80 günde parasız devri alem yapılır mı? Yapılır, yapılmış… İki maceraperest Milan ve Muhammer, hiç para harcamadan 80 günde Avrupa’dan başlayıp Asya, Amerika kıtalarını geçerek başladıkları nokta olan Paris’e geri dönmüşler. Bu maceralarını da 80 Günde Parasız Devri Alem kitabında anlatmışlar.
80 Günde Devri Alem Kitabı Yazarları
80 Günde Devri Alem kitabı iki arkadaşın birlikte yazdığı bir kitap. Yazarlardan biri Muammer Yılmaz. Muammer, Türk bir ailenin Fransa’da hayata gözlerini açmış çocuğu. Strasbourg Üniversitesi’nde sinema ve antropoloji eğitimi almış. Yönetmenlik ve fotoğrafçılık yapıyor. Aynı zamanda “Bir Hayalim Var” projesinin de yaratıcısı. Diğer yazar ise Muammer’in Alman arkadaşı Milan Bihlmann. Uluslararası ticaret eğitimi almasına rağmen profesyonel olarak jonglörlük yapıyor.
Hem Muammer hem de Milan iflas olmaz birer iyimser! Kitaba konu olan yolculuk da böyle başlıyor zaten! 19 ülke ve 47.000 kilometre yol katediyorlar. İkili ilk kitapları olan 80 Günde Devri Alem’i önce Fransızca olarak yazmışlar ve yayınlanmış. Ardından İngilizce ve Türkçe’ye çevrilmiş kitap ve Türkiye’de Ephesus Yayınları tarafından yayınlanmış.
Kitabı internetten kolayca satın alabilirsiniz. Satış fiyatı 17-27 TL arasında değişiyor. Kitabın tüm gelirini ise Afrika’da ihtiyacı olan insanlar için harcıyorlar
Ayrıca birlikte kurdukları Optimistic Traveler isimli bir internet projeleri de var. Dünya üzerinde birinin hayalini gerçekleştirmek isteyen insanları bir araya getirmeye çalışıyorlar.
80 Günde Devri Alem Kitabıyla İlgili Yorum ve Değerlendirmelerim
Muammer ve Milan beş parasız yaptıkları ve dünyada iyi insanların olduğuna dair inançlarına güvenerek çıktıkları yolculuklarını anlattıkları bu kitap çok ilham verici. Param yok, zamanım yok, hayallerimi gerçekleştirmek için türlü mazeretlerim var diyenlere aslında tek ihtiyacımızın bir hayal olduğunu ispatlıyor!
Kitap çok sürükleyici, Bursa ve Burdur seyahatlerim sırasında yolda hızla okudum. Her günü ayrı ayrı anlatmışlar. “Acaba yarın başlarına neler geliyor” diyerek göz açıp kapayana kadar okumuşum.
Hikayedeki, bizim için, en üzücü bölüm İstanbul’a gelir gelmez ekipmanlarının çalınması. Farklı dillerde basılmış bu kitapta üstelik yazarı bir Türk iken yarattığı İstanbul imajı bizim adımıza çok üzücü. Çalınan ekipmanların akıbeti ve yerine yenilerini koyup koymadıkları kısmı da havada kalmış. Neyseki devamında Türkiye’deki deneyimleri hep pozitif ve ilk yaşadıklarını unutturur nitelikte.
Kitap çok ilham verici olsa da tabii ki eleştirilerim de var:
- Yolda tanıştıkları insanların isimleri onlar için önemli olsa da her gün bir sürü isim okuyucu için bir yerden sonra sıkıcı ve yorucu. O yolda tanıştıkları kişilerin ilginç hikayelerine daha fazla yer verilebilirmiş. Mesela 28.sayfada yer alan etkileşim ve hikayelerin detayını okumak istiyorum.
- Biz çok pozitifiz, dünya da çok pozitif mesajının altı çok fazla çizilmiş. Her gün neredeyse aynı mesajla bitiyor. O mesajı aldık, başka ne var demeden edemiyor insan.
- Bu arada kitap çevirisinin de çok iyi olmadığını söylemem lazım. Türkçe’de “etkileşim” lafını ne kadar az kullanırız değil mi? Kitabın her sayfasında neredeyse kullanılmış bu kelime.
- Bazı hikaye kopuklukları da beni rahatsız etti. Pakistan geçişi sırasında ekibe dahil olan İlker nereden çıktı mesela? Benzer şekilde Optimistik Gezgin felsefesi Tayland’da birden ortaya çıkıyor. Halbuki o zamana kadar bu konudan hiç bahsedilmedi.
- Kitabı okurken keşke bu anın bir fotoğrafı olsaydı dediğim pek çok sayfa oldu. Kitap okurken konunun geçtiği mekan veya insanların tasvir edilmesini seviyorum. Yazarqk anlatıl(a)mayanları göstermenin iyi bir yolu ise kitaba fotoğraf eklemek olabilirdi.
Pozitif olmak, iyimser olmak, dünyadaki tüm insanlara güvenmek ve onları sevmek yazması kolay uygulaması çok zor sözler. Muammer ve Milan’a bu yollarında başarılar diliyorum!
Yolda kalın!