Afrika deyince birçok insanın aklına ilk gelen yerlerden biridir Kenya ve Masai Mara. Benim de uzun zamandır gitmek istediğim ve Şubat 2014’te biletlerimi alıp heyecanla bilet tarihinin gelmesini beklediğim bir seyahat rotasısıydı. Kenya demek benim için aslında çeşit çeşit hayvan, renkli Afrika kültürü ve cömert bir doğa demekti… Hepsinin de hakkını sonuna kadar verdi 🙂

Masai Mara'da Safari
Masai Mara’da Safari

Kenya-Zanzibar-Tanzanya gezi rotası ve 9 günlük Kenya-Tanzanya gezi maliyetleri yazılarıma da mutlaka göz atın.

İstanbul’dan Nairobi’ye Yolculuk

İstanbul’dan uçağımız Cuma akşamı 18:45’te kalkacaktı. Erkenden Atatürk Havalimanı’na gelip zamanın gelmesini heyecanla bekledim, bekledik. Aslında yola 4 kişi çıkıyor ama 2 kişi devam ediyorduk. Sevil, Aydan, Özgür ve Nazmiye dörtlüsü olarak Kenya’nın başkenti Nairobi’ye doğru yola koyulduk. 

Nairobi’ye gece 01:00 gibi indik. Nairobi havaalanı yenileme çalışması yüzünden minicik bir alana çekilmiş havaalanı, biz vize ve pasaport işlerini halledene kadar çantalarımız gelmişti bile. Kenya kapıda retina tarama ve parmak izi aldıktan sonra 50 Usd karşılığı vize veriyor. Hiç birşey de sormuyor.

Hemen alanda dolar bozduruyoruz ki para lazım olursa sıkışmayalım. Dolar kuru normalde 89 şilin iken havaalanında 86 şilin bu yüzden sadece 50 Usd bozduruyoruz.

ÇOK OKUYAN ÇOK GEZEN TÜYOSU: Havalimanlarında genelde döviz kur kötü olur. Ülkeye girişte o ülkenin para birimine illa ki ihtiyacınız olacağı için olabildiğince mümkün olduğunca az para bozdurup şehir merkezine gidince para bozdurmaya çalışın.

Çıkışta daha önce anlaştığımız turun şoförü bizi bekliyor ama sabaha kadar havaalanındaki ofislerinde bekliyoruz. Ben safariyi Afrika’daki hemen hemen bütün turları bulabileceğiniz Safaribookings.com sitesi üzerinden bulmuştum. African Breeze Tours bizim safariye katıldığımız firma. Cate’e benim selamımı söylerseniz biraz indirim alabilirsiniz, zira sağlam pazarlık etmeniz lazım.

Bir gece daha otel parası vermek istemediğim için sabaha kadar havaalanında bekledikten sonra şehir merkezine geçtik. Sabah 06:00 olmasına rağmen şehir uyanmış ve koşturma başlamıştı bile. Burada hayat erken başlıyor… Nairobi halkının gittiği yerel bir kafede kahvaltı ettik. Haşlanmış kahvaltıda bitki kökü yeniyor. Bana çok tatsız tuzsuz gelse de tadına baktım 🙂 Nairobi beklediğimden çok daha düzenli ve bakımlı. Girdiğim bütün tuvaletler tertemizdi.

Büyük Rift Vadisi

09:00’a doğru yola çıktık. 6 kişilik araçta biz iki Türk, Yunan bir çift, Alman ve Perulu bir çiftten oluşan güzel bir grup olduk.

İlk durak Amik ovasından başlayıp 9600 km yol kat ederek Kenya’ya ulaşan Büyük Rift Vadisi izleme noktası idi. Binlerce yıl sonra Afrika’yı ayıracak bu vadi şu an çok masum ve güzel görünüyor. Yemek molası vereceğimiz Narok şehrine kadar etrafı akasya, kaktüs ağaçlarıyla kaplı yemyeşil bir yoldan gittik. Yemekte pirinç pilavı, mercimek, ıspanak ve haşlanmış tavuk var. Sonraki günlerde de menümüz benzer olacak.

Bu arada yollar dar, kalabalık ve bozuk. Bu nedenle oldukça yavaş ilerliyoruz.

Masai Mara Koruma Alanında Safari

Masai Mara Koruma Alanın’dan önceki son şehir Narok, bu bölgedeki en büyük şehir ve Masai kabilesinin de en büyük şehri. Bir sonraki durak Masai Mara!

Yolda henüz kampa girmeden gördüğümüz hayvanlar: zebra, yarasa, babun, maymun, antilop, bol keçi, bol koyun, bol inek. Kalacağımız kamp alanı beklediğimden çok daha güzel. King size  yataklı kişiye özel dev çadırlar, her çadırın kendi banyo tuvaleti ile gayet güzel. İlk gün izlenimi olarak Kenyalılar gayet temiz.

16:00’da game drive için kamp alanından çıkıyoruz. Game Drive’dan kasıt kendi doğal alanında vahşi hayvanları araç içinden izleme.

Masai Mara dünyada en fazla hayvanı bir arada görebileceğiniz tek alan. İlk gün 2 saat içinde pek çok vahşi hayvan gördük:

  • pek çok çeşit geyik
  • thompson gazella
  • grand gazella
  • bufalo
  • zebra
  • erkek aslan
  • babun
  • zürafa
  • antilop
  • mongoo
  • pumba
  • topic geyiği
  • wild beest
  • hat beest

Kamp alanına döndüğümüzde yemek yer yemez uykuya daldık. Hepimiz çok yorgunduk.

Ertesi gün, güne sabah 07:00’de kahvaltı ile başlayıp hemen vakit kaybetmeden bütün gün sürecek Game Drive’a başladık. İkinci gün ilk gün gördüklerimize ek olarak aşağıdaki hayvanları gördük;

  • antilopların en küçüğü ve en büyüğü
  • fil sürüsü
  • çita
  • hipopotam
  • timsah
  • dişi aslan ve yavruları
  • leş yiyen 2 çeşit kuş
  • renk renk kuşlar
  • minik maymun

Fillerin tuz yemek için geldikleri bölgede 50 fili bir arada gördük. Aslandan kalan avı paylaşan leş yiyici kuşları. Çevresini tanımaya çalışan genç bir çitayı, zıplama egzersizi yapan bir geyik yavrusunu, ve daha bir sürü… Hepsi ayrı ayrı muhteşemdi. Onları doğal ortamlarında görüp yaşamlarına tanıklık etmek müthiş bir deneyim.

Dünyanın En Ünlü Kabilesi Masailer

Akşam 16:00 gibi kampa döndük. Ekstra alabileceğimiz Masai Mara köyü gezisini kaçırmadık tabii. Kişi başı 12 Usd verdik. Son derece turistik bir aktivite. Masai erkekleri önce bir karşılama dansı yapıyor, sonra da yükseğe zıplama yarışı. En yükseğe zıplayan hem köyün en güzel kızını alıyormuş hem de başlık parası olarak 10 inek yerine 7 inek veriyormuş. Tabii ki ben de dansa ve zıplama çılgınlığına katıldım. Sonrasında köyü gezdiriyorlar. Köyün yapısı yuvarlak şeklinde, ortadaki alanda akşam inekleri topluyorlarmış. Koyunlar ve keçiler için de ayrı ağıllar var. Kerpiçten yapılmış küçücük evlerinde çok küçük bir pencere dışında ışık yok. Gezi sonunda kendi yaptıkları incik boncukları satmaya çalıştıktan sonra bir de zorla köyün kadınlarına şarkı söyletti köyün erkekleri. Kadınların işlerini bırakıp geldikleri ve çok mutsuz oldukları her hallerinden belli idi. Kampa kadar bize 3 Masai eşlik etti, yolda gördüğümüz bitkileri nasıl kullandıklarını da anlattılar. Günü kampımızda yorgun ve mutlu bitirdik.

Masai Mara’da son günümüzde sabah 06:00da sabah Game Drive için yola çıktık. Önceki günlerden farklı bir hayvan göremedik ama zürafalara epeyce yakınlaşma fırsatımız oldu. Kampa dönüp kahvaltı ettikten sonra bir sonraki durağımız olan Nakuru’ya doğru yola koyulduk.  Yolda Perulu ve Alman arkadaşlarımız Nairobiye dönmek üzere bizden ayrıldılar. Sırayla Longolot dağı, Navaisha gölü ve adını hatırlayamadığım bir gölü daha geçerek Nakuru’ya öğleden sonra 16:00 gibi ulaştık. Otelimiz 1970’lerden kalma bir oteldi. Nakuru merkeze de National parka da uzak olduğundan günü otelde bitirdik.

Nakuru Milli Parkı ve Flamingolar

Nakuru Milli Parkı
Nakuru Milli Parkı

Sabah 07:30 Nakuru Gölü Milli Parkı’na gitmek üzere yola koyulduk. Nakuru Milli Parkı flamingo ve beyaz gergedanları ile meşhur. Diğer günlerden farklı gördüğümüz hayvanlar:

  • flamingo
  • water buck
  • impala
  • white rhino

Flamingoları Uyuni’de de gördüğümde çok heyecanlanmıştım. Nakuru’da da aynı etkiyi yarattı, ikisinin tadı birbirinden farklı idi.

Beyaz gergedanları çok uzaktan ancak dürbünle görebildik. Parkta sadece 80 tane olan bu hayvanların 4ünü görmüş olduk. Soyu tükenmekte olan bu hayvanları hala avlamaya çalışanlar olduğunu duymak ise çok can sıkıcı, insanoğlunun vahşetini bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu parka kendi özel aracınızla da girebiliyormuşsunuz, yanınızda rehber olmadan.

Nakuru gölüyle ilgili bir diğer ilginç bilgi ise, göl suları iklim değişimleri yüzünden yükseliyormuş, bu da çevresindeki ağaçların kurumasına neden oluyormuş. Gölün yükselmesini engellemeye çalışıyorlarmış. Göldeki yükselmeyi yol tabelasının suyun altında kalmasından görebilidik.

Milli Parkın içinde bir de küçük şelale vardı.

Nakuru’da Başka Ne Yapılabilir?

Eğer vaktiniz varsa 120 km kadar daha kuzeye çıkıp ekvator çizgisini görebilir, Barış Manço deneyini yapabilirsiniz. Ben yapamadığım için çok üzgünüm 🙁

Game drive’dan sonra Nairobi’ye doğru yola koyulduk. Kenya’nın en meşhur milli parklarına giden yolun tek şerit aynı zamanda da ticari araçların da yoğun kullandığı bir hat olması nedeniyle çılgın bir trafik vardı. Nairobi trafiği ise daha da beterdi, bir an Zanzibar uçağını kaçıracağımızdan endişe ettim. 18:45 Nairobi-Zanzibar uçuşumuz 15-20 dakika rötarla kalktı. Bir sonraki durağımız Zanzibar maceralarım başka bir yazıya artık 🙂

ÇOK OKUYAN ÇOK GEZEN TÜYOSU: Herhangi bir safariye katılacaksanız, yanınıza uzaktaki hayvanları görebilmek için bir dürbün ve eğer fotoğraf çekmeyi seviyorsunuz zoom lensi olan bir fotoğraf makinası götürmeniz iyi olur. Bazı hayvanlara çok yaklaşmak mümkün olmuyor, hem güvenlik hem de hayvanı ürkütmemek için. Bu nedenle dürbün ve/veya zoom lens oldukça işe yarıyor.

Kenya Masai Mara Videosu

Yol arkadaşım, canım kocam Özgür Uzun seyahatimizi 8 dakikalık bir videoya sığdırdı, ben her izlediğimde tekrar gitmiş gibi oluyorum. Umarım siz de aynı keyifle izlersiniz.

Yeni yazılarımdan haberdar olmak, daha fazla fotoğraf ve video için sosyal medya hesaplarımı takip etmeyi unutmayın! 

Yolda kalın!

"Çok okuyan mı bilir çok gezen mi?" diyerek yola çıktım, hala cevap arıyorum. Hayallerimin peşinden yolculuklara çıkıyor, deneyimlerimi blogumda, gazete ve dergilerde paylaşıyorum. Gezmeyi, okumayı, yazmayı ve hayal kurmayı seviyorum.

11 Yorumlar

  1. Merhaba,

    harika bir tatil gecirmissiniz belli. Sanirim bir safari’de gorulebilecek her tur hayvani gormussunuz. Gitmeden once asi oldunuzmu? Mutlaka gorulmesi gerekli diyebileceginiz bir yer varmi Nairobi’de? Nelere dikkat etmeliyiz gitmeden once.

    Resimleri bizle paylastiginiz icin tesekkurler. Hepsi harika.

    • Merhaba Ali,

      Gitmeden önce seyahat sağlığı merkezine gidip aşılarımı olmuştum. Size de tavsiye ederim. Hangi aşıları olmanız gerektiğini söylüyorlar zaten.
      Nairobi’de benim gitmek isteyip gidemediğim bir Zürafa Yetimhanesi vardı. Listenize ekleyebilirsiniz.

    • Merhaba Saime,

      O hayvanları doğal ortamlarında görmek müthiş, yazıyla aktarmak ise mümkün değil.
      Umarım biraz olsun sizi oralara götürebilmişimdir 🙂
      Sevgiler

Yorumunuzu Yazın