“Ey Güzel Mardin! Uzaktan bana hep çok gizemli, çok derin, çok etkileyici görünürdün. Uzun zamandır sana gelmek ister, fırsat kollardım. Sonunda ben de senin sarp sokaklarında dolandım, insanlarınla sohbet ettim, tarihini anladım, yemeklerinden yedim, suyundan içtim.” diye Mardin’in kulağına fısıldadım. Mardin’de gezilecek yerler, Mardin’de nerede kalınır, Mardin gezi notları ve çok daha fazlasını bu yazıda bulacaksınız.
Bu Yazıda Bulacaklarınız
Mezopotamya’ya Tepeden Bakan Şehir Mardin
Aylar öncesinden Diyarbakır’a bilet almıştım, sırf Mardin’i görebilmek için. Gitmişken Diyarbakır, Hasankeyf ve Midyat’ı da gezdim ama Mardin’den bahsetmek istiyorum. Mezopotamya’ya tepeden bakan ama bir o kadar da mütevazi Mardin’den… Onlarca farklı kültürü, dili, dini aynı yerde harman etmiş ve birbirine karıştırmadan yaşatmış olan Mardin’den… Mardin’de gezilecek yerler için listemi günler öncesinden hazırlamış, uçuş gününün gelmesini bekliyordum.
Gece geç vakit ulaştık Mardin’e… Mardin’in Diyarbakır yönünden gece manzarası çok etkileyici derler. Bendeki aksi kader, biz tersten Midyat yönünden gördük ilk onu. Daha sarp, daha sert tarafından baktık ilkin. Yine de uzakta, sanki bulutların üstünde oturur gibi aşağıya bakan ışıklarını gördüm önce. Sonra yavaş yavaş o ışıkların içinde buldum kendimi… Benim masal şehrim, rüya şehrim Mardin’e gelmiştim sonunda.
Mardin Nerede, Nasıl Gidilir?
Mardin, Güneydoğu Anadolu Bölgemizde yer alan şehirlerden biridir. Kuzeyinde Diyarbakır ile Batman, batısında Şanlıurfa, güneyinde Suriye, doğusunda ise Siirt ve Şırnak ile komşudur. Mezopotamya ovasına bakan ve sırtını verdiği tepenin yamaçlarındaki konumu ve teras sistemi ile yapılmış taş evleri ile ovaya tepeden bakmaktadır.
Mardin’e çevre illerden otobüs ile ulaşabileceğiniz gibi, uçak ile de ulaşabilirsiniz. Mardin’de havalimanı bulunmaktadır. Ancak turistik olarak popüler olduğundan ve uçuş sayısı az olduğundan uygun fiyata uçak bileti bulmak oldukça zor. Uygun uçak bileti bulup Diyarbakır’a uçakla gidip oradan Mardin’e geçmeyi tercih edebilirsiniz.
Mardin’de Araç Kiralama
Googlemaps’ten Mardin Havaalanı ile Mardin merkez arası 15 km olduğunu gördüm, taksiye sorduğumda 50 tl’ye götürebileceklerini söylediler, gidiş-dönüş 100 tl’ye mal olacağına daha uygun bir fiyata araba kiralamanın mantıklı olacağını düşündüm. Fiyatlar 2011 fiyatlarıdır. Lütfen o gözle değerlendirin.
İnternetten yaptığım aramada Mardinrentacar.net internet sitesine ulaştım. Merkezden uzak yerlere Midyat, Hasankeyf ve Dara Harabeleri’ne gidebilmeyi de çok istiyordum. Kiraladığım araç sayesinde bu yerlere kolay bir şekilde gittim. Hemen bizi havaalanında karşıladılar ve tüm konaklamamız süresince rahatça kullanabileceğimiz rahat bir araç tahsis ettiler. Gezeceğim yerlere bu araç ile gittim, hiçbir yerde park sorunu yaşamadım. Çok rahat ettim.
Mardin’de Nerede Kalınır? – Mardin’de Konaklama
Mardin malum eski taş evleri ile meşhur. Bu eski taş evlere kasır deniyor. Genelde 2-3 katlı olan bu konakları otel olarak kullanılıyor. Eski şehir içinde bu konakların en lüksünden orta hallisine kadar pek çok alternatifini bulabilirsiniz. Bizim kaldığımız orta halli olanında birazcık ısınma sorunu vardı, elektrik sobası ile ısıtıyorlardı odaları.
Konaklar bana göre değil derseniz pek çok otel zincirine ait otelleri yeni şehir tarafında bulabilirsiniz. Benim önerim bütçenize uygun bir seçenek bularak kasırlarda kalmanız olur.
İnternetten rezervasyonunu yaptırdığım Kasr-i Abbas otele arabayla ulaşamayacağımızı anlamamız kısa sürdü. Eski Mardin’de tek bir cadde var, o da tek yön. Gidiş var, dönüş yok. Diğer bütün sokaklar sadece eşeklere ayrılmış.
Otelden gelip bizi ana caddeden alıyorlar. Abbaralar arasından, daracık sokaklardan, kirli, yıkık dökük sokaklardan geçip otelin arka kapısına geliyoruz. Biran için korkuyorum, acaba ne çıkacak karşıma diye. O küçücük kapıdan içeri girince 1000 yıllık bir Mardin evinin avlusunda muhteşem bir Mezopotamya manzarası çıkıyor karşıma. Gece sanırsın karşısı deniz. Denizde irili ufaklı gemiler, tekneler ışıklarını görür gibi.. Halbuki Mezopotamya burası… Sabah anlayacağım ki, göz alabildiğine ova, geceleri denize dönüşüyor.
Otelimiz tam bir Mardin Evi. Yüksek taş duvarları, işlemeli güzel kapıları, kat kat avluları ile bütün günümü burada geçirebileceğim kadar keyifli. Manzara güzel, güneş pırıl pırıl. Mardin beni beklemese avludaki masada günlerimi geçirebilirmişim gibi.
Cumartesi akşamında vardık Mardin’e. Her yer kapalı, turist sezonu çoktan bitmiş. Eski Mardin sakin günlerini yaşıyor. Bizim dışımızda yollarda birkaç yabancı turist var sadece. Yemek için kapanmak üzere olan çok salaş bir kebapçıya giriyoruz. Mardin kebabı atıyor hemen ocak başına. O kadar lezzetli ki… Sohbet de öyle… Çalışanların üçü de İstanbul’dan memleketlerine geri dönmüşler. “İstanbul’da adını bildiğimiz meşhur kebapçılarda çalışırken artık memlekette de geçim sağlayabilir olduk” diyorlar. Mardin gezimiz sırasında bunu başka Mardinlilerden de duyacağız. Bunu duymaktan çok keyif aldım. Turizm arttıkça Mardin’de iş olanakları arttığı için memleketlerine geri dönenler, geri dönüp kendi işini kuranlar, geri dönüp Mardin’in güzelleşmesi için uğraşanlar… Onlar Mardin’in güzel insanları… Onlar insan…
Mardin’de Gezilecek Yerler
Mardin ilk görüşte insanın aklını başından alan bir şehir. Son yıllardaki restorasyon çalışmaları ile daha da güzelleşmiş. Bu nedenle insan gezmeye nereden başlayacağını bilemiyor. Biz şöyle bir çözüm bulduk, Mardin’de gezilecek yerler listemizde bulunan yerleri, kaldığımız yere yakın olanları yürüyerek gezmeye başladık.
Mardin Revaklı – Sipahiler Çarşısı
Pazar sabahı Mardin sokakları oldukça sessiz. Zaten turizm sezonu olmadığı için esnaf da ağırdan alıyor. Bütün bunlar bizi durduramıyor elbette. Otelden çıkıp Mardin sokaklarını keşfe dalıyoruz.
Mardin gezilecek yerler listesinin başlarında, Tellaklar ve Sipahiler çarşısı olarak bilinen çarşı var. Çarşı 17. yüzyıldan beri burada. 2002 yılında restorasyon geçiren çarşıda çalışan zanaatkarları izlemek ayrı bir keyif.
Ulu Camii
İlk durak Artuklu dönemi mimarisini taşıyan ve Mardin’in simgelerinden biri haline gelen Ulu Camii, ama restorasyon nedeniyle kapalı. İçeri girebilir miyiz diye şansımızı deniyoruz ama ne yazık ki olmadı. Biz gittiğimizde yıl 2011, şimdi restorasyon çoktan bitmiştir.
Caminin hikayesi ilginç; iki minareli olarak yapılmış ama tarihte minarelerinden birini kaybetmiş. Süryani kaynaklarında kiliseden camiye çevrildiğine dair bilgiler de yer alıyor. Kiliseden çevrildiği kabul görmese de geçmişte aynı yerde bir kilise olması muhtemel.
Dışarıdan minareli Artuklu mimarisinin geleneksel bir örneği olan caminin yivleme tekniği ile yapılmış olan minaresi, tüm Mardin fotoğraflarının olmazsa olmaz misafirlerinden biri.
Pazar günü kiliselerde Pazar ayinleri var, bizi içeri almıyorlar. Pazartesi günleri de müzeler kapalı. O yüzden ilk planı tersine çeviriyoruz. Pazar müzeleri bitireceğiz, Pazartesi kiliseleri. Gittiğiniz yerlerde gezi planı yaparken bunun gibi küçük detaylar, özellikle de az zamanınız varsa, çok işinize yarıyor.
Mardin Müzesi
Yukarıya doğru devam edip Mardin Müzesi’ne giriyor ve her zaman yaptığım gibi, şehrin turistik haritasını alıyorum. Her ne kadar gelmeden dersime çalışmış ve Mardin’de gezilecek yerler listemi hazırlamış olsam da haritayla gezmeyi ayrı seviyorum.
Süryani Katolik Patrikhanesi olarak inşa edilmiş olan müze binası, Süryani mahallesinde yer alıyor. Etrafı Süryani evleri ile çevrili, duvarına dayanmış bir de Süryani kilisesi yer alıyor.
Mardin Müzesi küçük ama gezilmeye değer. Urartu, Asur, Artuklu, Selçuklu, Pers, Roma, Osmanlı dönemine ait eserler bulabilirsiniz müzede. Benim en çok ilgimi çeken Kırk Haramiler definesi olduğuna inanılan parçalar.
Mardin Müzesi Kültür Bakanlığı’na bağlı bir müze olduğu için Müze Kart ile girebiliyorsunuz. Kartınız yoksa 6 TL giriş ücreti.
Mor Behram Kırklar Kilisesi
Mardin Müzesi’nin üst kısmı Süryani ailelerin yaşadığı bölge, ara sokaklarda gezerken Mardin’in gönüllü rehberlerinden biri bize eşlik ediyor, Mor Behram Kilisesine (Kırklar Kilisesi) giriyoruz.
1293’te Mardin, Süryani Kadim Patriklik Merkezi oluyor. O tarihten itibaren Mardin’de yaşayan Süryanilerin ruhani ve idari işleri bu kiliseden yönetilmeye başlıyor.
Ayin yüzünden yine içeri giremiyoruz ama avlusu bile güzel. Mardinli gönüllü rehberler daha sonra da sık sık karşımıza çıkacak, önceleri sempatik gelse de bir süre sonra yakanızdan bahşiş için düşmeyen bir çocuk sürüsü haline dönüşebiliyor, bahşiş koparmak için çok hırçınlaşabiliyorlar. Umarım hala öyle değildir ve umarım yabancı turistleri de böyle taciz etmiyorlardır.
Bir Süryani ailesinin evini de ziyaret edip, ev yapımı şarap tadına da bakma fırsatı yakalıyoruz. Şarapla aram oldukça iyi olmasına rağmen Süryani şaraplarını çok sevemedim, taze şarap sevmediğim için herhalde.
Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi
Vakit kaybetmeden Eski Mardin’in öbür ucuna Valilik binasının hemen karşısındaki Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi’ne gidiyoruz. Çok iyi restore edilmiş bir bina, çok güzel bir sergi salonu. Mardin’e gidipte görmeden dönmeyin.
İlk yapım nedeni bilinmemekle birlikte, Osmanlı döneminde süvari kışlası olarak hizmet vermiş olan bina 2009 yılından bu yana Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi olarak hizmet veriyor. Binanın üst katında, Mardin şehrinin kimliğini oluşturan zanaatlar, yaşam alanları, sosyal yaşam ve kent tarihine ait buluntu ve eşyalar sergileniyor. Alt katta ise sergiler düzenleniyor.
Mardin Artuklu Kaymakamlığı
Eski Mardin merkezindeki en ihtişamlı bina Mardin Artuklu Kaymakamlığı binası. Ben güvenlik görevlisine şirinlik yapıp içeriye girip gezdim, dışarısı kadar güzel.
Mardin büyük bir değişim geçiriyor. Onlarca bina restore ediliyor. Kaçak yapılan ve Mardin’in mimari dokusunu bozan binalar önce boşaltılıyor, sonra da yıkılıyor. 2000’e yakın yıkılması planlanan bina var, 2011’de 700 tanesi yıkılmış. Unesco, Anıtlar Yüksek Kurulu, Mardin Valiliği ve Belediyesi büyük bir proje yürütüyor. Dokuyu bozmadan, dokuyu bozan binalar yıkılıyor, eskileri restore ediliyor. Çalışma tamamlandığından Mardin silüeti çok daha güzel olacak. Sabancı müzesinin altında kalan bölüm büyük ölçüde düzenlenmiş ve sokaklarda gezmek büyük keyif.
Mardin Kalesi
Mardin Kalesine çıkmak istiyoruz, bize gülüyorlar. Askeri bölge olduğu için kaleye çıkmak yasak. Tamamen doğal kaya üzerine inşaa edilmiş bu kale kesinlikle çok korunaklı. Askeri alan olma nedeni de bölgedeki en yüksek ve korunaklı nokta olması imiş.
Mardin sokaklarında gezerken dikkatimi geçen bir başka konu ise özellikle orta yaş ve üstündeki herkesin mutlaka selam vermesi. Umarım bu gelenek genç nesillere de aktarılır. Kendimizi turist değil de misafir gibi hissettirdikleri için Mardinlilere bir kez daha teşekkür ederim.
Dara Antik Kenti
Güneş batmadan Mardin’e 30 km mesafedeki Dara Köyü’ne gidiyoruz. Mezopotamya’nın en önemli merkezlerinden biriymiş burası. Çok büyük bir alana yayılmış dev bir medeniyet. Oğuz Köyü ile Dara Antik Kenti birbirine girmiş. Büyük kısmı hala toprak altında. Kazı çalışmaları da yapılmış ancak ödenek yetersizliğinden dolayı şu an devam etmiyormuş. Yeraltı sarnıçları, depolar, yerleşim yerleri, surlar… Bu medeniyet keşfedilmeyi bekliyor. Sınıra çok yakın bu köy değeri anlaşılırsa tam bir turist merkezi olabilir.
Mardin’e geri dönerken aklımda hep “neden” sorusu var, “neden bu kadar büyük medeniyetlerin kıymetini bilmiyoruz?”, “neden bunca değeri toprak altında yatırıyoruz?”
Akşam yemek yediğimiz yer bu kez Mardin’in modern yüzü. Yine restore edilmiş eski bir Mardin evi kafe olarak hizmet veriyor. Mardin’e özgü kebapları da İtalyan kahvesi de içebileceğiniz bir yer: Leylan Kafe. Bütün akşamı orada geçiriyor, önce işletmecileri ile sonra da oranın restorasyonunda görev alan arkeologla uzun uzun sohbet ediyoruz. Mardin ile ilgili çok şey öğreniyoruz. Buradaki potansiyelin birkaç yıl içinde nasıl da gelişeceğini, oranın insanlarının bunu nasıl da dört gözle beklediğini… Umarım o gün geldiğinde ne sen, ne de insanların değişmez sevgili Mardin.
Mardin’de ne yenir, nerede yenir? yazım işinize yarabilir.
Zinciriye Medresesi – İsa Bey Medresesi
Ertesi sabah yine erkenden ayaktayız. Otelin avlusundaki keyifli kahvaltıdan sonra hemen sokağa atıyoruz kendimizi. Kayseriyye ve Ulu Cami çevresindeki bakırcıları izleyerek önce Kız Meslek Lisesi olarak kullanılan büyük ve ihtişamlı yapıyı ziyaret ediyor, sonra da Zinciriye Medresesi’ne gidiyoruz. Medrese üniversite vakfının elinde imiş, ne yazık ki üst katlara geçmeye izin verilmiyor. Burada da şirinlik yapmayı denedim ama nafile.
Mardin’de hüküm süren son Artuklu hükümdarı tarafından yaptırılmış olan medresenin asıl adı İsa Bey Medresesi olmasına rağmen halk arasında Zinciriye Medresesi olarak biliniyor.
Mardin’in ara sokaklarını tavaf ediyoruz, en çok eşekler ilgimi çekiyor. Çöp, eşya, insan… Herşeyi onlar taşıyor. Bizim taksilerin yerine orada eşekler almış. Belediyenin kadrolu eşekleri bile varmış. Dün giremediğimiz kiliselere bugün girebiliriz diye ümit etmiştik ama bugün de tamamen kapalılar. Birkaçının kapısını zorluyoruz ama kapı duvar. Anlaşıldı, kiliselerden yana şansımız yok bu defa.
Deyrulzafaran Manastırı
Çay saatinde Mardin’e 9 km mesafedeki Deyrulzaferan Manastırına gidiyoruz. Çay bahane tabii ama safranlı çayını denemenizi öneririm. Süryani Patriklik Merkezi olarak da hizmet vermiş bu yapı, Mezopotamya manzarası, güzel mimarisi ile insanı etkiliyor. Dışarıda çay içerkenki sessizlik ise neden manastırın burada olduğu anlamaya yetiyor.
Manastır milattan önce güneş tapınağı olarak kurulmuş. Manastır çevresinde yetiştirilen safran bitkisi nedeniyle zamanla adı Safran Manasıtırı (Deyrulzaferan) olarak değişmiş.
Manastır halen Süryani Kilisesi’nin önemli merkezlerinden biri olarak hizmet veriyor.
Kasimiye Medresesi
Kasimiye Medresesi ile günü bitiyoruz. Artuklu mimarisinin son örneklerinden bu medrese hala ihtişamını koruyor. Bir külliye olarak inşa edilmiş olan medresenin Artuklu döneminden bu yana ayakta olması muhteşem bir tarih yolculuğu.
Gün batarken yine Mardin fotoğrafı çekme derdindeyiz, birkaç yerden deniyoruz ama istediğimiz gibi bir poz yakalayamadık. Şu silüeti bozan binalar biran önce yıkılsa da gerçek güzelliği ortaya çıksa bu asi delikanlının.
Mardin’den Ne Alınır?
Mardin deyince akla hemen gümüş işleri, Telkari geliyor. Telkarinin asıl vatanı Midyat, söylemedi demeyin. Mardin’de de oldukça fazla çeşit var elbette. Bir iki hatıralık almak güzel, ancak asıl orijinal tasarımlar ve bol çeşit için Midyat’a yolunuzu çevirmelisiniz.
Mardin eski şehir merkezindeki çarşıda bir tur atıp pek çok telkari dükkanından birkaçını ziyaret edebilirsiniz.
Mardin gezilecek yerler listesine ekleyebileceğiniz pek çok manastır, kilise var. Ben kendi ziyaret edip önemli bulduklarımı bu yazıda anlattım. Listenize vaktiniz varsa; Nusaybin’e yakın mesire yeri Beyaz Su’yu, tabii ki Midyat’ı ve Mor Gabriel Manastırı’nı, Mardin eski şehir merkezinde eski PTT binasını ekleyebilirsiniz. Mardin’de gezilecek yerler ile ilgili farklı bir bakış açısı için Biletbayi.com sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Mardin’de Gezilecek Yerler Haritası
Mardin’de gezilecek yerler listesini aşağıdaki harita bulabilir, google haritalar bağlantısında tıklayarak detaylarına ulaşabilirsiniz.
Son sabah artık dönüş yoluna çıkıyoruz. Aklımızda Mardin’in güzel insanları, Mardin’in lezzetli yemekleri, Mardin’in farklı mimarisi… Farklı kültürleri tanımak için dünyanın öbür ucuna gitmenize gerek yok. Ülkemizin her ucunda farklı bir kültür, farklı bir dünya var… Onları tanımakla başlayın…
Yeni yazılarımdan haberdar olmak ve daha fazla fotoğraf, video için sosyal medya hesaplarımı takip etmeyi unutmayın!
- Instagram: Cokokuyancokgezen
- Youtube: Cokokuyancokgezen
Yolda kalın!
29 Yorumlar
en kısa zamanda bende gezmek için gideceğim
paylaşım için teşekkürler
Mardini çok seviyorum. Yöresel ürünleri tarif kokak sokakları, Urfa ve mardin hem komşular hemde tarif kokuyor. Emeğinize sağlık...
Çok teşekkürler 🙂
Yazınızı çok beğendim
Çok teşekkürler, sevgiler 🙂
Merhabalar öncelikle yazınız için çok teşekkürler.Neredeyse 6 yıldır gitmek istediğim ve bir türlü gidemediğim yer hayal şehrim o kadar heyecanlıyım ki yazınızı okuyunca daha bi heyecan bastı haftaya aksilik olmazsa gideceğim sonunda sevgiler…
Keyifli seyahatleriniz olsun.
Güzel şehir Mardin’e yakışır güzel bir anlatım dili olmuş, kaleminize sağlık.herkesin Mutlaka bir kere görmesi gereken, huzur ve hoşgörü dolu bir şehir.
Çok teşekkürler 🙂
Merhaba tekrardan,
biz döndük 🙂
Çok harika 2 gün geçirdik Mardin’de..
Bahsettiğiniz kebapçı Yusuf USta olabilir mi.Gümüşçülerin olduğu caddeden ilerlerken,sağda çay bahçesini andıran bir kebapçı kendileri..
Kebapları nefisti.. Biz fıstıklı,cevizli ve acılı kebap yedik orada.Özellikle cevizli kebaba bayıldıkk..
Afiyet olsun 🙂
Güzel geçmesine çok sevindim.
Midyat dahil Mardin’i gezmek için 2 gün yeter mi acaba?
Çok sıkışık olur, keşke 3 gününüz olsa.
Yarın Gidiyoruz Mardin’e.Bu yazıyı okumak çok iyi geldi..Anlatım dilinize bayıldım..Ne kadar güzel ifade etmişsiniz..
Biz 2 aile(4 yetişkin,1 çocuk,1 bebek) gidiyoruz..Gezimiz baya maceralı olacak gibi görünüyor..
İyi eğlenceler, çok güzel geçeceğine eminim.
Yazımda yer vermemişim ama Mardin eski şehri olduğu yerde gümüşçülerin olduğu caddede, gümüşçülerden valiliğe doğru giderken sağda çok salaş minik bir kebapçı vardı. Mardinde yediğim en güzel kebapları orada yemiştim. Bulup giderseniz çok şahane olur 🙂
kebapci Rıdo:)
Bizim uçağımız Mardin de inecek ve oteli Midyat da tuttuk. Sizce çok mu uzak olur? Ayrıca bizde araç kiralamayı düşünüyoruz..
5 kişi bu hafta sonu gideceğiz Mardin’e.
Pazar günü kiliselere almadıklarını yazında okumasaydım, gittiğimizde hüsran olacaktı.
Teşekkürler Gezip Bilip Paylaşan 🙂
Herşey sizler için 🙂
Keyifle gidin gelin, güzel yerlere gidiyorsunuz 🙂
Merhaba öncelikle, ztn gitmek istediğim mardini okadar güzel anlatmışsınızki yrn hemen uçak bileti almak istiyorum, fakat kaç gün yeterli olur mardin tatili için onu bilemedim,bana yardımcı olabilirmisiniz ona göre tatilimi organize edicem
Merhaba Gökçe,
3-4 gün Mardin ve çevresi (Midyat, Dara Köyü) yeterli olacaktır.
Keyifli bir seyahat dilerim,
Sevil 🙂
ellerinize sağlık, ne güzel yazmışsınız, güzel bir rehber oldu 🙂 selamlar
İşinize yaramasına çok sevindim 🙂 keyifli seyahatler 🙂
çok güzel resimler ve anlatım dilini begendim .bende mardine temelli yerleştim henüz bir kaç gün oldu dedigin yerleri gezip resimler çekicem inş. dün mezopotamyayı aşkam tepeden seyrettim çok güzel di gercekten görülmeye deger bir manzaraydı .
Beğenmenize çok sevindim. Umarım Mardin’deki yeni yaşantınız çok keyifli olur.
Ahh Sevil, ben de görmek istiyorum ve yazın rehber niteliğinde olmuş. Bende çok beğendim.
Devamını bekliyoruz. Fas’ ı özellikle 🙂
Umarım en kısa zamanda görme fırsatı bulursun 🙂
Çok güzel olmuş fotoğraflar ve yazım dilini çok beğendim 🙂 ellerine sağlık
Teşekkür ederim 🙂