Gezme tutkum zaman içinde değişti; şehrilerden şehir dışlarına, kolay rotalardan zorlara, yakın yerlerden uzaklara doğru… Çölleri, okyanusları, dağları, adaları ise daha bir fazla severim… Seyahat planı yaparken de elim, gönlüm ister istemez oralara doğru kayar…
Tanzanya’nın Zanzibar adası da böyle giriverdi seyahat planlarıma. Dünyanın en meşhur egzotik adalarından biri, balayı için özellikle tercih edilen de bir ada imiş. Tabii benim de tamamen doğa gezisi. Ulaşım masrafı dışında ekonomik bir seyahat için de son derece uygun bir ada olduğunu da belirteyim. Gitmek için en güzel zamanlar da bizim yaz sezonumuzla aynı zamanlar.
Kenya Nairobi Havaalanı’ndan direk uçuşla Zanzibar’a indiğimde akşam saatleri idi. Kalacağım otelden havaalanı servisi istediğim için hemen çıkışta karşılandım ve doğru otele. Zanzibar’a ulaşmanın bir yolu da feribot ile Darüselam’dan kısa bir yolculuk yapmak.
Kaldığım otel meğer Zanzibar’da İngilizler tarafından yaptırılan ilk otelmiş. Otantik, yüksek tavanlı, Zanzibar ahşap sanatının güzel örneklerini yansıtan kapı ve pencere işlemeleri ile beni şaşırttı. Genellikle ucuza seyahat eden ben, acaba oda fiyatına yanlış mı baktım diye düşünmeden edemedim.
Zanzibar’ın oldukça ilginç bir tarihi geçmişi var, Perslerden Ummanlılara, Hintlilerden İngilizlere kadar pek çok ülkenin sömürgesi olmuş ya da kültüründen etkilenmiş.
Stone Town
Zanzibar’a gelenlerin bir kısmı benim gibi Stone Town denen adanın merkezinde kalırken, bir kısmı da bembeyaz kumsalların süslediği adanın doğu ya da batı kıyılarındaki otellerini tercih ediyorlar. Otellere gittiğinizde bütün gün havuz, deniz, güneş ya da paket alacağınız turlarla da adayı gezmeniz mümkün. Benim tercihim adanın kalbinin attığı Stone Town’da kalıp tüm adayı dolaşmak oldu.
Taştan yapılmış binalardan oluşan Zanzibar’ın ana yerleşim alanı olan Stone Town, hem ulaşım hem de ticari merkez. Adanın %90’ı müslüman, bu nedenle eğer dini bayramlar zamanında giderseniz herkes en süslü kıyafetlerini giymiş Forodhani Gardens’da zaman geçirirken görebilirsiniz. Gece pazarından türlü türlü deniz mahsülleri ızgaralarını da denemeden geçmeyin tabii.
Zanzibar Sahilleri
Zanzibar gelgitin çok net şekilde hissedilebildiği bir ada, bu nedenle sahil yürüyüşünüz birden sular altında kalabilir. Aynı zamanda bu gelgit çok güzel manzaralar da yaratıyor. Adanın en kuzeyindeki Nungwi’ye giderseniz sular çekildiğinde yosunları toplayan yerli halkın yarattığı muhteşem manzaraları Zanzibar’a özgü ağaçtan yapılan sallar eşliğinde izleyebilirsiniz. Adanın batısı daha çok parti plajlarına doğusu ise daha sakin otellerin olduğu plajlara ev sahipliği yapıyor. Full Moon, Half Moon gibi ayın zamanına göre partilere katılmak isterseniz zamanlamanızı buna göre yapmanızdda fayda var.
Zanzibar’da Yapılabilecek Aktiviteler
Zanzibar’da yapılacak pek çok aktivite var. Zevkiniz ve zamanınıza göre bir ya da birden fazlasını seçebilirsiniz.
Prison Island
Stone Town’a çok yakın eskiden üstünde hapishane olan bir ada. Şimdi üzerinde 100 yaşının üstünde dev kaplumbağalar yaşıyor.
Baharat Turu
Yarım günlük bir turla, sofralarımızda gördüğümüz pek çok baharatın bitki haliyle tanışabilirsiniz benim çok ilgimi çekti.
Kizimkazi Yunus Turları
Kesinlikle tavsiye etmiyorum ama çok popüler bir aktivite. Botlarla yunus sürülerini takip edip onlarla yüzmeye çalışıyorsunuz.
Dalış ve Şnorkel
Eğer Zanzibar için uzun zaman ayırdıysanız Pemba adası dalış tutkunları için muhteşem bir durak. Zamanım kısıtlı diyorsanız Zanzibar adasının hemen yakınında günübirlik dalış ya da şnorkel turu alabileceğiniz Mnemba adası da muhteşem bir su altı deneyimi sunuyor.
Jozani–Chwaka Bay National Park
Adanın ortasında minik bir jungle ve içinde türlü hayvanlar var. Özellikle kırmızı maymun buraya özgü bir tür olarak biliniyor.
Zanzibar’da Ne Yenir, Nerede Yenir?
Eğer deniz mahsüllerini seviyorsanız Zanzibar tam bir cennet, lüks restoranlardan sokak satıcılarına kadar aradığınız her seçenek var. Tanzanya’da beyaz adamlara “muzungi” diyorlar. Muzungilerin takıldığı her türlü Avrupa yemeğini bulabileceğiniz şık kafelerde çok çok uygun fiyatlara yemek yemek ya da içki içmeniz de mümkün.
Özellikle bir kaç yerin adını vermek isterim;
The Rock
Zanzibar’da gel-git nedeniyle pek çok güzellikler ortaya çıkıyor demiştim. Benim internette bir fotoğrafta görüp mutlaka görmek istiyorum diyerek gittiğim “The Rock” restoran da bunlardan biri. Sular çekildiğinde karadan yürüyerek ulaşabilirken, sular yükseldiğinde daha haline gelen minik bir kaya parçası üstündeki bu restorana yemek yemek için olmasa bile, fotoğraf çekmek için dahi gidilir.
Lukman
Stone Town içinde Slave Market’e yakın bizdeki esnaf lokantası formatında yerel yemek yiyebileceğiniz bir lokanta burası. İçerisi her zaman lokal yemek denemek isteyen yabancı ve yerlilerle dolu oluyor.
Livingstone Beach Restoran
Stone Town’da ayaklarım plaja değsin, biramı yudumlarken gün batımını da izleyeyim diyorsanız işte burası orası. Zanzibar’da geçirdiğim süre boyunca sanırım her gün bir kez uğradım .
Africa House Hotel
Stone Town’da otantik butik bir otelin terasında gün batımını en güzel izleyebileceğiniz yer burası. Benim şansıma gittiğim gün bulut vardı, gün batımını izleyemesek de manzara çok güzeldi.
Zanzibar hem deniz tatili, hem de farklı aktiviteleri, farklı kültürleri deneyimlemek için güzel bir ada arayanlar için iyi bir seçenek. Güvenlik sorunu çevresindeki Kenya-Tanzanya ile kıyaslandığında yok denecek kadar az.
Yolda kalın.
13 Yorumlar
Merhaba,
Zanzibar ile ilgili bu güzel yazınızı adaya gidip döndükten sonra farkettim. The Rock restoranı kaçırmışız maalesef.
Biz Balayı için gittik ve oldukça memnun kaldık. THY’nin direkt seferleri de İstanbul’dan ulaşımı oldukça kolaylaştırdı. Gerek ada halkı gerekse beach boylar ile diyaloglarımızda olumsuz bir tavırla karşılaşmadık.
İnternetten de araştırdığım kadarıyla Nungwi ve Kendwa bölgesi deniz ve oteller açısından daha güzel.
Biz de Zanzibar ile ilgili düşüncelerimizi blogumuzda paylaştık, bekleriz 🙂
Bir anektodu unutmuşum sahilde dolaşan beach boy’lar.. Zanzibarın reklamının yapıldığı birçok sitede bu beach boyların zararsız olduğu yazılıyor ancak zaman zaman çok agresifleşebiliyorlar.. Sahilde bir yürüyelim beyaz kumun tadını çıkaralım derken yanınızda biraz kötü kokan bir beach boy beliriyor ve cevap vermediğinizde veya terslediğinizde tehlikeli bir durumda kalabiliyorusunuz.. Özetle gitmeyin derim..
merhabalar sayın blog sahibi ve takipçiler. zanzibar adasına eşim ve iki arkadaşım ile nairobi deki 4 günlük safari ziyaretinden sonra gittik ve 5 gün kadar kaldık. ada evet güzel fakat çok pahalı..yemeğinizi sipariş ettiğinizde 2 saat bekleme süresini de hesaba katmanız gerekiyor. Ayrıca ada beyazlar ve tatilciler hiç güvenli değil. 2013 ve 2014 yıllarında yapılan asitli ve bombalı saldırılar bunu gösteriyor. İngiltere vatandaşlarınıZanzibar ile ilgili uyarıyor zaten gittiğinizde Hollandalı ve Türk turistlerden başka kimseyi göremiyorsunuz muhtemelen bu ülkelerde blogger ve turizm şirketleri tarafından tehlikelere karşı uyarılarda bulunulmuyor. Deniz kum çok güzel ok ama mayo bikininizi giyip güneşlenmek denize girmek istediğinizde terlikle taşla tacizler yaşanabiliyor. Sahilde otururken gözünü ayırmadan bakmak suretiyle yapılan tacizleri anlatmıyorum bile. arka köyünüzdeki camilerden yapılan yüksek sesli dualar ve cihat çağrıları eşliğinde mehtabı seyredip şarabımı yudumlarım diyorsanız sizler için muhteşem tercih olabilir. Ya da stone town da yürürken suratınıza asit atılması hoşunuza gidiyorsa da zanzibar bulunmaz nimet..aşağıda asit saldırısı ve bombalı saldırılar ile ilgili linkleri bulabilirsiniz..
http://www.dailymail.co.uk/news/article-2389209/Zanzibar-acid-attack-Muslim-preacher-wanted-attack-British-teenagers-shot-police.html
http://www.telegraph.co.uk/news/worldnews/africaandindianocean/zanzibartanzania/10899560/Zanzibar-bombing-leaves-one-dead.html
Bahsettiğiniz durumların hiçbiri karşılaşmadım, ilginç olmuş.
Açıkçası ben de yeni geldim ve hayatımda gezdiğim en güvenli yerlerden biri idi. Barselona’da başına birşey gelme ihtimali çok daha yüksek sanırım. Sadece yerli halkın aşırı bir şey satma arzusu ve ısrarı sıkıcı. Onda da tehlike oluşturacak bir boyuta gelmiyor süreç. Ben hatta turistlerden ayrılıp yerli halkın kullandığı dala dala gibi araçlarla seyahat ettim, çoğu zaman tek beyazdım ve hiçbir sıkıntı yaşamadım. Tabi bu hiçbir zaman başına birşey gelmez deme değil. Ama dünyanın her yerinde başına birşey gelebilir, kötü insanlara rastlayabilirsin. Sonuçta İstanbul’da yaşıyoruz. İdmanlıyız 🙂
Hayallerimizdeki yerler, deniz mükemmel gerçekten güzel bir yazı olmuş. Sıkılmadan okudum 🙂
Çok teşekkür ederim yorumunuz için.
Ada gezileri daha heyecan verici oluyor.
Ben de ada severim.
Çok gezip çok biliyorsunuz başarılısınız yazılarınızı takip ediyorum teşekkürler
İlgi ve takibiniz için ben teşekkğr ederim
Freddie Mercury doğum yeri. Burası da Tayland adaları gibi bakirliğini kaybetmeye başladı maalesef.
Aynen, bakir yerler bulmak lazım 🙂