İstanbul’a yakın, birkaç günlük bir kaçamak yapmak için en güzel rotalardan biri Ayvalık, tabii Ayvalık’a gitmişken Cunda. Ege’nin keyifli tatil beldeleri Ayvalık ve Cunda için gezi notlarım bu yazıda yer alıyor. Ayrıca Ayvalık ve Cunda için gezilecek yerler, yeme-içme önerileri de bulacaksanız.

Ayvalık’a Ulaşım – İstanbul’dan Ayvalık’a Yolculuk

Perşembe günü sabah erkenden ayaktayız. 07:30’daki İDO Yenikapı-Bursa feribotu ile yolumuzu kısaltıp zaman kazanmaya çalıştık.

Feribotta olduğunuz süre zarfında yağan sağanak yağmur bizi biraz korkutsa da Ayvalık’a kadar hiç yağmura yakalanmadan yağmur havasını koklayarak geldik. Cunda’da baktığımız oteller oldukça pahalıydı o yüzden Ayvalık’ta bir pansiyon ayarlamıştık. Eski Ayvalık’ın olduğu bölgede Rum evlerinden biriydi otelimiz. Eski hali korunmaya çalışılarak yenilenmiş yamuk duvarları ve eğik tavanı ile çok keyifliydi. Odanın önündeki terastan Cunda ve adalar manzarasına kuş sesleri ve rengarenk çiçekler eşlik ediyordu.

Ayvalık manzarası
Ayvalık manzarası

Ayvalık Gezi Notları

Ayvalık kelimenin tam anlamıyla bir tatil kasabası. Aradığınız herşeyi bulabileceğiniz dar sokaklarında tatlı bir tatil telaşı var. Kısa bir Ayvalık turu yaparak bu sahil kasabasının keyiflerini yakalamaya çalışıyoruz. Ayvalık’ın içinde Macaron Mahallesi mutlaka sokaklarında kaybolarak gezilmesi gereken bir yer.

Ayvalık tostu
Ayvalık tostu

Elbette güne Tostçular Sokağı’nda Ayvalık Tostu ile başlıyoruz. Yolcuğun ardından tam bir enerji deposu 🙂

Ayvalık tostu keyfinden sonra Cunda’ya geçiyoruz. Yapay olarak ana karaya bağlanmış olan bu adanın asıl adına dair pek çok rivayet var ancak, resmi olarak Ali Bey Adası olarak anılıyor. Ali Çetinkaya anısına adaya bu isim verilmiş.

Cunda’yı ana karaya bağlayan köprü de Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü olarak anılıyor.

Türkiye'nin ilk boğaz köprüsü
Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü

Cunda Gezi Notları

Cunda, o kadar kalabalık ki balıkçı köyü dediğimiz bu yerde restoranlarda akşam yemeği için rezervasyonsuz yer bulamıyorsunuz. İnsanlar da haklı buraya gelmekte, öyle güzel mezeleri var ki parmaklarımı yedim demek az kalıyor. Ahtapot söğüş ve deniz börülcesi her zamanki gibi favorilerim. Onlara bir de “sıcak ot”  dedikleri bir yemek eklendi ki tadından yenmez, çok ama çok lezzetli bir ot yemeği. Egede ot yemeklerinin tadı bir başka. Foça’da da benzer mutluluklar yaşadık 🙂

Ahtapot söğüş ve deniz börülcesi
Ahtapot söğüş ve deniz börülcesi
Sıcak ot yemeği
Sıcak ot yemeği

Gezginin notu: Cunda’da mutlaka SICAK OT yemeği yiyin.

Eski Cunda evleri, sahil boyu, incik boncuk satıcıları, balık restaurantları hepsi öyle güzel bir araya gelmiş ki, bir de önlerine Ayvalık ve adalar manzarası katılınca tadına doyulmaz olmuş. Bana pek güzel görünen bu manzaraya Koç ailesinin desteği ile yeldeğirmenleri eklenmiş. Yıkıntılar restore edilmiş, adanın tepesinden  manzaraya bakan şirin bir cafe ve değerli bir kütüphane eklenmiş: Selim ve Necdet Kent Kitaplığı, Cunda’ya gelip de görmeden dönülmemeli.

Selim ve Necdet Kent Kitaplığı
Selim ve Necdet Kent Kitaplığı

Ayvalık ve Cunda’nın kedileri meşhur.  Sayıca çok olduklarından birbirleri ile kavga etmeden duramamışlar, yavruların çoğu yaralı bereli.

Cunda’da dolaşırken bizi yağmur yakalıyor, diğer turistler gibi biz de Taş Kahve’ye sığınıyor, limonlu adaçayımızı yudumlayıp çatısına yuva yapmış kırlangıçları seyredip yağmurun dinmesini bekliyoruz. Sakızlı dondurma, lokma derken tatlı hevesimizi de alıp güzel manzaralı pansiyonumuza geri dönüyoruz.

Cunda'da Sakızlı dondurma
Cunda’da Sakızlı dondurma

Cunda’yı hakkıyla gezmek için bir gün yeterli görünüyor. Hem eski sokaklarını dolaşıp hem güzel bir balık keyfi yapın, hem de tepesine tırmanıp değirmende manzaranın keyfini çıkarın. Eğer zamanınız varsa adanın uzak koylarında deniz keyfi de sürebilirsiniz. Biz gittiğimizde hava yağmurlu olduğundan bunları yapamadık.

Papalina Balığı Hakkında

Papalina Balığı
Papalina Balığı

Mayıs ayının Ayvalık bölgesinde çıkan Papalina balığı için uygun zaman olduğunu öğrendim.

Dünyada sadece Ayvalık-Cunda arasında yetişiyormuş bu küçük balık. Asıl adı ÇAÇA balığı (Clupea Sprattus) imiş. Benzerliği nedeniyle çoğunlukla Sardalya ile karıştırılırmış. Hamsi ile aynı familyadan geliyorlarmış. Kılçığı yok denecek kadar esnek olduğu ve çok minik oldukları için çerez gibi çıtır çıtır yeniyor.

Ben de bu balığı Cunda Balık Evi’nde yeme fırsatı buldum, ama itiraf etmeliyim ki mezeler o kadar lezzetliydi ki balık bana tatsız geldi. Biraz da balıkgiller ile aramın pek iyi olmamasından da kaynaklanabilir bu durum. Ayvalık’a yolunuz düşerse Cunda’da yiyebilirsiniz.

Şeytan Sofrası

Şeytan Sofrası
Şeytan Sofrası

Ertesi sabah manzaraya karşı kahvaltımızı yapıp Şeytan Sofrası’na doğru yola koyuluyoruz. Burada yapılan birkaç ritüel var, Şeytan’ın ayağı olduğuna inanılan çukura para atmak bunlardan biri 🙂

Sabah erken saatler olduğu için tur otobüslerinin kalabalığına yakalanmadan birkaç fotoğraf çekip Foça’ya doğru yola koyuluyoruz. 135 km yolumuz var, hava açık güzel bir bahar günü…

Cunda için Öneriler

Cunda’ya gitmeden önce yine bir liste hazırlamıştım kendime, sizin de işinize yarayabilir.

  • Cunda’da Taş Kahve’de limonlu adaçayı içilecek.
  • Cunda’nın kedileri meşhurmuş. Bol bol foto çekilecek. Sokaklarında gezilecek.
  • Değirmenden gün batımı izlenecek.
  • Yıkık kilisiden manzara izlenecek.
  • Selim ve Necdet Kent Kitaplığı ziyaret edilecek.
  • Cunda’nın arka tarafındaki Çataltepe’de denize girilecek.
  • Lokma yenilecek.
  • Özel küllahlı dondurma yenilecek.
  • Çift kaşar domatesli ayvalık tostu yenilecek.
  • O kadar yedikten sonra Hayat Bahçesi’ne gidip ev yapımı şarap içilecek.
  • İncikçi boncukçularda dolaşılacak.
  • Biberiye çayı içilecek.
  • Kelle peyniri, İncir reçel, Rum böreği yenilecek.
  • Papali balığı denenecek.
  • Cunda Balıkevi’nde yemek yenilecek.

Cunda Balık Evi sahilde değil, bir iki sokak içeride ama Cundanın en güzel restoranlarından biriymiş. Rezarvasyonlu gitmekte fayda var, yer olmuyor. Gerçekten yer bulamadık, bizi Cunda Hayal Evi otelinin restaurantına yönlendirdiler. Çok tatlı sahipleri var, bizi çok iyi ağırladılar.

Ege’de geçen her gün birbirinden güzel. Yeniden görüşmek üzere Ayvalık…

Ayvalık Macaron Konağı yazıma da bir göz atın.

Yolda Kalın!

"Çok okuyan mı bilir çok gezen mi?" diyerek yola çıktım, hala cevap arıyorum. Hayallerimin peşinden yolculuklara çıkıyor, deneyimlerimi blogumda, gazete ve dergilerde paylaşıyorum. Gezmeyi, okumayı, yazmayı ve hayal kurmayı seviyorum.

6 Yorumlar

  1. Ayvalık cundaya geldiyseniz mutlaka yapılması gerekenler listesine dalış aktivitesinide ekleyin Ayvalık Türkiye’nin en iyi dalış noktalarına sahiptir. Blog okuyucuları ayvalık cunda tatillerinde ayvalikdalis.com adresinden dalış hakkında bilgi alabilirler.

  2. Ayvalik Sehir Kulübü, Yörük Mehmet’in Yeri Hakkinda: Son derece kallavi bir hesabin ardindan bir ikrami cok gören, yemek ardindan cay-kahveyi belki ücreti mukabilinde icip icmeyecegimi dahi sormayan, iletisime kapali servis elemanlarini barindiran ancak yemekleri son derece lezzetli olan bir restoran. Servisi düzeltseler 9/10 olacak yer.

  3. Ayvalik’a gidenler icin yemek onerisi Yoruk Mehmet’in Yeri’ni tavsiye edebilirim. Sahilde Gumruk’un orada. Kime sorsaniz gosterirler. Diger adi Sehir Kulubu idi yanlis hatirlamazsam. Oradaki mezeleri baska hic bir yerde yemedim. Sadece meze yemek icin bile oraya gidebilirim.

Yorumunuzu Yazın