İshak Paşa Sarayı, Türkiye’nin doğusunda mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesinde yer alan saray, Osmanlı İmparatorluğu Lale Devri’nde yapılan son büyük saray ve Anadolu’daki tek Osmanlı sarayı olma özelliği ile dikkat çekerken, efsaneleri, son dönemde yapılan ve çok eleştirilen restorasyonu ile gündemde yer aldı. İshak Paşa Sarayı’na nasıl gidilir, giriş ücreti nedir, efsanesini merak ediyorsanız bu yazı tam size göre, keyifli okumalar!
Bu Yazıda Bulacaklarınız
İshak Paşa Sarayı Nerede?
İshak Paşa Sarayı, Doğu Anadolu Bölgesinde, Ağrı ili sınırları içinde yer alan Doğubeyazıt ilçesinde bulunuyor. Doğubeyazıt ilçe merkezine 7-8 kilometre mesafede, Doğubeyazıt ovasına ve Doğubeyazıt’a tepeden bakan, sırtını Doğubeyazıt Kalesi’ne vermiş, kayalıkların üzerine inşa edilmiş muhteşem bir yapı.
İshak Paşa Sarayı’na Nasıl Gidilir?
İshakpaşa Sarayı’na nasıl gidilir derseniz; Ağrı, Kars veya Van’a uçakla gidip oralardan Doğubeyazıt’a ulaşabilirsiniz.. Ağrı’ya İstanbul, Ankara ve İzmir’den THY ve Pegasus Havayolları’nın uçuşları var. Uçuş saatlerine havayolu firmalarının sitelerinden bakabilirsiniz. Ağrı Havalimanı’ndan Doğubeyazıt’a havalimanı servisleri var. Yolculuk yaklaşık 80 kilometre yani 1,5 saat kadar sürüyor. Yol kalitesi son derece iyi.
Doğubeyazıt’a ulaştıktan sonra İshakpaşa Sarayı’na ulaşmak için farklı seçenekleriniz var.
- İshak Paşa Sarayı’na Doğubeyazıt şehir merkezinden taksi ile 20 TL’ye ulaşabiliyorsunuz. 20 TL gidiş, 20 TL dönüş, 10 TL de bekleme ücreti ile 1 saatlik bir taksi ayarlamanız yapmanız mümkün. Bu fiyatlar 2019 yılına ait, güncel fiyatları taksiciler ile pazarlık ederek alabilirsiniz.
- Yoğun sezonda şehir merkezinden saraya servis bulunuyormuş. Kış döneminde gittiğimizde tek seçenek taksi.
- Bir diğer seçenek de özel araç kiralayarak gitmek. Ağrı’ya geldiğinizde araç kiralamak gezilecek yerleri görmek için en iyi alternatif gibi görünüyor. Saray dışında da pek çok yere araçla ulaşmanız gerekecek.
- Ağrı’ya tur ile gelirseniz hem sarayı hem de görülecek önemli yerleri tur kapsamında gezebilirsiniz.
Benim ilk İshakpaşa ziyaretimde, Kars’tan Doğubeyazıt’a geldiğimiz ve Doğubeyazıt’tan Van’a geçtiğimiz için bu tecrübemin detaylarını paylaşacağım.
Kars’tan Doğubeyazıt, İshak Paşa Sarayı’na Ulaşım
Kars’tan Doğubeyazıt’a geçiş konusunda internette pek bilgi bulunmuyor, neyse ki benim blogumu buldunuz, çok şanslısınız. Kars’ta kaldığımız otelde çalışanlara sorduğumda onlar bile emin değillerdi. Kars’tan Doğubeyazıt’a, direkt giden araç yok. Önce Iğdır’a gidip Iğdır’dan Doğubeyazıt araçlarına binerek ulaşabiliyorsunuz.
Kars şehir merkezinde yer alan ilçeler otogarından Iğdır’a, Serhat Iğdır firması gidiyor. Her gün sabah 08:00 akşam 17:00 arası Pazar günü hariç 7 otobüs var, Pazar günleri 6 araç gidiyor. Biz geç kalmadan İshakpaşa’ya ulaşabilmek için sabah 08:00 aracına bindik. Otobüs saatleri için aşağıdaki telefondan firmayı arayabilirsiniz.
Serhat Iğdır firması telefonu: 0474 212 43 83
Kars-Iğdır arası 111 kilometre, yolculuk yaklaşık 2,5 saat sürüyor. 2,5 saat süren yolculuk için bilet ücreti 2019 yılı Şubat ayında 25 TL idi. Bu yolculuğun en güzel kısmı; bir noktadan itibaren sürekli karşınızda bütün ihtişamı ile Ağrı Dağı’nı izleyerek gidiyor olmak.
Gezginin Notu: Ağrı Dağı’nın en güzel manzaraları Iğdır yönünden gelirken gördüğünüz manzaralar, bunu kaçırmayın. Bir de Nuh’un Gemisi’nin olduğu yerden hem büyük hem küçük Ağrı’yı görebilirsiniz.
Iğdır’a ulaştığınızda Kars otobüsünün durduğu yer ile Doğubeyazıt Minibüslerinin kalktığı yer arasında 200 metre kadar yürümeniz lazım. Zaten kime sorsanız gösteriyorlar, aynı cadde üzerinde. Zamanımız kısıtlı olmasa Iğdır’da da biraz vakit geçirmeyi çok isterdim. Kars’tan sonra Iğdır oldukça modern ve bakımlı bir şehir. Zaten iklim itibariyle de bu bölgedeki diğer tüm illerden farklı olduğundan bol meyve, sebze bulmak da mümkün. Benim gözüm yol kıyısındaki ciğercilerde kalsa da yolumuza devam etmemiz gerektiği için Doğubeyazıt Minibüs Yazıhanesi’ne yollandık.
Iğdır-Doğubeyazıt minibüsleri yarım saatte bir kalkıyor demişlerdi ama anladığım kadarıyla doldukça kalkıyor, 10 dakika dahi beklemeden hemen hareket ettik. Iğdır’dan Doğubeyazıt yaklaşık 1 saat sürüyor. Saat 12:00 olmadan Doğubeyazıt’a ulaşmış olduk.
Iğdır-Doğubeyazıt Minibüs Yazıhanesi telefonu: 0476 227 00 25 ve ya 0535 275 85 41
Doğubeyazıt’tan taksi ile İshak Paşa Sarayı’na gittik. Biz taksici ile 1 saatlik bekleme için anlaşmıştık ama bize yetmedi, en az 2 saat için anlaşmanızı öneririm. Çünkü hem saray büyük hem de fotoğraf çekmek için sarayın arkasındaki tepeye çıkmak lazım. Ayrıca saray çevresinde Urartu Kalesi, Eski Beyazıt Camii, Ahmedi Hani Türbesi, Ahmedi Hani Müzesi gibi görülecek başka yerler de var. Gitmişken onları da atlamamak gerek. İshakpaşa’ya ikinci gidişimde bu yerleri de ekleyince 4-5 saatimi oralarda geçirdim. Plan yaparken, taksi ile pazarlık ederken bunları unutmayın.
Doğubeyazıt İshak Paşa Sarayı’ndan Van’a Ulaşım
Doğubeyazıt’tan Van’a günde 5 araç var. Şehir merkezinde ara bir sokakta minibüslerin kalktığı minibüs terminali var, bu minibüsler otogardan kalkmıyor. Minibüsten inince google haritalarda indiğiniz yeri işaretlemenizde fayda var çünkü biraz ara bir yerde.
Doğubeyazıt’tan Van’a 06:30, 08:00, 12:00, 15:00’te minibüs var. Biz sonuncuya yetişmek için hızlı hareket etmeye çalıştık. Doğubeyazıt Van arası yolculuk da 2,5 saat kadar sürüyor ve bilet ücreti 30 TL. Bizim orada olduğumuz dönemde hava konusunda çok şanslı idik, Doğubeyazıt Van arasındaki Tendürek Dağları zaman zaman geçit vermeyebiliyormuş, hava durumuna göre yolculuk süresi uzayabilir.
İshak Paşa Sarayı Giriş Ücreti ve Ziyaret Saatleri
İshak Paşa Sarayı giriş ücreti 2020 için 10 TL. Müze Kartınız var ise ücretsiz olarak ziyaret edebilirsiniz.
İshak Paşa Sarayı sabah 08:00’de ziyarete açılıyor, kış döneminde (3 Ekim-14 Nisan) 17:00’de kapanırken yaz döneminde 19:00’a kadar ziyaret edilebiliyor. Ziyaret başlangıç saatleri pandemi döneminde değişiklik gösterebiliyormuş, gitmeden önce arayıp kontrol etmenizde fayda var çünkü internetteki saatler güncel olmayabiliyor. Bizim gittiğimiz Eylül döneminde 10:00-19:00 arası açıktı.
İshakpaşa Sarayı Telefonu: (0472) 215 32 17
İshak Paşa Sarayı Özellikleri
İshak Paşa Sarayı, Lale Devri’nde yapılmış son büyük Osmanlı Sarayı olması nedeniyle tarihsel öneme sahip. M.S. 1784’te tamamlanan sarayın yapımı 99 yıl sürmüş. Çolak Abdi Paşa sarayın yapımına başlamış olmasına rağmen II. İshak Paşa döneminde yapımı tamamlandığı için ismini de İshak Paşa’dan almış.Ancak bu güzel saray İshakpaşa’ya uğurlu gelmemiş, İstanbul ile rekabete girdiği, kendisi için Topkapı ile yarışan bir saray yaptırdığı için imparatorluğu rahatsız etmiş ve sürgüne gönderilmiş.
Saray, sadece saray değil külliye olarak inşa edilmiş. 7600 metrekare alana yayılmış olan saray 3 katlı olarak yapılmış. İç içe iki avlu etrafında tüm yapılar ttoplanmış. Harem dairesi Topkapı Sarayı örnek alınarak yapılmış. Harem bölümündeki muhteşem duvar kabartmaları, taç şeklindeki kapı işlemeleri ile göz alıcı bir güzelliğe sahip saray. Bugün saraydan geriye kalan kısımdaki en sağlam yapı sarayın camiisi.
Saray şu an Doğubeyazıt’tan uzakta olsa da eskiden şehir sarayın çevresinde yer alıyormuş.
İlk Saray Kalorifer Sistemi
Malum sarayın bulunduğu yer ülkemizdeki en soğuk yerlerden biri. Sarayı ısıtmak için kullanılan sistem dünyadaki saray ısıtmak için kullanılan ilk kalorifer sistemi olarak kabul ediliyor. Kalorifer sisteminden daha çok ısıtma sistemi demek daha doğru olabilir. Şöminelerin dumanının duvarların içine yerleştirilmiş borular ile odaları dolaşması sağlanmış. Sarayı gezerken bu sistemin görülebilmesi için açık olarak gösterilmiş olan yerleri var. Dikkatli gözlerle bakarsanız kaçırmanız mümkün değil.
İshak Paşa Sarayı Mimari Özellikleri
Osmanlı, Selçuklu, Fars, Türkmen mimarisinden etkilenmiş olan yapı, tüm bu kültürleri içinde sentezlemiş. Yapımı 99 yıl süren saray içindeki farklı yapılar farklı mimari tarzlarda inşa edilmiş. Caminin kubbesi Türkmen mimarisine benzerlik gösterirken ana taç kapı Fars etkisindedir. Ermeni ustaların çoğunlukla çalıştığı sarayda taş işçlikleri dudak uçuklatacak güzellikte.
Ayrıca sarayın mimarisinde, zemine yakın kısımlarda Ağrı dağının lav kalıntılarından oluşan nem tutmayan siyah volkanik taşlar kullanılmış. Bu siyah taşlar merasim salonunun dekorasyonuna da renk katmak amacıyla kullanılmış.
Taş işçilikleri arasında hayat ağaçları, madalyon desenleri, Osmanlı mimarisinde görmeye alışık olmadığımız hayvan ve insan figürleri yer alıyor. Bir diğer dikkat çekici unsur ise Kufi adı verilen Irak yazıları. Geometrik şekilleri yazıları sarayın pek çok yerinde görebilirsiniz.
İshakpaşa sarayında bulunan bölümleri aşağıda görebilirsiniz:
- Cümle Kapısı
- Bekleme Salonları
- Gözetleme Odaları
- Hamam
- Mutfak
- Harem Dairesi
- Has Bahçe (ziyarete kapalı)
- Seyir Terası (ziyarete kapalı)
- Camii
- Medrese Odaları
- Divanhane
- Zindanlar
- Zahire Ambarları
- Merasim ve Eğlence Salonu
- Türbe
- Muhafız Koğuşları
- Arabalık ve Tavla Bölümleri
İshak Paşa Sarayı’nda çalışan taş ustaları kendi yaptıkları yerlere imzalarını bırakmışlar. Sarayda 120’ye yakın imza tespit edilmiş.
İshak Paşa Sarayı Camisi
Bugün İshak Paşa Sarayında en sağlam kalan yapının camii olduğunu belirtmiştim. Hem dışarıdan kubbesi ile sarayın en belirgin yapısı, hem de içeriden tamamen korunmuş olması ile dikkat çekiyor. Tavandaki kök boyadan yapılan işlemeler, duvardaki taş işçilikleri ile dış mekanı kadar iç mekanı da ilgi çekici caminin. Caminin soğan kubbesi ise Ahıskalı mimarların tasarımı.
İçeride isteyenlerin ibadet etmesi de mümkün, camii bölümüne girerken kadınların başlarını kapatmaları gerekmektedir.
İshak Paşa Sarayı Süt Çeşmesi
Saray bahçesine girdiğinizde sol yanınızda bir çeşme yer alıyor, bu çeşmeye “süt çeşmesi” adı verilmiş. Bir zamanlar çeşmedeki iki musluktan birinden su, diğerinden süt aktığı söylenirmiş. Sütün 5 kilometre uzakta bir yayladan buraya taşındığı söyleniyor. Süt her gün akmıyormuş tabii, özel günlerde, bayramlarda süt dağıtılıyormuş.
İshakpaşa Sarayı Zindanları
Sarayın kuzeybatı köşesinde 21 merdiven ile inilen zindanlar yer alıyor. Yaşar Kemal’in Ağrı Dağı Efsanesi kitabında geçen zindanlar bunlar. Zindanlar girişten sona doğru daha az ceza alanlardan yüksek ceza alanlar şeklinde sıralanıyor. Sondaki zindanın ise orijinal yapıda giriş kapısı yokmuş, şu an teşhir için kapı yapılmış. Mahkumlar zindana tepedeki bir pencereden iple sarkıtılıyormuş. O hücrede ölen mahkumların cesetleri orada kalıyor, yeni mahkum kendinden öncekilerin cesetleri arasında kalıyormuş. Ne kadar dayanabilir siz düşünün. Napolyon’un gizli ajanı olarak bilinen P.A.Jaubert seyahatnamesinde bu zindanlardan bahsetmiş.
İshak Paşa Sarayının Büyüklüğü
Zindanlar, çalışan odaları, harem odaları, mutfak, harem, selamlık, iç ve dış avlu sarayın ana parçalarını oluşturuyor. 360 odası, 115×50 metre boyutları ve 3 katlı yapısı ile bugün görünenden çok daha büyük bir saray olduğunu belirtmekte fayda var.
İshak Paşa Sarayı Harem Bölümü
İshak Paşa Sarayı’nın en güzel ve etkileyici kısmı harem bölümü girişinde yer alan merasim salonu. Duvarlardaki yazıtlar, salonun taş işçiliği tek kelime ile muhteşem. Fotoğrafta solda gördüğünüz duvar nişlerinin içinde dış bükey aynalar varmış, soldaki pencerelerden çalışanlar sofradaki eksikleri görüp servislerini ona göre yaparlarmış.
Harem odaların önemli bir özelliği her odanın kendi banyosu olması.
Ayrıca harem bölümünde yer alan tuvalet, sarayda günümüze ulaşan tek tuvalet.
Urartu Kalesi, Eski Beyazıt Camii ve Ahmed-i Hani Türbesi
İshak Paşa Sarayı çevresinde saraydan daha önce yapılmış olan Urartu Kalesi, Keçi Deliği ve Eski Beyazıt Camii yer alıyor. Saraydan yürüyerek dahi ulaşabilirsiniz, çok uzak değil. Ancak Kale’ye tırmanmak isterseniz biraz zama ayırmanız gerekir.
İshak Paşa Sarayı’nın En Güzel Fotoğraf Noktaları
İshak Paşa Sarayı’nın tamamını dışarıdan çekebileceğiniz, harika fotoğraf noktaları var:
- Urartu Kalesi’nin tepesinde yer alan ve keçi deliği denilen yerden, en yüksek noktadan Doğubeyazıt ovasıyla birlikte sarayı çekebilirsiniz.
- Eski Beyazıt Camii’nin bahçesinden çekebilirsiniz, ama bu açı restorasyon sırasında yerleştirilen tavanın en kötü göründüğü yer, en son burayı tercih edin derim.
- Urartu Kalesi’nden veya kaleye çıkış noktalarından yine yukarıdan çekebilirsiniz.
- Paraşüt adında sarayın hemen üstünde bir kafeterya yer alıyor. Şu an açık olmasa da oradan fotoğraf çekebilirsiniz. Karlı gördüğünüz fotoğraflar oradan çekildi.
Sarayın içinde güzel fotoğraflar çekmek için ilk tercihleriniz aşağıdaki yerler olmalı;
- Harem girişindeki Merasim Salonu,
- Önemli kişilerin veya yabancıların misafir edildiği Divan (Mabeyin Salonu),
- İç avlu,
- Taç kapı
Saray o kadar fotojenik ki, fotoğraf çekmek için saatlerce vakit harcayabilirsiniz.
İshak Paşa Sarayı Efsanesi
İshak Paşa Sarayı Efsanesi olarak anlatılan bir hikaye var, aşağıda alıntı olarak paylaşıyorum:
Rivayetlere göre Kralın kızı Gülbahar, Çoban Mehmet’e aşık olur. Kral kızının bir çobanla evlenmesine karşı gelir ve bu durumu krallığına yediremez. Halk arasında dilden dile konuşulmaya başlanır. İshak Paşa etrafta yayılan konuşmalardan rahatsızlık duyar ve bir çözüm aramaya koyulur.
İshak Paşa, Çoban Mehmet’e Ağrı Dağı’nı gösterir, “Sen Ağrı Dağı’nın en yüksek tepesine çık ve orada ateş yak, o zaman kızımı sana veririm” der ve yapamayacağını düşünür. Çoban Mehmet Ağrı Dağı’na çıkar ve ateşi yakar. Bunu gören İshakpaşa tedirgin olur, kara kara düşünmeye başlar ve beklemeye koyulur. Artık istemese de kızını vermesi gerekecektir. İshakpaşa bekler, aradan 2 gün geçer ancak Çoban Mehmet gelmez. Sonra öğrenirler ki Çoban Mehmet ateşi yaktıktan sonra ölmüş. Bunu öğrenen Gülbahar kahrolur ve babasına “Baba bana bir zindan yap, Ağrı Dağı’nı görmesin” der. Babası da İshak Paşa Sarayı’nı yaptırır. İshak Paşa Sarayı hiç bir cephesinden Ağrı Dağı’nı görmez. Böylelikle Gülbahar’ın zindanı babasının Sarayı olur.
Yukarıdaki hikaye Yaşar Kemal’in Ağrı Dağı Efsanesi kitabındaki hikayeye benzese de birebir örtüşmemektedir. Yaşar Kemal kitabını yazarken bölge insanından efsaneler dinleyerek, kendi efsanesini yazmıştır belki de. Hikayede ismi geçen kızın adı aynı iken, çobanının adının farklı olması, hikayenin sonlarının farklı olması gibi detaylar var.
Yaşar Kemal’in Ağrı Dağı Efsanesi Kitabı
Yaşar Kemal’in Ağrı Dağı Efsanesi adlı kitabında yer alan efsanede ise, Hanın kızı Gülbahar ile çoban Ahmet’in acıklı aşk hikayesi anlatılır. Kitaptaki efsaneye konu olan bu kez Bayazıt Valisi Mahmut Paşa’nın kızı Gülbahar ile çoban Ahmet’in aşk hikayesidir.
Hikayeyi burada anlatmayacağım, Yaşar Kemal’in Ağrı Dağı Efsanesi kitabını internetten sadece 10 TL gibi ucuz bir fiyata bulabilirsiniz, İshakpaşa’ya gitmeden veya döndükten sonra okumanızı tavsiye ederim, zaten kitap ince bir kitap, su gibi okunuyor.
Ağrı Dağı Efsanesi kitabını mutlaka okuyun, aynı kitaptan uyarlanan Memduh Ün’ün yapımcı ve yönetmen koltuğuna oturduğu, Fatma Girik ve Hakan Balamir’in başrollerinde oynadığı sinema filmini de bulursanız izlemenizi öneririm.
Doğubeyazıt’a gelmişken Kars veya Van yazılarıma da bir göz atın, oralara da plan yaparsınız belki.
Yolda kalın!
7 Yorumlar
Yazıyı çok beğendim kalemine sağlık. en sevdiğim tarz detaylı anlatım Zindanlar beni şok etkilemişti. Sanırım bu saraya kış mevsimi daha çok yakışıyor haksız mıyım?
Hem yaz hem kışını görmüş biri olarak çekimser kaldım şu an 🙂 Kışın bazı çirkinlikler karla kaplı olduğu için daha güzel görünüyor olabilir. Bir de buralar zaten kış memleketi, o yüzden kışı daha mı güzel acaba? Kış aylarında ulaşım biraz sıkıntılı olabilir, ben kışın gittiğimde yol kötü olduğu için kale tarafına hiç geçmemiştim mesela.
Muhtesem bilgiler
Yazınızı beğendim
teşekkürler
Merhaba . Ben Dogubeyazit doğumluyum. 6 yaşımdan beridir Konyada yaşıyorum. Üniversitede restorasyon bölümü okudum . Memleketim oldugu için tez ödevi olarak seçip bolca araştırma yaptıgım yapıdır. Sarayla ilgili olarak bilinmeyen okadar çok şey varki anlatmaya kalksam vaktim yetmez. Süt çesmesinden bahsetmişsiniz. Bende böyle bir yorum yapmak ve bilgi vermek istedim. Evet gerçekten süt akan bir çeşme . Nasil mümkün olur? , arkanizda saray olan fotoğrafınızdaki tepede bulunan ahır ve icine süt doldurulan havuz sayasinde .(günumüze kadar gelemeden yıkılmış) çömlekten borular ile yer altindan çeşme ve havuz arasına baglanti ile yapılmış.(örn:evlerdeki şebeke suyu ve su depoları )
Bilgi için çok teşekkürler.