Dünyanın en önemli bilim merkezlerinden biri olması, dünyanın ilk üniversitesinin burada kurulması nedeniyle Harran hem dünya hem Anadolu tarihi için önemli bir yere sahip. Bugün daha çok Harran Ovası ile bilinse de 4300 yıllık kadim bir kültürün köklendiği bu mistik şehri gelin birlikte tanıyalım. Harran’ın tarihçesi, Harran’da gezilecek yerler, Harran’da ne yenir, Harran’da nerede kalınır, Harran’a nasıl gidilir gibi Harran seyahati için ihtiyaç duyacağız tüm bilgiler Harran gezi rehberi niteliğindeki bu yazıda sizi bekliyor, keyifli okumalar!
Bu Yazıda Bulacaklarınız
Harran’ın Tarihçesi
Harran, dünyanın ilk bilim merkezlerinden biri, felsefe, astronomi gibi alanlarda dönemine öncülük etmiş kadim bir şehir.
Harran adına ilk kez Kültepe ve Mari’de bulunan M.Ö. 2.000 başlarına ait çivi yazılı tabletlerde rastlanıyor. Bu tabletlerde “Har-ra-na” veya “Ha-ra-na” olarak bahsedilirken, Kuzey Suriye’de Ebla’da bulunan tabletlerde ise Harran’dan “Ha-ra-an” olarak bahsediliyor. Bu tarihi belgelere dayanarak söyleyebiliriz ki; Harran adı 4000 yıldan beri değişmeden günümüz kadar ulaşmış.
Harran adının; Sümerce ve Akatça “Seyahat-Kervan” anlamına gelen “Haranu”dan geldiği düşünülüyor. Bazı kaynaklar bu kelimenin “keşişen yollar” veya “şiddetli sıcak” anlamına geldiğini söylüyor. Her ne kadar ben “seyahat” olanı sevsem de Harran’ın o zamanlar ticaret yollarının kesişme noktasındaki konumu nedeniyle “kesişen yollar” veya “kervan” anlamında kullanılmış olması bana daha mantıklı geliyor.
Harran, Kuzey Mezopotamya ile Anadolu’yu birbirine bağlayan ticaret yollarının kesiştiği noktada idi. Anadolu’dan Mezopotamya’ya, Mezopotamya’dan Anadolu’ya yapılan ticaret binlerce yıl Harran üzerinden yapılmış, böylece şehir pek çok farklı kültüre ev sahipliği yapmış, ve bu kültürlerin sentezlendiği ve geliştiği bir yer olmuş.
Harran; Ay, Güneş ve gezegenlerin kutsal sayıldığı eski Mezopotamya’daki Assur ve Babillerin Paganistliğinin (Putperestlik) önemli merkezlerinden biriymiş. Ay, güneş ve gezegenlerin yoğun şekilde incelenmesi sayesinde Harran’da astronomi ilmi çok ilerlemiş. İslâm kaynaklarında “Harrânîler” (putperestler) adıyla anılan bu dinin mensuplarının bir kısmı Sabiizmi* benimsemiş ve Harran Sabiilerin merkezi olmuş. Hatta Hıristiyanlar Harran’a putperest şehri anlamına gelen “Hellenopolis” adını vermişler. Sabiilerin son mabedi M.S. 1081’de Nûmeyriler adına şehrin valisi olan Yahya bin el-Şatr tarafından yıktırılmış ve böylece Harran’daki Sabiizm sona ermiş.
Harran Üniversitesi, ilk çağdan beri var olduğu bilinen dünyanın ilk üniversitesidir ve dünyada ünlü bir çok bilgin burada yetişmiştir;
- Devrinin en büyük matematikçileri ve doktorlarından biri olan Sabit bin Kurra,
- Dünyadan Ay’a olan uzaklığı doğru olarak hesaplayan Battani,
- Maddenin bölünebilen en küçük parçasının müthiş bir enerji ile parçalanarak Bağdat gibi bir şehri yıkabileceğini söyleyen ve böylece atomun mucidi sayılan Cabir bin Hayyan,
- Din bilgini Şeyh-ül İslâm İbni Teymiyye Harran’da yetişmiş dünyaca ünlü alimlerden sadece birkaçıdır.
Emeviler döneminde Harran’ın önemi artımış ve 744 yılında Harran Emevi Devleti’nin başkenti yapılmıştır. Ancak kısa bir bir süre sonra Emevilerin Asya bölümü 750 yılında Abbasilere yenilerek Harran’da sona ermiştir. Harran’ın stratejik önemi devam etmiş, Abbasi hükümdarı Harun Reşit zamanında “Harran Üniversitesi” dünyada büyük bir ün kazanmış.
Fatımiler, Zengiler, Eyyübiler ve Selçuklular gibi Türk-İslâm devletlerinin yönetimi altına girmiş olan Harran, 1260 yılı başlarında Moğollar tarafından işgal edilmiş. 1270 yılında Moğollar burayı ellerinde tutamayacaklarını anlayınca camisini, surlarını ve kalesini yakıp yıkarak kenti tahrip etmişler. Harran halkı; Mardin, Şam ve Halep’e kaçmış. Etraftaki göçebeler tarafından işgal edilen tarihin en önemli şehirlerinden biri olan Harran bir köy haline gelmiş ve o muhteşem günlerine bir daha dönememiş.
*Sabiizm: Ortadoğu’da inanılan Zerdüştlük ile Yahudilik karışımı bir din.
Harran’da Gezilecek Yerler
Harran’da gezilecek yerleri şehir merkezindeki yerler ve yakın yerler olarak iki ana başlıkta değerlendireceğim.
Harran şehir merkezinde bulunan höyükte ve Harran Kalesi surlarının içinde kalmış olan harabelerde; bugün yeri bilinmeyen Sin Mabedi ve üniversite dahil en eski mimari eserlerin temel kalıntıları yer alıyor. Harran’ın farklı kültürlerin sentezlendiği zengin mimarisinden bugün geriye sadece; surlar, iç kale, Ulu Cami, Halep Kapısı ile konik kubbeli evler günümüze kadar ulaşabilmiş.
Harran Höyüğü
Harran Höyüğü, Harran’ın merkezinde 22 metre yükseklikte bir höyük. M.Ö. 3.000’den M.S. 7.yüzyıla kadar uzun bir süre bu höyüğün bulunduğu alanda çeşitli dönemlere dair mimari kalıntılar bulunmuştur. Bugün höyüğün bulunduğu yerde bir Türk Bayrağı dalgalanmaktadır, böylece bahsi geçen höyüğü kolayca bulabilirsiniz.
Harran Höyüğü’ndeki ilk araştırmalar 1951-1956 yılları arasında Cambridge Üniversitesi’nden D.S. Rice tarafından gerçekleştirilmiş. 1983 yılında Dr. Nurettin Yardımcı başkanlığında araştırma ve kazılara yeniden başlanmış.
Kazılardan elde edilen çok sayıdaki İslâmi dönem sikkesi, sırlı ve sırsız seramik kaplar, taş aletler, çeşitli süs eşyaları, madeni eserler, idol ve hayvan figürinleri bugün Şanlıurfa Müzesi’nde sergileniyor. Harran gezinize -daha önce gitmediyseniz- Şanlıurfa Müzesi ile başlamayı düşünebilirsiniz.
Harran Ulu Camii
Harran Ören Yeri denince akıllardaki ilk görüntü Ulu Camii’nin görüntüsüdür. Şu an kalıntıların merkezi konumunda olan Ulu Camii’nin pek çok özelliği var;
- Anadolu’nun ilk anıtsal camii,
- Anadolu’nun ilk revaklı avlulu ve şadırvanlı camii,
- Anadolu’nun en zengin taş süslemeli camii.
İbni Şeddad’ın notlarına göre; caminin bulunduğu yerde Sabiilerin büyük Ay Mabedi (Sin Tapınağı) var, Hz. Ömer zamanında İslâm orduları 640 yılında şehri alınca bu mabedi camiye çeviriyor. Harran’ın Emevi başkenti olması ile bu caminin yerine bugünkü Ulu Camii yapılıyor.
Camide restorasyon çalışmaları devam ediyor, şu an ancak uzaktan görebilirsiniz. Yukarıdaki fotoğraf 2012, aşağıdaki fotoğraf ise 2023 yılına ait. Restorasyon çalışmalarının ne kadar ilerlediğini buradan görebilirsiniz.
Harran Üniversitesi
Harran’da ilk çağdan itibaren bir okul olduğu ve islami dönemde bilim ve sanatta doruk noktaya ulaştığı biliniyor. Bu okul dünyadaki ilk üniversite ve ilk islam üniversitesi olarak kabul ediliyor. Ancak okulun yeri maalesef tam olarak tespit edilebilmiş değil.
Ulu Camii kalıntıları üniversitenin kalıntıları gibi gösterilse de burada caminin medresesi olan bir yapı olduğu tahmin ediliyor. Bu medresinin bahsi geçen üniversite olup olmadığı yapılan kazılar ve araştırmalar ile netleştirilecek, henüz kesinleşmiş değil. Moğolların özellikle üniversiteyi tamamen yok etmiş olması muhtemel.
Yeri hala bulunamayan Sin Mabedi
Babil Dönemi’nde Harran’da Ay Tanrısı Sin’a adanmış bir mabet olduğu ve bu mabedin Harran’daki en eski anıtsal eser olduğu biliniyor ancak bugün bu mabedin yeri tespit edilebilmiş değil. M.Ö. 2000 ortalarına dair Hitit tabletlerinde, Hititlerle Mitanniler arasında yapılan bir antlaşmaya Harran’daki Ay Tanrısı’nın (Sin) ve Güneş Tanrısı’nın (Şamaş) şahit tutulduğu belirtilmiş yani burada bir mabed olduğundan bahsedilmiş.
Sin Mabedi’nin höyük, iç kale veya Ulu Cami’nin bulunduğu yerde olduğuna dair çeşitli fikirler ortaya konmuş. İbn-i Şeddad, mabedin Ulu Cami’nin yerinde olduğunu, Harran’ın 640 yılında İyâd bin Ğanem tarafından fethedilmesiyle bu mabedin camiye dönüştürüldüğünü, Paganistlere kendi mabedlerini yapmaları için başka bir yer verildiğini söylemiştir. Ki bu tarih boyunca sürekli yapılmış olan bir uygulamadır, bu nedenle akla yatkın geliyor.
Harran Kalesi
Evliya Çelebi’nin: “Çöl içinde gayet sağlam bir kale (… ) sanki ustanın elinden yeni çıkmış gibi duruyor.” diyerek not ettiği Harran Kalesi, Harran’ın en iyi muhafaza edilmiş yapısı konumunda.
Harran Kalesi; Doğu Roma Döneminde garnizon, Emeviler döneminde saray, Zengiler döneminde ise kale olarak kullanılmış. Moğol saldırıları ile büyük zarar gören kalede restorasyon ve kazı çalışmaları devam ediyor, şimdilik dışarıdan görebilirsiniz. 2024 yılında restorasyon çalışmalarının tamamlanması ve ziyarete açılması planlanıyor.
Harran Surları
Harran elips şeklinde bir şehir. Şehir, kimi kaynaklara göre 8, kimi kaynaklara göre 6 kapısı, 187 adet burcu olan ve kesme taşlardan inşa edilmiş olan surlar ile çevrilmiş. Surların dışında kalan hendeğin kalenin kullanıldığı dönemde su ile dolu olduğu biliniyor.
Surlar yer yer yıkılmış olsa da şehri çevrelediği bugün dahi net olarak görülebiliyor. Bugün şehir kapılarından sadece Halep Kapısı ayakta.
Harran Kümbet Evleri
Harran denince şüphesiz akla ilk gelen görüntü konik çatıları ile kümbet evler. Bu kubbeli ev mimarisinin geçmişinin düz damlı evler kadar eski olduğu biliniyor. Bu mimari Mezopotamya, Transkafkasya ve Ege’de M.Ö. 3.000’e kadar yoğun bir biçimde devam etmiş.
Şu an Harran’da koruma altına alınmış 960 adet kümbet ev bulunuyor. Bu evlerin bir kısmı turizme açılmış durumda. Geleneksel kıyafetler giyerek evlerle birlikte fotoğraf çektirebilir veya sadece bahçesinde çay/kahve içebilirsiniz.
Harran Çevresinde Gezilecek Yerler
Harran’a gelmişken sadece şehir merkezini görüp kaçmayın. Mümkünse bir araç kiralayarak Harran çevresinde gezilecek yerler listesinde bulunan ve bir kısmı dünya tarihinin yeniden yazılmasına sebep olmuş olan yerleri gezin.
Dünya tarihini değiştiren Göbekli Tepe
Harran merkezine 60 km mesafede bulunan dünyanın bilinen en eski tapınağı olan Göbeklitepe aslında Harran sınırlarında değil ancak buralara kadar gelmişken mutlaka görülmesi gerektiğine inandığım için bu listeye ekledim.
Göbeklitepe, dünyanın bilinen en eski ve en büyük tapınma (kült) merkezi sayılıyor. Göbeklitepe’nin bulunması ve kazılarda ortaya çıkan buluntular sonucunda dini inanışın yerleşik yaşama geçişteki etkisi kanıtlanmış oldu. Göbeklitepe’deki en ilginç buluntular; boyu 6 metreyi, ağırlığı 40 tonu bulabilen ‘T’ formlu anıtsal dikilitaşlar (Steller). Bu gizemli dikilitaşların 10-12 tanesi dairesel planda dizilerek araları taş duvarlar ile örülmüş. Ortadaki bir çift karşılıklı büyük dikilitaş ile çevresindeki dikilitaşlar yuvarlak ya da oval kapalı mekanlar oluştuyor.
Göbeklitepe’de yapılan kazılarda bu mekanların altı tanesi ortaya çıkarılmış durumda, jeomanyetik ölçümlerle bu mekanların sayısının 20’yi bulduğu biliniyor.
Göbeklitepe’yi ziyaret ettiğinizde ziyaretçi merkezindeki videolu anlatımları da mutlaka izlemenizi öneririm.
Göbeklitepe’ye 2023 yılı giriş ücreti 450 TL, Müzekart ile ücretsiz ziyaret edebilirsiniz.
*Fotoğraf 2012 yılına aittir, o tarihte henüz kazı alanının üstü kapatılmamıştı.
İnsanlık tarihine ışık tutan tepelerden biri olan Karahan Tepe
Karahan Tepe, Harran merkezine yaklaşık 50 km mesafede bulunuyor. Göbeklitepe ile birlikte dini amaçlarlar kullanılmış tepelerden biri de Karahan Tepe. Harran sınırlarında olmamasına rağmen buralara kadar geldiyseniz mutlaka görmeniz gerektiğini düşündüğüm için bu listeye ekledim.
Tek Tek Dağları’nda yüksek bir tepenin üzerinde yer alan Karahantepe, tıpkı Göbeklitepe gibi benzer özelliklere sahip olan yerleşim alanlarından biri ve geçmişi Göbeklitepe’den daha da eskiye dayanıyor. Bu durum Karahan Tepe’nin dünyanın bilinen en eski Neolitik bölgesi olduğunu gösteriyor.
Bu yerleşimlerde en çok bulunan kalıntılar ise bölgede zemine sabitlenen ve T şeklinde sütunlar içeren büyük, dairesel anıtsal yapılardır. Bu anıtsal yapılar, özel amaçla inşa edilen ve törenler için kullanılan yapılardı. İnsanları sembolize eden dikilitaşların yüzeylerine ise çeşitli hayvan kabartmaları yapılmıştır. Bu yapıların bir diğer özelliği ise işlevleri bittikten sonra gömülmüş olmaları.
Göbeklitepe için bilet aldıysanız o bilet ile Karahantepe’yi de ziyaret edebilirsiniz, Müzekart ile ücretsiz gezebilirsiniz.
Sin (ay) kültünün merkezlerinden biri olan Soğmatar Antik Kenti
Soğmatar Antik Kenti, Harran şehir merkezine 51 km mesafede Yağmurlu Köyü içinde yer alıyor.
Soğmatar ismi Arapça kökenli olup “sık yağmur, yağmurlu” anlamlarına geliyor. Bugün kentin olduğu köy de adını buradan alıyor. Soğmatar; kayaya oyulmuş mezarları, gizli ibadet yeri olan Pognon Mağarası ve “Kutsal Tepesi” ile büyüleyici ve gizemli bir mekan. Soğmatar’a doğru yaklaşırken tepelere bakarsanız farklı tapınakları da göreceksiniz.
M.S. 2. yüzyıla ait olan Soğmatar, Sin (ay) kültünün somut örneğidir. Soğmatar Antik Kenti’nde bulunan Süryanice yazıtlar, Kutsal Tepe’nin zeminine yazılmıştır. Bu yazıtlar, dönemin yöneticilerinin hatırlanma isteklerini, krala duydukları saygıyı ve adaklarını anlatıyor. Zemini kayadan oluşan bu Kutsal Tepe’nin açık hava tapınağı olduğu anlaşılmaktadır. Bazı araştırmacılara göre bu yerleşim alanı bütünüyle bir ibadet merkezidir. Diğer görüş ise bu alanın bir anıt mezar olduğu yönünde.
Burası bir ören yeri olarak düzenlenmemiş olduğundan bir giriş ücreti alınmıyor.
Yeraltı mağaraları ile ünlü Şuayıp Antik Kenti
Harran’a 36 km mesafede, Özkent Köyü’nde geniş bir alana yayılmış olan Şuayip Antik Şehri, yeraltı mağaraları ile ünlü bir şehir. Bugün kentte görülen kalıntıların büyük bölümü Roma Dönemi’ne ait.
Halk arasında; Hz. Musa’nın babası Şuayb Peygamber’in bu kentte yaşadığına ve kentin adını Şuayb Peygamber’den aldığına inanılıyor. Kalıntılar arasındaki bir mağara “Şuayb Peygamber’in Makamı” olarak ziyaret ediliyor.
Burası bir ören yeri olarak düzenlenmemiş olduğundan bir giriş ücreti alınmıyor. Şuayb Peygamber’in Makamı’nı bulmak için de köydeki çocuklardan yardım alabilirsiniz çünkü herhangi bir tabelalama bulunmuyor.
Eyyübilerden günümüze kalan Han El- Bar’ur Kervansarayı
Harran şehir merkezine 20 km mesafede Göktaş Köyü’nde bulunan Han El- Bar’ur Kervansarayı Eyyübiler döneminden kalmış bir kervansaray. Yapının giriş kapısı üzerinde bulunan kitabede; yapının M.S. 1228-1229 seneleri arasında Eyyübîler döneminde yapıldığı bilgisine ulaşılabiliyor. Harran-Bağdat yolunun üstündeki han, kervanlara güvenli bir durak ve dinlenme alanı sağlarmış.
Kervansarayın giriş kapısı, köşe kuleleri, payanda kuleleri, mescidi, hamam, yazlık ve kışlık bölümleri ile Anadolu Selçuklu kervansaraylarının tüm özelliklerini taşıyor.
Kervansaraya giriş ücretsiz.
Harran ve çevresindeki kentlerin yapımında kullanılan taşların çıkarıldığı Bazda Mağaraları
Harran’dan çıkıp Turizm Yolu’ndan doğu istikametine doğru devam ederseniz yol üstünde çok sayıda taş ocağı göreceksiniz. Bu ocaklardan en görkemli olanı Harran’a 19 kilometre mesafedeki Göktaş Köyü’nde bulunan Bazda Mağaraları. Mağaralar oyularak dağın altından çıkarılan taşlar; başta Harran olmak üzere Şuayb Şehri ve Han El-Bar’ur Kervansarayı gibi yapıların inşaatında kullanılmış.
Mağaraların girişine yıkılma riskine karşı güvenlik amacıyla bant çekilmiş, yine de içeriye girmek isterseniz gezerken dikkatli olmanızı öneririm.
Bazda Mağaraları’na giriş ücretsiz.
Harran Gezi Rehberi
Harran’da gezilecek yerler listesine ek olarak; “Harran nerede, Harran’a nasıl gidilir, Harran gezi rotası, Harran’da ne yenir, nerede yenir, Harran’da nerede kalınır?” gibi Harran gezisi sırasında ihtiyaç duyacağınız tüm bilgiler yazının Harran gezi rehberi bölümünde sizi bekliyor, okumaya devam edin!
Harran için 2 Günlük Gezi Rotası Önerisi
Eğer Harran ve çevresine bir gezi planı yapacaksanız mutlaka iki tam gün ayırmanızı öneririm. Aşağıdaki haritada Harran ve çevresinde gezilecek yerler için iki günlük gezi rotasını görebilirsiniz.
Birinci gün Urfa’dan yola çıkacağınızı var sayıyorum: Göbeklitepe>Karahantepe>Soğmatar>Şuayb Şehri>Han El Barur>Bazda Mağaraları> Harran. Konaklama Harran’da Kümbet Otel’de.
İkinci gün Harran şehir merkezinde gezilecek yerleri doya doya gezmek için vaktiniz olacak; Harran Höyüğü, Harran Surları, Harran Kalesi, Harran Ulu Camii, Harran Kümbet Evleri.
Eğer Şanlıurfa’yı daha önce gezmediyseniz; Şanlıurfa merkez için de bir gün ayırmanız iyi olur. Sadece arkeoloji müzesi için bile yarım gün ayırmanız lazım.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Gezilecek Yerler yazım da ilginizi çekebilir.
Harran Nerede?
Harran, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bulunan Şanlıurfa iline bağlı bir ilçe. Şanlıurfa şehir merkezine 48 km mesafede olan Harran, Suriye sınırına ise sadece 19 km mesafede yer alıyor.
Bir zamanlar Mezopotamya ile Anadolu’ya birbirine bağlayan stratejik bir noktada olan şehir, bugün kendi halinde ovanın ortasında sakin bir yerleşim.
Harran’a Nasıl Gidilir?
Harran’a Şanlıurfa üzerinden toplu taşıma ile ulaşmak isterseniz; Şanlıurfa otogarından yarım saatte bir kalkan minibüsler ile Harran’a kolayca ulaşabilirsiniz.
Harran’a havayolu ile gelecekseniz; Şanlıurfa Havalimanı’na uçakla gelmek en pratik yöntem. Havalimanından araç kiralayarak Harran’a ulaşabilir, bu araçla Harran ve çevresinde gezilecek yerleri gezebilirsiniz. Direk Harran’a geçmek isterseniz, havalimanı servisleri ile Urfa şehir merkezine oradan ilçe minibüsleri ile Harran’a ulaşabilirsiniz.
Harran’a yol tarifi almak için buraya tıklayın.
Harran’da Ne Yenir, Nerede Yenir?
Harran kadim bir geçmişe sahip olmasına rağmen maalesef günümüzde zengin bir yemek kültürüne sahip değil. Harran ziyaretiniz sırasında güzel bir mekanda ülkemiz yemeklerinin nefis örneklerini tatmak için Harran Kaymakamlığı tarafından işletmesi yapılan Harran Gastronomi Merkezi’ni tercih edebilirsiniz.
Sabah kahvaltısından öğle ve akşam yemeğine, çorbadan tatlıya kadar zengin bir menüye sahip olan merkezde yiyeceklerin fiyatları 20 TL ile 150 TL arasında değişiyor ki, bu fiyatlar Şanlıurfa merkezindeki mekanlara göre oldukça uygun. Kuzu kaburga ve kebap çeşitleri ise 150 TL. Bu fiyatların Ekim 2023 fiyatları olduğunu belirteyim.
Gastronomi Merkezi’nde bir kaç öğün yemek yeme fırsatım oldu. Güneydoğu Anadolu’ya özgü yemeklerin yanı sıra Osmanlı Saray Mutfağı’ndan da seçilmiş yemeklerin tadına bakabilirsiniz. Zengin kahvaltısı ve kuzu kaburgası menüde favorilerim oldu.
Harran’da Nerede Kalınır?
Harran seyahatiniz sırasında konaklamanızı da Harran’da yapmak isterseniz, Harran Kaymakamlığı tarafından işletmesi yapılan Kümbet Oteli tercih edebilirsiniz. Aileniz ile gönül rahatlığı ile konaklayabileceğiniz, asgari konaklama ihtiyaçlarınızı karşılayacak bir otel burası. Yüksek bir beklentiniz olmasın.
Kümbet Otel’de oda rezervasyonu yaparken en üst kattaki kümbet tavanlı odalardan veya kümbet evlerden birini tercih ederseniz daha otantik bir konaklama deneyimi yaşamış olursunuz.
Harran’a Gitmeden Önce Bilmeniz Gerekenler
Harran ve çevresindeki yerleri gezerken daha önce Mardin, Batman gibi pek çok yerde rastladığım özellikle çocukların sürekli bir şeyler istemesi sorunu var. Benim tavsiyem bu çocukların dilenciliğe alışmaması adına para, şeker, çikolata gibi ürünler verilmemesi. İlla ki çocuklara bir hediye vermek istiyorsanız; kalem, defter, kitap gibi eğitimlerine katkı sağlayacak hediyeler vermeniz daha iyi olur.
Harran Fotoğrafları
Harran gezi rehberi yazısında kullanmış olduğum tamamı benim tarafımdan farklı tarihlerde çekilmiş olan Harran fotoğrafları aşağıda toplu olarak yer almaktadır. Bu yazıda kullanılan bütün fotoğrafların kullanım hakkı tarafıma aittir.
Dünyanın, Türkiye’nin ve İstanbul’un dört bir yanından rotalar hakkındaki güncel yazılarıma herkesten önce ulaşmak isterseniz e-bültenime abone olabilir veya aşağıda bağlantıları bulunan sosyal medya hesaplarımı takibe alabilirsiniz;
2 Yorumlar
Merhaba, Göbeklitepe’ de neler hissettiniz? Çok boyutlu özellikleri olan bir yer. Maddi, manevi, tarihi…
Kümbet tavanlı otel odası çok iyi fikir ama PVC olmayan doğrama, stor olmayan perde yerde de yöresel kilim aradı gözüm. Otel sahiplerine duyurulur:)
Harran da coğrafi olarak Arap mutfağı ağır olur diye düşünmüştüm, geçmişi ile paralel pek etkilenmemişler sanırım.
Harran ovasının coğrafi zenginliğini en çok nerede gözlemlediniz?
Elinize ayağınıza sağlık..
Göbeklitepe çok etkileyici bir yer. Dünya tarihinde bilinen ezberleri bozması, hala çözülemeyen gizemleri ile sadece Anadolu değil, dünya için çok önemli bir nokta.
Otelle ilgili yorumlarınıza katılıyorum, yapılması gereken çok şey var ama Harran’da kalınabilecek en düzgün yer.
Harran Ovası’nın GAP projesi ile yeniden suya kavuşması ile bizim gittiğimiz dönemde her yerde pamuk hasadı vardı. Ancak ben suya erişimin kısıtlı olduğu yerlerde bu kadar su isteyen ürünler yetiştirilmesini desteklemiyorum açıkcası. Harran Ovası’nın eski bereketli günleri tarihte kalmış desek yeri var.