Aşıklar şehri denildiği zaman akla ilk gelen şehirlerden biridir Paris! Peki Paris’e neden aşıklar şehri denir, biliyor musunuz?

Paris’e Neden Aşıklar Şehri Denir?

Şehrin her yerine yayılmıştır romantizm; sokaklara, nehir boyuna, parklara… Sanki tüm şehir el ele verip size bir aşk şarkısı söyler. Fransızca dili bile başlı başına romantik bir ezgiye sahiptir. Bu sebeple aşk bu şehre fazlasıyla yakışır. Paris’in güzel olduğu zaman mevsimlerden bağımsızdır. Kışı ayrı romantik, baharı ayrı duygu doludur. Hele ki sizin için anlamlı bir günde Paris’te bulunuyorsanız; işte o zaman Paris sizin için dünyanın en duygu dolu noktası olur o andan sonra.

Aşıklar şehri Paris
Aşıklar şehri Paris

Sevgilinizle Paris’e neden gitmeniz gerektiğiniz konusunda hala aklınızda soru işaretleri varsa biraz daha detaylı açıklayalım size.

Sevgiliyle Paris’e Gitmek için 10 Haklı Neden

1- Çünkü sevgilinize Montremartre’de baktığınızda bir kez daha aşık olursunuz.

Montmartre Tepesi, vaktiyle Pablo Picasso, Claude Monet gibi ünlü ressamların da çalışmalarını yaptığı ressamlar tepesidir. Paris’in en yüksek olduğu bu bölgede sevgilinize bir kez daha aşık olmamanız söz konusu bile değil.

2- Çünkü Paris her kadına çok yakışır.

Paris her kadına en çok yakışan kıyafettir. Paris’in kadınları gibi Paris’e adım atan her kadın kendi güzelliğini derinlerinde hisseder. Bu şehrin atmosferi ile alakalıdır.

3- Çünkü sadece Paris sokaklarında yürümek bile tek başına romantik bir eylemdir.

Herhangi bir romantik plan yapmasanız dahi Paris sokaklarında yürümek romantik bir anıdır. Kendinizi izlediğiniz Fransız filmlerinde hissetmenizi sağlar. Köşe başlarında filmlerde gördüğünüz yerleri veya oraya benzeyen yapıları görür; kendinizi o filmin bir kahramanı gibi hissedersiniz.

4- Çünkü Paris’te aşk sarhoşu olmak için şarap içmeniz gerekmez.

Paris’in atmosferinden az önce bahsetmiştik. Bu şehirde aşık olmak ve aşk sarhoşu olarak dolaşmak için ünlü şaraplarından içmenize gerek dahi yok. Sadece Paris sokaklarında sevdiğinizle el ele saatlerce dolaşmak bile sizi tarifi zor hislere kapılmaya itecektir.

5- Çünkü adı “Romantizm Müzesi” olan bir yere dünyanın her yerinde rastlamanız pek mümkün değildir.

Şehir romantizmin adeta başkenti olarak kurulmuş. Hatta Tolstoy, PAris gezilerinden biri esnasında Rusya’daki bir arkadaşına yazdığı mektupta şu cümleyi kurmuş; “Azizim, bu şehir ne zaman benim üzerimde tesir etmez hâle gelecektir?” Tolstoy’u bile kendine getiremeyen bu romantik şehir size de aynı etkiyi yaratacak mı acaba…

6- Çünkü sabah uyandığınızda pencereden Eyfel Kulesini görüyorsanız gününüzün kötü geçmesi mümkün değildir.

Hayatınızda kaç sabah uyandığınızda Eyfel Kulesi manzarası sizi karşılar ki? Eyfel oldukça büyük ve görkemli bir yapı olarak tasarlanmış. Paris’in hemen her bölgesinden Eyfel’i rahatlıkla görebilirsiniz. Yani güzel bir Eyfel manzaralı fotoğraf çektirmek için illa yüzlerce kişinin uzaklaşıp ortalığın sakinleşmesini beklemenize gerek yok.

7- Çünkü Seine Nehri kenarında bir parkta yapılacak romantik bir piknik bir ömür unutulmayacaktır.

“Biz Paris’te …” ile başlayan her cümle romantik bir vurgu yapmak için yeterlidir. Nehir kenarında bir parka oturup yapacağınız o sade piknik bir ömür unutulmayacak bir anıya dönüşecektir. Güneşin batışını izlemek ve Paris’in sepia tonlu yapılarına dalmak…

8- Çünkü sevgiliniz yanınızda değilken Paris gözünüze bu kadar güzel görünmeyecektir.

Paris’i öve öve bitiremediğimizin farkındayım. Ancak çok önemli bir detay var ki atlamamak gerekir. Paris ne kadar güzel ve romantik bir şehir olursa olsun, eğer sevgiliniz yanınızda değilse mutlaka bir şeylerin eksik olduğunu fark edersiniz ve bu şehirden giderken kuracağınız cümle bellidir; “Bir gün buraya sevgilim ile geleceğim!”

9- Çünkü Paris her mevsimde aşkı doğasında yaşatan bir şehirdir.

Paris’in her mevsimi romantizme damgasını vurur. Karlar içerisinde beyaz kürkünü giyen bir kraliçe gibi çıkar karşınıza; çiçekler içerisinde bir peri kızı gibi de.

10- Çünkü Paris’te geçireceğiniz her gün aşkınızı katlayacak ve daima güzel anılar olarak hafızalarınızda yerini alacak.

“Paris her zaman iyi bir fikirdir.” demiş Audrey Hepburn. Tüm bu şairlerin, ressamların ve sanatçıların bir bildiği olmalı değil mi?

Sevgilinize verebileceğiniz en romantik ve anlamlı hediyelerden biri onun için bir Paris gezisi planlamaktır. Doğum günü, evlilik yıldönümü ve hatta tanıştığınız günün yıldönümü Paris’te olmak için benzersiz günler arasındadır. Her mevsimin romantik diyarı Paris size benzersiz birkaç gün yaşatmak için daima hazır.

"Çok okuyan mı bilir çok gezen mi?" diyerek yola çıktım, hala cevap arıyorum. Hayallerimin peşinden yolculuklara çıkıyor, deneyimlerimi blogumda, gazete ve dergilerde paylaşıyorum. Gezmeyi, okumayı, yazmayı ve hayal kurmayı seviyorum.

1 Yorum

Yorumunuzu Yazın