustralya’ya tanıttı..
1780 Fransa – XVI.Louis Paris yakınlarında patates tarımı yaptırdı.
1793 Fransa – Patates hakkındaki ilk yemek kitabı basıldı. ‘La Cuisine Republicaine’
1830 Belçika – Patates hastalığı
1835 Fransa – Careme İngiliz usulü patates yemekleri yaptı.
1837 Fransa – Kazayla patates suflesi üretildi.
1845 İrlanda – Patates hastalığı bütün ekini yok etti. 1 milyon İrlandalı öldü, 1 milyonu da ülkeyi terketti.
1850 Amerika – Efsane patates cipsi Saratoga da icat edildi.
1873 Amerika – Idaho patatesleri yetistirildi.
1920 Amerika – 1. Dünya Savaşı’ndan dönen askerler patates kızartmasını ülkelerine getirdi.
1950 PepsiCo patates cipsini dünyaya tanıttı.
Benim için en enterasan olan bilgi İnkaların Peru’da patatesi evcilleştirdiği kısım idi. Zira 2014 planlarım içinde Peru’ya gitmek ve İnka medeniyetini gezmek var, belki de ilk patatesin yetiştiği yerleri görme fırsatını yakalayacağım. İnsanın seyahat ettiği yerlerle ilgili ön araştırma yapması işte bu yüzden önemli, blogumun çok okuyan bölümünün önemi burada… O dağlarda yürürken çocukluğumdan beri en sevdiğim gıdalardan olan patatesin ana vatanının oralar olduğunu bileceğim.
Dipsos Yapsam Neye Benzer?
Bir sonraki aktivitemiz ise dipsos yapmaktı 🙂 Önümüzde çeşit çeşit sos malzemesi ve çeşit çeşit cipsle deneysel çalışmalar yaptık. Kendi yaptığım sosu en çok kendim yemiş olabilirim ama herkesin kendi damak tadına göre yaptığı sosların hepsi birbirinden güzeldi.
Dipsoslarımızı yaptıktan ve afiyetle yedikten sonra, öğle yemeğimizi de yiyip yola koyulduk. Kapadokya’ya gelmişken biraz Peribacası ve Avanos’u görmeden dönmek olmazdı tabii ki.
Kapadokya Gezisi
Kapadokyada gezilecek, görülecek yerlerle ilgili daha önce yazdığım yazıya mutlaka göz atmanızı öneririm.
Göreme Açıkhava Müzesi’ni bize tahsis edilen rehberle birlikte gezdik. Rehberle aramızda benim fazla bilgili olmam nedeniyle tatlı bir atışma yaşanmış ve gruptakiler “Sevil anlatsın” moduna girmiş olsalar da yöreyi çok iyi tanıyan rehberimiz bizi her an bilgilendirdi 🙂
Göreme’den sonra Avanos’ta çömlekçileri ziyaret ettik ve rehberimiz bana ceza olarak çömlek yaptırttı, çömlek ustası ise beni işe alıyordu. Artık bir altın bileziğim daha var 🙂
Ürgüp’te sona eren Kapadokya gezimizin sonunda hemen fırsat bulup Kapadokya şaraplarından almayı da ihmal etmedim tabii ki.
Kapadokya’da Türk Gecesi
Akşam için bize bir Türk Gecesi organizasyonu yapılmıştı. Kapadokya usulü mağara restorantlardan birinde dansçılarla başlayıp yaşlı İngilizlerle karşılıklı göbek atarken sona eren gece boyunca çok eğlendim. Önce Türk kültürünün yansıtılma şeklinden rahatsız olsam da gecenin ilerleyen saatlerinde trene katılmış ateşin etrafında dans ediyordum 🙂
Lady Rosetta Hasadı
Pazar sabahı erkenden yoldaydık, Kayseri’nin Develi İlçesi yakındaki tarlalara güneş doğmadan patates hasadı yapmaya gidiyorduk. Yine kuş sütünün eksik olmadığı bir kahvaltı bu kez tarlada otağın içine kurulmuş bizi bekliyordu. Harika organizasyon için herkese tekrar teşekkür etmeliyim 🙂
Bu kez PepsiCo Agro ekibi bizi sürdürülebilir tarım uygulamaları ve patatesin yetiştirilmesi konusunda bilgilendirdiler. Türkiye’de farklı iklim ve toprak yapısı nedeniyle patates üretiminin çok daha verimli olduğunu, depolamaya gerek olmaksızın yılın büyük bölümü taze patates kullanarak cips yapılabildiğini de bu sayede öğrenmiş oldum.
Kahvaltının ardından daldık tarlaya, önce ellerimizle sonra traktörle nasıl patates toplandığını deneyimledik. Puantiye takıntımı sosyal medyadan takip edenler bilirler, Lady Rosettaları görünce bayıldım, çünkü onlar da pembe üzerine beyaz puantiyeli patateslerdi.
Ve tabii ki, her seyahatin sonunda olduğu gibi, dolu dolu geçen iki gün ve cebimde bir sürü yeni bilgi ile yeniden İstanbul’a dönüş…
2 Yorumlar
Ne kadar güzel vakit geçirmişsiniz 🙂 Bu gezinin size maaliyeti ne kadar oldu yoksa sponsorlarmıydı
Merhaba Güven,
Geziye PepsiCo’nun davetlisi olarak gittiğim için bana hiç maliyeti olmadı 🙂