Hafta sonlarını İstanbul’da geçirmek çoğu zaman Türkiye’de başka yerlere gitmekten çok daha pahalıya mal oluyor. Bu nedenle ucuz bilet yakaladığım anda yurt içi ya da yurt dışı farketmeksizin hafta sonu kaçamakları organize ediyorum kendime. Bu hafta sonu kaçamakları aynı zamanda enerjimi de artırıp haftaya çok daha pozitif başlamamı sağlıyor. Bir hafta sonumu da İzmir’e yakın görülecek güzel köyler için ayırdım.
Urla’da Gezilecek Yerler, İzmir
İzmir İstanbul uçak bileti kampanyalarından yakaladığım ucuz uçak bileti sayesinde 60TL İzmir-İstanbul gidiş-dönüş uçak biletimi birkaç ay öncesinde almıştım. Cumartesi sabah 07:15 uçağı ile İzmir Adnan Menderes Havaalanı’na indik. Yine daha önceden ayarladığımız kiralık aracımızı havaalanından teslim alıp hiç vakit kaybetmeden kahvaltı için Urla’ya devam ettik.
Urla’da kahvaltı için bizi davet etmiş olan Urla’nın en güzel ağaçlık caddesinde yer alan Vera Melisa restorana gittik. Serpme İzmir kahvaltısı bizi bekliyordu; pişisinden türlü peynirlerine, otlarına zengin kahvaltı ve işletmenin sahipleri ve blogger arkadaşımız Sema’nın hoş sohbeti ile zamanında nasıl geçtiğini anlayamadık. Ama daha gezecek çok yerimiz vardı.
Urla iskelesi ve merkezdeki Malaga Pazarı ile sanatçılar sokağına ise dönüş yolunda uğradık. Urla’ya gitmişken buraları da mutlaka görün.
Karaburun’da Gezilecek Yerler
İzmir’de görmek istediğim asıl yer Karaburun yarımadası idi. O bölgedeki en bakir bölümün bu yarımada olduğunu bildiğim için ve daha önce de görmediğim için asıl hedefim o bölgeyi görmekti. Araçla olduğumuz için ana yol yerine sahil yolunu tercih ettik, beğendiğimiz köylerde durduk. Çay kahve, fotoğraf molası verdik.
- Balıklıova köyünde de balıkçı Garibin Yeri’ni önerdiler, biz kahvaltıdan sonra gittiğimiz için girmedik ama aklınızda olsun.
- İkinci durak Mordoğan, tipik Ege sahil kasabalarından biri. Sahilde inip bir tur atıp bir çay içip yolumuza devam ettik.
- Saip Köyü’nde İstanbul’dan gelip buraya yerleşmiş bir çiftin Kır Kahvesi varmış, biz molamızı Karaburun’da vereceğimiz için durmadık ama kahvaltı için de öneriliyor. Ayrıca şifalı çayı da önerilenler arasında.
- Karaburun’da hem biraz dinlenmek hem öğle yemeği molası vermek için durduk. İlkokul arkadaşımın orada Butik Otel işletmesi ve yılllar sonra buluşmamız da çok güzel oldu. Yolunuz oralara düşerse Arya Karaburun Otel’i öneririm. Karaburun dalış sevenler için de önemli bir dalış noktası olmaya aday. Suyun soğukluğu yüzünden sezon kısa olsa da yazın gidenler dalış da yapabilirler.
- Karaburun’dan sonra biz adanın çevresinde geniş bir daire çizdik. Köy yollarından Ildırı üzerinden Alaçatı’ya vardık. Arada tamamen ya da terkedilmiş Rum köyleri var bolca. Sarpıncık Feneri’nde de gün batımı öneriyorlar. Rüzgar fenerlerinin manzaraya eşlik ettiği harika dağ yolları bunlar. Bu arada bu rota üstünde çok sayıda işaretlenmiş yürüyüş ve bisiklet yolları var. Baharda çadırla gelip buralarda yürüyüş yapmak muhteşem olur.
- Özbek Köyü’nde balıkçı Akın’ın Yeri’ni önerdiler ama ona vakit kalmamıştı biz gidemedik.
Karaburun yarımadasını bitirip Çeşme’ye doğru yönelince de yeni köyler bizi bekliyordu.
- Biz gün batımı için Ildırı’yı tercih ettik. Fatmagül’ün suçu ne? dizisinden hatırlarsınız. Sahilde pek bir şey yok, yukarıda köyün içine doğru giderseniz hem yukarıdan manzara güzel hem de oturabileceğiniz yerler var.
- Akşam konaklaması için Alaçatı’yı tercih etmiştik. Sezon olmadığı için otel fiyatlarının uygun olması tercih sebeplerimizin başında geldi. 20 sene önce sakin bir köyken rüzgar sörfünün popüler olması ile yaz aylarının popüler rotası Alaçatı baharda çok sakindi. Yazın insandan yürünemeyen ara sokaklarda birkaç kişi ancak vardı. Bu halini daha bir sevdim. Ucuz uçak bileti ayarladıktan sonra Alaçatı’da kalacağımız Alaçatı Adres Butik Otel’i ayarlamıştık. Kahvaltımızı ettikten sonra yeniden Urla yönüne doğru yola koyulduk.
- Alaçatı’dan Urla’ya doğru devam ederken yolunuzu biraz uzatıp Germiyan Köyü’ne uğramayı kesinlikle ihmal etmeyin. Biz de etmedik. Köyün bütün duvarları Nuran Hanım’ın çizdiği rengarenk çiçeklerle süslü iken aynı zamanda Türkiye’nin ilk Slow Food köyü. Ekmeği de meşhurmuş.
- Germiyan Köyü’nden sonraki durağımız ise korkuluk (oyuk) festivali ile meşhur Barbaros Köyü oldu. Festival zamanı dışında da köyün sokaklarında süslenmiş korkulukları görmek çok hoş bir deneyim.
Barbaros Köyü Urla’ya çok yakın. Artık buradan sonra dilerseniz İzmir’e dilerseniz yarım adanın diğer tarafına doğru yolunuza devam edebilirsiniz. Diğer tarafta Sığacık ve Bademler Köyü mutlaka görülmesi gereken köyler arasında.
Hafta sonu için İzmir ve çevresi özellikle baharda harika bir kaçamak noktası. Sadece yazın deniz için değil, bahar ve kış aylarında doğa sporları ve kültür seyahatleri için mutlaka planınızda olsun.
8 Yorumlar
İzmir aşığı bir kızım. Ve ileride İzmir de yaşmak istiyorum. İzmir in her yeri ayrı harika:)
izmir başkadır…seviyoruz
Karaburundan sonra mordogan diye kucuk bir sahil kasabasi var, kesinlikle orada balik tatumali, yuzmeli ve kucuk restoranlarinda guzel egemizin guzel baliklarini yemelisiniz
Canım İzmir, her köşesi ayrı keyif veriyor bana. Okudukça nasıl da özlediğimi hissettim.
Kendim de gezi eksenli bir blog açınca kimler var bu camiada diye bakarken rastladim size. Aile olunca bizim gezi konseptimiz biraz farklı tabii haliyle. Ama laf aramizda paralel bir evrende sizin gibi bir gezgin olmak da çok isterdim. ArtIk takipteyim. Izmir’e de bir kac haftaya gidiyorum. Şirince’yi gördüm. Sıra diğerlerinde.Teşekkürler!
Camiaya hoş geldiniz 🙂
Şirince’den çok daha iyi yerler bence en azından ticari değil. Teşekkür ederim paylaşım için.
Şirince’yi de çok severim ama bu köyler de görülmeye kesinlikle değer