Game of Thrones ile ününe ün katan, bir zamanlar dil öğrenmek isteyen Türklerin vizesiz olduğu için akın akın gittiği Akdeniz’in ortasındaki ada ülkesi Malta gezilecek yerler, Malta’da görülecek tarihi ve turistik yerler ile ilgili deneyim ve önerilerimi bu yazıda bulabilirsiniz.
Öncelikle bir itirafla başlayayım; Malta bugüne kadar hiç radarıma giren, ilgimi çeken bir yer değildi. Geçen yıl eşim dalış için Malta’ya gidip beğenince bu yıl hazır uzun süreli şengen vizesi almışken bir hafta sonu Malta gezisi yapalım dedik.
Hafta Sonu Malta Gezisi Yapılır mı?
“Hafta sonu için o kadar yol gidilir mi, hafta sonu Malta gezisi yapılır mı” diyenleri duyar gibiyim. Halbuki Malta İstanbul’dan uçakla sadece 2,5 saat mesafede. Cumartesi Sabah 08:00’de İstanbul’dan uçağa biniyorsun, aramızdaki saat farkı nedeniyle Malta saati ile 08:30’da Malta’dasın. Pazar akşam da Malta ana adası yüz ölçümü olarak İstanbul kadarcık, diğer adaları da eklersek bir Konya etmiyor. Tabii ki hakkıyla gezmek için 4-5 gün harika olur ama bir hava değişimi, keyifli zaman geçireyim diyenler için hafta sonu da gezilebilir.
Malta Hakkında
Malta 3 adadan oluşan bir adalar ülkesi. Ana ada olan Malta Adasının yüzölçümü neredeyse İstanbul kadar. Gezi planı yaparken bunu dikkate almanızda fayda var. Gozo diğer büyük ada iken, Malta ve Gozo arasında ise Comino adası yer alıyor.
Kuzeyde İtalya, güneyde ise Libya ile deniz komşusu olan Malta, İtalyan ve Arap kültürlerinden ciddi şekilde etkilenmiş. Akdeniz ortasındaki bu ada stratejik konumu nedeniyle pek çok ülkenin de sömürgesi altına girmiş. Adadaki şehirlerin isimleri Arap isimleri iken yemek kültürü daha çok İtalyan esintileri taşıyor. İngiliz sömürgesi etkisi ile trafik bize göre tersten akıyor. Böyle karma ülkeleri seviyorum, her kültürden bir parça taşıyor ve bu birliktelik güzel bir harmoni oluşturuyor.
Malta’da ulaşım hakkında detaylıca yazmıştım ancak kısaca belirtmek gerekirse adada gelişmiş bir toplu taşıma sistemi, bütün turistik noktaları görebileceğiniz hop-on hop-off servisleri var, ayrıca araç kiralama da oldukça ucuz bir seçenek.
Malta, İngilizce öğrenmek veya İngilizce’sini geliştirmek isteyenler için de çok cazip bir ülke. Malta EF Dil Okulları burada dil öğrenmek için en iyi alternatiflerden biri.
Malta Adasında Gezilecek Yerler
Malta gezilecek yerler listesi tahminimden daha uzun bir liste oluşturdu. Malta’da gezilecek yerler ve bizim hafta sonu Malta gezisi rotamız için okumaya devam 🙂
Konaklamak için Tercih Ettiğimiz Gzira
Cumartesi sabahı Malta’ya iner inmez öncelikle eşyalarımızı bırakmak için otelimizin bulunduğu Gzira’ya geldik. Havaalanından buraya ulaşmamız 1 saati geçti. Otele eşyalarımızı bırakamadık çünkü otelimiz pansiyondan hallice ve resepsiyonu yokmuş meğer. Biz uygun fiyata otel bulduğumuz için konaklama için Gzira bölgesini seçtik. Malta adasındaki otelimiz Shore Bridge House deniz kıyısında otelden çok apartman dairesinin otele çevrilmiş hali gibiydi ama işimizi gördü.
Otelde kahvaltı olmadığından hemen otelin olduğunu binanın altında yer alan BLT (bagel loaf toast)’dan kahve (4 euro) ve sıradan bir fırın olan Fourts Pastizeria‘dan aldığımız poğaça ve börekler (4.75 euro) ile kahvaltımızı hallettik. 2 kişi 9 euroya kahvaltıyı halletmiş olduk. Fourts Pastizeria’dan aldığımız poğaça ve börekler gerçekten nefisti. Hatta yanımıza daha fazlasını almadığımıza pişman olduk.
Biz Gzira’yı konaklama için tercih ettik, toplu taşıma da vardı ama konaklamak için bütün ulaşım seçeneklerinin kesişme noktası olan Valetta ve çevresinde ayarlamanız daha iyi olabilir. Gzira’nın bir avantajı ise gece hayatı ile meşhur St. Julian bölgesine yakın olması. Eğer Malta’da gece hayatı ilginizi çekiyorsa burası konaklamak için ekonomik bir seçenek olabilir.
Eski Tarihi Başkent Mdina
Otel işimizi halledemesek de asıl rotamıza çantalarımızla geri döndük. Neyseki hafta sonu için geldiğimizden sadece 20 litrelik küçük sırtçantalarımız yanımızdaydı da taşımak sorun olmadı. İlk durağımız Malta’da gezilecek yerler listesi için olmazsa olmaz olan tarihi şehir Mdina. Surlar içindeki eski şehrin adı Mdina iken, surlar dışında kalan bölgenin adı ise Rabat, bu nedenle buraya gelirken otobüse binecekseniz durak olarak Rabat duraklarına bakmanızda fayda var. Valetta’dan 50 ve 53 nolu otobüslerle Rabat’a gelebilirsiniz.
Mdina son zamanların ünlü dizisi Game of Thrones çekimlerine de ev sahipliği yapan şehirlerden biri. Ayrıca Mdina Malta’nın eski başkenti. Mdina’nın eski sokaklarının hepsini gezmeniz en fazla birkaç saatinizi alır ama sokaklarda her köşede fotoğraf çekmek isterseniz daha fazla vakte ihtiyacınız olacaktır.
Ayrıca Triq is-Sur sokağının olduğu surdan uzaktan deniz ve Valetta manzarası görmeniz de mümkün. Küçük surlar içinde 4 kilise bir de Katedral yer alıyor. Hepsine göz atabilirsiniz çünkü duvar süslemeleri oldukça güzel.
Mdina’da gezilecek yerler; Mdina Dungeons, Ulusal Tarih Müzesi, Agatha Kilisesi, Peter Kilisesi, St. Nicolas Kilisesi, Carmelite Kilisesi ve Müzesi ile St. Peter&Paul Katedrali olarak sayılabilir. Katedralin arkasında müzesi de yer alıyor, müzeden bilet almadan kiliseyi de gezemiyorsunuz. Unesco Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Mdina şehri Avrupa’nın en güzel antik sur şehirleri arasında sayılıyor.
Mdina gezimizi tamamladığımızda artık açıkmıştık, ana kapıdan çıktıktan sonra solda kalan Il-Veduta Restoran‘da öğle yemeğimizi yedik. Malta mutfağı İtalyan muttfağından etkilenmiş demiştik, biz de pizza ve salata yiyoruz öğle yemeği olarak yanında da Malta birası. İki kişi öğle yemeği için 25 euro ödüyoruz.
Ticaret Merkezi Rabat
Mdina surlarından dışarıya çıktığınızda artık Rabat şehrindesiniz. Rabat önemli bir Roma şehri imiş, bu bölgede yer alan antik eserler de Romalılara ait. Malta’da görmeye doyamayacağınız mavi, yeşil, kırmızı cumbalı sarı Malta taşından evlerin güzel örnekleri Rabat sokaklarını süslüyor.
St. Paul Katedrali Rabat bölgesinin merkezi konumunda. Kilisenin olduğu meydanda kafeler, restoranlar ve pastaneler yer alıyor. Kişi başı 1,5 euroya güzel kahve içebilirsiniz burada, ne de olsa İtalyan etkisi 🙂
Bu meydandan devam ettiğinizde (tabelaları göreceksiniz zaten), Kapadokya’daki yer altı şehirlerine benzeyen yer altı mezarlarına ulaşacaksınız. Rabat şehrinde yer alan yer altı mezarların adı St. Paul Catacombs. Oldukça geniş bir alana yayılmış yer altı mezarları savaş zamanında sığınak, zaman zaman depo ve hayvan barınağı olarak kullanılmış ama şu an tamamen restore edip turizme kazandırılmış. Kişi başı 5 euro ödeyerek yer altı mezarlarını gezebilirsiniz.
Catacomb’u da görünce Mdina girişine doğru otobüs duraklarına geri dönüyoruz. Bir sonraki durağımız Mosta.
Rotundası ile Meşhur Mosta
Otobüse atlayıp 15 dakika kadar sonra Rotunda ile meşhur Mosta’ya ulaşıyoruz. Dünyadaki desteksiz kubbeye sahip üçüncü en büyük kilisesi olan Rotunda Mosta’nın en dikkat çeken yapısı. Yine sarı Malta taşından yapılmış bu yapı mıknatıs gibi kendisine çekiyor insanı. Akşamüstü gün batımına yakın Mosta’ya ulaştığımız için ışık da çok iyiydi ve Rotunda adeta altın bir yapı gibi parlıyordu.
Mosta sokaklarını dolaşmaya başladığımızda hem yorulmuştuk hem de artık hava kararmaya başlamıştı, otele dönüp biraz dinlenmeye karar verdik.
Şövalyelerin Şehri Valetta
Surlarla çevrili Valetta şehri Unesco Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor. Valetta da Mdina, Rabat ve Mosta gibi her bir sokağını tek tek dolaşıp saatlerce fotoğraf çekebileceğiniz Malta taşından yapılma renkli cumbalı sarı evlerle dolu. Şehir oldukça engebeli, inişli çıkışlı, bu da fotoğraf sevenler için çok güzel manzaralar oluşturuyor.
Akşam yemeği için adanın başkenti Valetta’yı tercih ettik çünkü Malta’da tek akşamımız vardı ve Valetta’yı gece de görmek istiyorduk. Gece hayatı St. Julian’da akıyor olsa da biz Valetta’ya gitmeyi tercih ettik.
Valetta’da akşam yemeği için elimizde bir gidilecek yerler listesi vardı ama biraz doğaçlama yapmak istediğimiz için ara sokaklarda dolaşmaya başladık. Dolaşırken hareketli Strait Street’in sonuna doğru biraz daha sakin görünen Rocks Wine Bar diye bir şarap evi bulduk. Zengin şarap menüsünün yanında yemek için Malta tabağı ve İtalyan tabağı adında sadece 2 çeşit yiyecek vardı. 1 şişe Malta şarabı yanında 2 kişilik Malta tabağı söyledik. 17 euro tabak 10 euro 1 şişe şarap için toplam 2 kişi için 28 euro ödedik. Akşam için tahminimizden çok daha ucuza keyifli bir yemek yiyebilmiştik.
Valetta’nın belli sokakları mutlaka görülmesi gereken sokaklar; Old Bakery, St.Lucia, Strait, Republic, Merkanti sokakları mutlaka görülmesi gerekenlerin başında. Valetta’nın sokak planı ızgara şeklinde olduğundan aradığınız sokakları da kolayca bulabiliyorsunuz.
Valetta’da mutlaka görmeniz gereken aktivitelerden biri de her gün saat 12:00 ve 16:00 şehir surlarında yapılan top atma töreni. Upper Barakka Gardens’dan bu gösteriyi izleyebilirsiniz.
Valletta’da gezilecek görülecek diğer yerler için: Grand Master Palace, St.Johns Katedrali, Manoel Tiyatrosu ve Ulusal Kütüphane’yi saymak mümkün. Ayrıca limandan tekne turlarına katılabilirsiniz.
Biz akşam yemeğinden sonra Republic caddesi üzerinde yer alan dondurmacı Amorino’da Malta dondurmasının da tadına baktık. 3,5 euro civarında 3 çeşit dondurma yedik.
İstanbul’da başlayan günümüz 3 şehir gezerek bitmişti, biz de otelimize dönüp dinlenmeye çekildik. Pazar günü bizi yoğun bir program bekliyordu.
Doğa Güzelliği Blue Grotto
Pazar sabahı erken kalkıp otelimizin altındaki kafe ve fırından mamalarımızı yiyip geç kalmadan yeniden yollara düştük. Malta’nın sarı taşlı binaları ve cumbaları dışında doğal güzellikleri de dikkat çekici. Avrupalıların yaz tatili için oldukça fazla tercih ettiği adada pek çok plaj ve dalış noktası var. Biz hava soğukken gittiğimiz için deniz keyfi yapmasak da Malta’nın ilginç doğal yapılarından olan Blue Grotto rotamızdaydı. Yine Gzira’dan otobüse binip Valetta’ya, Valetta’dan da 74 numaralı otobüsle Blue Grotto’ya yollandık.
Deniz manzarasına baktığınızda dalgaların kayalara açtığı ilginç yarıkta güzel bir şekil oluşmuş. Bunun dışında da burada görecek birşey yok bu mevsimde. Hava güzel olduğunda buraya tekne turları düzenleniyormuş, denizden görmek ilginç olabilir.
Dünyanın En Eski Tapınakları Hagar Qim ve Mnajdra
Blue Grotto’dan kuzey batıya doğru yarım saatlik deniz manzaralı bir yürüyüş ile Türkiye’deki Göbeklitepe bulunana kadar dünyanın en eski tapınağı ünvanını taşıyan ancak tacını Göbeklitepe’ye bırakan iki tapınağın olduğu bölgeye geldik. Giriş kişi başı 10 euro.
Önce tapınakların tarihini anlatan 4D bir film gösterisi izletiyorlar. Sonra da küçük bir müze hazırlamışlar. Binlerce yıl önce güneşe göre tasarlanmış bu tapınakları gezmek tarihte bir yolculuk gibi…
İki tapınak arasında 500 metrelik bir yürüme mesafesi var. Bol rüzgarlı ve güneşli bir alanda oldukları için korumak için üzerindeki büyük tenteleri yapmışlar, hem estetik hem de koruyucu olmuş.
Tapınakları da gördükten sonra Valetta’ya tekrar geri döndük. Hagar Qim’e geldiğimizde gidiş otobüs saatlerine bakıp dönüşümüzü ona göre ayarlamıştık, size de tavsiye ederiz çünkü buraya otobüs pek sık gelmiyor.
Valetta’da önceki gece gezdiğimiz sokakları bu kez gün ışığında gördük, top atma törenini izledik. Sokaklarda dolaşıp bol bol fotoğraf çektik yine.
Malta’da Ne Yenir?
Malta’nın çok fazla kendine özgü yemeği yok aslında. Malta’daki son yemeğimiz için Malta’nın meşhur yemeği tavşan yahnisi yemek istedim. Jamie Oliver’in önerdiği Angelica (angelicamalta.com) adlı bir restorana gittik. Öğlen yemeğinde fiks menüler oluşturmuşlar, ana yemek+salata veya tatlı 19,9 euro olacak şekilde. Ancak ana yemek olarak tavşan seçersen ekstra 4,9 euro şeklinde. Yanına birer de bira söyleyince kişi başı 30euro hesaba çıktık. Malta’daki en pahalı yemeğimiz oldu.
Tavşan dışında İtalyan etkisi ile her yerde pizza, et restoranları bulmanız mümkün. Farklı mutfakları denemek isteyenler için farklı seçenekler var.
Hamur işleri lezzetli ve malzemeden kaçınılmamış. Helva, lokum gibi bizim çok aşina olduğumuz lezzetleri de pek çok yerde görmek mümkün. Ayrıca dondurma da tabii ki heryerde.
4-5 Günlük Malta Gezisi Yapsaydım Nerelere Giderdim?
Malta’ya hafta sonu gidince tabii ki istediğimiz her yeri görme şansımız olmadı. Daha fazla zamanımız olsaydı gideceğim yerleri de aşağıda sıralıyorum:
- Adada gördüğüm yerlerin ara sokaklarında kaybolmayı isterdim, sarı Malta taşından yapılan cumbalı evler fotoğraf çekmeyi sevenler için harika bir dekor. Valetta, Mdina ve Mosta’nın ara sokakları daha fazla vakit geçirmeye değer.
- Neredeyse Malta’nın sembolü haline gelmiş olan göz desenli kayıkları ve liman çevresindeki balık restoranlarıyla ünlü Marsalox kasabası listeye eklenmeli.
- Temel Reis animasyon filminin çekildiği set olan ve sonradan turizme açılan Popeye Village adanın kuzey ucuna yakın.
- St.Julian bölgesinde bir akşam geçirmek isterdim ancak bizim tek akşamımız olunca onu da Valetta’da geçirmeyi tercih ettik.
- Gozo ve Comino adaları ise özellikle yazın yaz tatili yapmak isteyenler için güzel alternatifler olabilir.
Yolda kalın…